Bunlar herkesi kör, âlemi sersem sanýyor galiba... Baksanýza, yapacaklarýný yaptýlar, ama yapýlanýn arkasýnda kendilerinin bulunduðunun bilinmesini istemiyor, ortaya çýkacak diye olaðanüstü çaba gösteriyorlar...
Kimler mi? Amerikalýlar elbette...
Mýsýr’da halk tarafýndan demokratik yöntemle seçilmiþ Cumhurbaþkaný Muhammed Mursi’yi deviren askerlerle aralarýnda yakýnlýk bulunduðu bilinmesin istiyor ABD; dýþiþleri bakaný John Kerry yakýnlýðý ele veren bir yanlýþlýk yaptý diye neredeyse çarmýha gerilecek... Kerry’nin baþýnda bulunduðu bakanlýktan “Hayýr, öyle demek istemedi” açýklamasý geldi; ardýndan Beyaz Saray da “Baþkan Obama’nýn politik çizgisine aykýrý” diyerek açýklamasýyla araya mesafe koydu.
Kerry’nin, “Ordu Mýsýr’da demokrasiyi iþletmek için müdahale etti” özet cümlesiyle anlattýðý mâlumun ilâmý aslýnda... Washington’un askeri müdahaleye ‘darbe’ diyemediði görülür görülmez, dünyanýn her tarafýndaki gözlemciler, daha ilk gün ‘Bu iþin arkasýnda Washington var’ demiþti çünkü...
Dýþiþleri bakaný Kerry o sözleri Pakistan’da Geo TV’den Hamid Mir’e verdiði mülâkatta sarf etti.
Amerikalýlar gittikleri ülkede televizyonda kimin karþýsýna oturacaklarýna dikkat ederler. Hamid Mir Pakistan’ýn genç kuþak (d. 1966) gazetecilerinden; þöhrete 11 Eylül (2001) uðursuz eylemleri sonrasýnda ‘Üsame bin Laden ile son mülâkatý yapan gazeteci’ olduðu anlaþýlýnca kavuþmuþtu. ‘Eylemleri El-Kaide örgütü yaptý’ kanaatinin bütün dünyada yaygýnlaþmasýnda en büyük paylardan birinin sahibiydi Mir...
“Nasýl olsa ondan zarar gelmez” diye mi düþünmüþtür Amerikalýlar? Karþýsýna oturur oturmaz Mir’in ilk sorusunun Mýsýr ile ilgili olmasý ve verdiði geçiþtirici cevap üzerine lâfýný açmaya çalýþmasýyla Kerry ne kadar þaþýrmýþtýr kimbilir...
Ýlk soru þuydu: “ABD demokrasiye inanýyor. Bütün dünyada demokrasi þampiyonu geçiniyor. Ýyi de, neden Mýsýr’da demokratik yöntemle seçilmiþ Cumhurbaþkaný Mursi’yi deviren askeri müdahaleye karþý açýk tavýr almýyor?”
Cevap: “Yerinde ve önemli bir soru bu, ben de doðruca cevaplayacaðým. Hepsi de ülkenin kaosa ve teröre maruz kalmasýndan endiþeli milyonlarca insan tarafýndan ordu müdahaleye davet edildi. Bize göre, idareyi ele almadý ordu; ülkeyi sivil bir hükümet yönetiyor. Ýþin aslý, demokrasiyi yeniden iþletmeye çalýþýyor...”
Devam sorusu: “Sokaklarda insanlarý öldürerek mi?”
“Çattýk belâya” diye iç geçirip “Beni bu adamýn karþýsýna kim oturttu?” diye hesap sormacasýna saða-sola baktýðýna eminim Kerry’nin...
Böyle durumlarda hep olduðu gibi, þaþkýnlýkla iþbirlikçilerini fâþ etmiþe benziyor ABD dýþiþleri bakaný. “Hepsiyle doðrudan konuþtum” dediði isimleri bu noktada sýralamýþ zira: Cumhurbaþkaný Mansour... Yardýmcýsý ElBaradei... Gen. el-Sisi... Dýþiþleri bakaný Nabil Fahmy... Ardýndan, sýra dýþarýya gelmiþ ve AB’nin dýþ iliþkilerden sorumlusu Lady Catherine Ashton’un da adýný zikretmiþ...
Mýsýr’da kimin esas sorumlu olduðunu ise “Ýnsan kaný dökülmemesi konusunda Gen. Sisi’yi defalarca uyardým” cümlesiyle ele vermiþ Kerry...
Ertesi gün ABD dýþiþleri bakanlýðý kýrýklarý toplama çabasýna giriþti, ama beceremedi. Kerry’nin yardýmcýsý William Burns ertesi gün geldiði Kahire’de gönüllerini kazanmaya çalýþtýðý darbe-karþýtlarýndan “Ne yani, insanlar Washington’da da sokaklara dökülse, ABD savunma bakaný Chuck Hagel duruma müdahale edip Baþkan BarackObama’yý devirebilir mi?” tepkisini aldý...
Gen. Mursi 2005 yýlýnda, henüz tuðgeneral iken, ABD’nin Harp Akademisi’nde bir yýl aðýrlanmýþ... Esas hoca kalp krizi geçirdiði için o dönem öðrencilerine Akademi içerisinde faaliyet gösteren Stratejik Araþtýrmalar Enstitüsü’nden Prof. Sherifa Zuhur ders veriyormuþ...
Ýþe bakýn, Amerikan vatandaþý olan Sherifa Haným aile tarafýndan Mýsýrlý... Filistin konusunda duyarlý biri de... Economist dergisinden bir muhabir kendisini arayýp “Amerika’dayken Sisi nasýldý?” sorusunu yöneltmiþ; ama dergide çýkan yazýda yalnýzca iki cümlesini kullanmýþ.
Sherifa Haným kýzmaz mý, kýzmýþ tabii...
Yarýný beklerseniz, Economist’in kullanmadýðý ayrýntýlarý burada okuyabilirsiniz...