Darbelere karşı olmak!

Tarık Akan’ı anlatırken “darbelere karşı” diyorlar sürekli.. 

Buna referans olarak da 12 Eylül döneminde yargılanmasını gösteriyorlar.. Evet 12 Eylül baskı rejimine meydan okumuş Tarık Akan.. Bedel de ödemiş.. Ama mesela 27 Mayıs’ı da 28 Şubat’ı da başından sonuna kadar desteklemiş.. 
 

“.... Solcu arkadaşlar bana kızacak ama, 27 Mayıs da 28 Şubat da darbe değildir. Birincisi önümüzü açtı, yeni düşüncelerle tanışmamızı sağladı. 28 Şubat da bir darbe değildir. Çünkü laik Cumhuriyet’ten uzaklaşmamızın önünü kapattı....” (2011/Aydınlık)  

Şimdi nasıl bir darbe karşıtlığından söz ediyoruz burada?..

Nereden geldiğine ve kimi vurduğuna bakarak darbe karşıtlığı ya da savunuculuğu yapılır mı?..

“Devrimci” diyorlar mesela Tarık Akan için.. 

Gerçekten devrimci olsaydı eğer, Recep Tayyip Erdoğan’a küfretmek yerine onun yanında yer alırdı..  

Zira ömrünü adadığı ne varsa; eşitlik, hürriyet, sosyal adalet, etnik ve mezhepsel ayrımcılıkla mücadele, hepsiye savaşan en büyük devrimcidir Recep Tayyip Erdoğan..

Jargon olarak çok “sol” koktuğu için böyle ifade edilmez, ama öyledir.. Tarık Akan’a ise gerçek devrimci Erdoğan’ın yanında dense dense “statükocu” denebilir en fazla.. 

ABD askerini kovmak!

Gazeteler büyük bir heyecanla veriyor.. 

“Amerikan askeri kovuldu” diye.. 

Hikaye şöyle;

Fırat Kalkanı harekatının 3.aşaması olan El Bab operasyonu kapsamında, Türk Silahlı Kuvvetleri ve ÖSO’ya destek olmak üzere Amerikan Özel Kuvvetleri’nden 25-30 kadar personel de geldi Çobanbey’e..

Karşılarında Amerikan askerlerini gören ÖSO içinden tesirli bir grup sloganlar atarak askerleri uzaklaştırdı..

Neden?

Çok açık.

Şu anda ÖSO ile TSK’nın sırt sırta vererek mücadele ettiği terör gruplarından biri DAEŞ ise diğeri de hiç şüphesiz ki, Amerikan destekli PKK-PYD.. Ve hiçbir şart altında PYD’den bu desteğini çekmeyen Amerika, şimdi hiçbir şey olmamış gibi bölgeye gelerek operasyonun DAEŞ’e karşı olan kısmına katılacağını söylüyor.. Buna elbette tepki gösterecekti ÖSO.. Dahası ÖSO’ya Türk askeri de eşlik etseydi, bu beni şaşırtmazdı.. Mesela oradaki komutanımız deseydi ki; “biz burada Amerikan askeri istemiyoruz, PKK işbirlikçisi ABD’ye güvenmiyoruz” sahiden sürpriz olmazdı benim açımdan.. Ama anlaşılan o ki, protesto etmek şöyle dursun, canlarını Türk askeri kurtarmış ABD özel kuvvetler personelinin.. Bu benim, buradan baktığımda gördüğüm manzara.. Ve elbette bence de Amerika’nın böyle bir ortamda bu kritik noktalara asker yollamasına ben de karşıyım. Ancak kabul etmek lazım ki, El Bab operasyonu için hem ÖSO’nun hem de ABD’nin desteğine ihtiyacımız var. Daha da önemlisi Fırat Kalkanı’nda en çok şikayet ettiğimiz şey, tanklarımız ateş altındayken ABD’nin bize hava desteği vermemesi değil miydi?.. Yani biz ABD’nin desteğinden yoksun olmaktan şikayet etmiyor muyduk?.. Şimdi ise gerek Öncüpınar’dan zırhlı araçlarını sokarak, gerek Çobanbey’e bizzat paraşütle indirme yaparak ABD askeri postalını karaya değdiriyor. Buna itiraz edersek açık söyleyeyim, PYD ile ABD ittifakını tahkim etmiş oluruz.. Başka bir işe yaramaz..  Bu aşamada ABD’yi DAEŞ’e karşı operasyona katmamak yerine, terör örgütü ayırmaksızın bölgede olmaya ikna etmek gerekiyor.. Erdoğan öyle yapıyor..