Darbelere alkýþ tut, demokrasiye burun kývýr!

Darbe sonralarýnda “Oooh Be!” “Hele Þükür!” “Asker Dur Dedi!” gibisinden baþlýklarla zorbalýða alkýþ tutup demokrasiyi yaka paça mezara týkanlarýn önünde eðilip bükülenler, bu gün “AKP’den Demokrasi mi Bekliyordunuz?” gibisinden baþlýklar attýklarýnda insan ister istemez, çok kýsa bir süre için de olsa, sinirleniyor ama sonra “Huylu huyundan vazgeçmez” deyip gülümsüyor sadece. Ben nice anlý þanlý gassteci bilirim Evren diktatörlüðünün Genel Sekreteri ve Ýletiþim Sorumlusu Kor Amiral Iþýk Biren’in kapýsýnda saf tutmuþ, paþanýn aracýlýðýyla Kenan Efendimize ulaþarak eteðine yüz sürmek, el etek öpmek için sabýrsýzlanan. Bugün bunlar Baþbakan’ý da demokrasi paketini de beðenmiyorlar; beðenmemek bir yana yerden yere vuruyorlar. Hadi diyelim insan kendi ayýbýný unutur, geçmiþiyle yüzleþmek istemeyebilir, ama yakýn tarihimizin nice ayýbýný bir çýrpýda nasýl belleðinden siler?

Örneðin daha on yýl önce biri kalkýp “Özel okullarda Kürtçe dersler konulacak” deseydi ne olurdu? Hiiiç mi?! O saat tutuklanýr; karakolda bir araba sopa yer, hakim karþýsýna çýkartýlýr sonra da hücreye týkýlýrdý. Örnek mi? Ýsmail Beþikçi! Doðu Anadolu’nun Düzeni kitabýný yazdý diye onlarca yýl hapislerde yattý! Baþbakanýn açýkladýðý paketle böyle bir kepazeliðin bir daha yaþanmayacaðý güvenceye alýndý mý alýnmadý mý?

Baþörtüsünün özgürleþmesinden kimse özenle söz etmedi. Sadece Yargýçlar Sendikasý Baþkaný, Cumhuriyet Baþsavcýsýna, “Ne duruyorsun?! Hadi soruþturma baþlat!” çaðrýsýnda bulundu. AK Parti baþörtüsünün önündeki yasaðý kaldýrmaya daha önce soyunduðunda partinin kapatýlmasýna ramak kalmýþtý. Anlaþýlan o günlerin özlemiyle Cumhuriyet Baþsavcýsýný göreve davet ediyor. Bu muhterem ve onun gibiler demokrasi havarisi olarak ortalýkta salýnýr, Atatürk’ü dillerinden düþürmez, tartýþmaya girip de köþeye sýkýþtýlar mý “Biz Mustafa Kemal’in Askerleriyiz!” diye baðýrarak iþin içinden çýkarlar. Ne ilgisi vardýr baþörtüsüyle Mustafa Kemal’in askerlerinin? Bilen varsa söylesin lütfen.

Tayyip Erdoðan nefretini yaþam biçimi olarak benimsemiþ tayfayý rafa koyalým, bir dönem AK Parti’yi desteklemiþ, Anayasa oylamasýndan sonra hükümetin demokrasi yolunda daha ileri adýmlar atmadýðýndan yakýnan liberaller paket için “Destekliyorum ancak yetmez...” demekteler. Baþbakan farklý bir þey söylemiyor ki zaten? “Devamý gelecek” derken demokratikleþmenin bir sýnýrý olmadýðýný belirtiyor. Baþbakan Yardýmcýsý Bekir Bozdað da bundan sonra sýrada Aleviler’le ilgili paketin gelmekte olduðunu belirtiyor. Bu da “iyi ama Alevilerden söz edilmiyor!” diyenlere bir yanýt.

Baþbakana “Apoletsiz Kenan Evren” diyen ezeli ve ebedi muhalefet partisi genel baþkaný Kemal Kýlýçdaroðlu’ndan söz etmeye gerek yok. Paket ilk açýklandýðýnda “bizim önerilerimizi dikkate bile almamýþlar” diyen Kemal Bey, aradan daha 24 saat geçmeden“önemli bir kýsmý bizim önerilerimizin bir kopyasý” diyerek her zamankince ne söylediðini bilmeyenler saflarýnda baþý çekmeyi baþardý. Kýlýçdaroðlu’nun söyledikleri üzerine kafa yormanýn, yorum yapmanýn sadece vakit kaybý olduðunu artýk aklý baþýnda herkes kestirebiliyor.

Sayýn Devlet Bahçeli’nin yorumlarýnaysa sadece “no comment” demek yeterlidir sanýrýn. Öte yandan Kürtlerin küçük bir bölümünü temsil ettiðine inandýðým BDP, “eþ baþkanlýk ve ana dilde seçim propagandasýný” alkýþlarken paketin geri kalan bölümleri üzerinde durmuyor salt beklentilerini karþýlamadýðýný söylüyor. Onlar da paketin devamlarý olduðunu duymamýþ ya da duymak istememiþler herhalde. Sayýn Ahmet Türk’ün kabaklý patlýcanlý yorumunuysa laf olsun torba dolsun hanesine yazýyorum.

Baþbakanýn açýkladýðý paket kendisinin de belirttiði gibi bir baþlangýçtýr. Yeterli olmadýðýný belirten de kendisidir. Ve Baþbakan “Demokrasi Paketinin Tamamý Budur” diyinceye kadar da geniþ kapsamlý eleþtiri yapmak ya da fikir belirtmek fazla anlamlý olmasa gerek...