“Darbe”nin sonucu: RADÝKAL ÝSLAM!..

Her darbenin perde arkasýnda iþlenecek “toplu suçu” baþlangýcýndan itibaren kabul etmiþ “güçlü siviller” ve “sivil kadrolar” vardýr. Mýsýr darbesinde bu ismin Nobel Ödüllü hukukçu Muhammed El Baradei olduðunu anlamýþ bulunuyoruz. Kendini liberal-demokrat olarak gösteriyor ama,  “meþrulaþmasýna” çaba gösterdiði darbe yakýn gelecekte, ülkesindeki tüm liberal, demokrat, solcu, ve hatta “demokrat” Müslümanlar’ý tehdit edecek berbat bir geliþmeye yol açacak, farkýnda deðil. Anlatalým.

1. Amerikan yönetimi ile Avrupa Birliði’nin Mýsýr Darbesi’ne yumuþak tepkileri, Batý’nýn, geliþmeyi “Araplar arasý bir tartýþma” olarak gördüðünü göstermektedir. Çünkü, konunun doðrudan Arap dünyasýnýn içinden kaynaklanan bir güçler mücadelesi yönü vardýr.

Müslüman Kardeþler (Ýhvan), Mýsýr kent orta tabakasýnýn, meslek sahibi insanlarýnýn ülkedeki diktatörlük sistemine karþý geliþtirdiði, Ýslam ile demokrasiyi birleþtirmeye dönük, en zor koþullarda bile silaha sarýlmayan, selefist-cihadçi Ýslami akýmlardan uzak bir siyasi harekettir.

Ýhvan’ýn, demokrasi ile Ýslami hassasiyetleri birleþtiren karakteri, Batý’yý, bilinen “oryantalist” ve “Ýslamofobi” düþünceleri nedeniyle rahatsýz etmiþ olabilir ama, bu rahatsýzlýk, Mýsýr’da bir darbeyi destekleyecek ölçüde midir, ayrý bir soru iþaretidir. Oysa, Suudi Arabistan baþta, Körfez’deki zengin petrol emirlikleri, Ýhvan’ýn “Ýslam-demokrasi” çizgisinden açýkça “korkmaktadýrlar.”

Ýhvan’a karþý asýl direniþ, Mýsýr’daki “muhafazakar hassasiyetlere önem veren demokrasi” denemesinin baþarýya ulaþmasý halinde, yarýn, kendi okumuþ-yazmýþ gençliðinin de “hanedan sistemini” yargýlayýp, “demokrasi arayýþýna” girmesinden “korkan” Suudi Arabistan baþta, petrol emirliklerinden gelmektedir. Ýþte bu gerçek, Batý’da, bölgede yaþanýlan tartýþmanýn bir “Araplar arasý güç mücadelesi” olarak algýlamasýna ve “konuya karýþýlmamasýna” neden olmaktadýr. Obama’nýn, “sorundaki taraflara eþit mesafedeyiz” açýklamalarý, Mýsýr iç politikasýný deðil, ayný zamanda Arap dünyasýný hedef almaktadýr.

Mýsýr’daki “selefist”, Suudi desteðindeki Nur Partisi’nin, darbe sürecinde Ýhvan’ý yalnýz býrakmasýnýn tek nedeni budur. Suudi Arabistan, Kuveyt, Birleþik Arap Emirlikleri ve hatta Katar’ýn darbeden bir-kaç saat sonra “darbecileri kutlama” yarýþýna girmeleri de...

Yani, Mýsýr’da yaþanýlan darbe, iktidardaki “Ýslamcýlara” karþý gerçekleþtirilmiþ bir “laik” darbe deðildir. Suudi Arabistan’ýn alkýþladýðý, selefistlerin direnmediði bir darbe nasýl “laik kimlikli” olabilir?

Körfez’deki “hanedanlar” bir “belayý daha savuþturmanýn” telaþý içindedirler. Pan-Arab, milliyetçi Cemal Abdülnasýr’ý hiç sevmemiþlerdi, (onun mini bir kopyasý olan Muammer Kaddafi’yi de) devamýnda Irak ve Suriye’deki Baas rejimlerinin milliyetçi-sosyalist kimlikleri ile ellerini kendi petrol havzalarýna uzatmalarýndan korkmuþlardý. Baas’a karþý iþleri kolaydý. Baas hem “laik” kimlikli hem de “sosyalist” ideolojiye yakýndý. “Ýslami deðerleri” öne çýkartarak bununla baþ etmesini biliyorlardý. Nitekim, “Baasçý” Saddam’ýn Kuveyt iþgalini, arkalarýna Amerika’yý alarak püskürtmesini de bildiler.  Fakat, hem “Ýslami kimlik” taþýyan hem de “demokrasiyi” benimsemiþ Ýhvan gibi bir hareket karþýsýnda yapabilecekleri tek þey, “darbe destekçiliði” oldu.

 Liberal-demokrat-laik kesimin “tarihi hata” ile gerçekleþmesini saðladýðý Mýsýr Darbesi, “korkunç” bir siyasi geliþmenin yolunu açtý: Radikal Ýslam!.. Ýhvan, Ýslam zeminli siyasetin “sandýk üzerinden” yürütülmesini kabul etmiþ, seçim kaybetmesi halinde ise muhalefet görevine döneceðinin kesin iþaretini vermiþ bir “muhafazakar siyaset hareketti...” Ýhvan’ýn darbe tarafýndan ezilmesi, tek bir sonuç doðurur: Demokrasiden ümidini kesmiþ Ýslami kesimin radikalleþmesine ve selefistlerin güçlenmesine...

Olaðanüstü fakirlik yaþayan, umutsuz gençliðe sahip Mýsýr, “selefist-cihadçý akýmlar” açýsýndan verimli bir kaynak durumundadýr, bunu, Ýhvan, önlüyordu. Ýhvan’ýn ortadan kaldýrýlmasý, El-Kaide’nin 80 milyon nüfuslu bir Arap ülkesine, bir daha çýkmamak üzere yerleþmesi anlamýna gelmektedir. Kimbilir, Suudi Arabistan ve ortaklarý da belki bunu arzu etmektedirler.

SON SÖZ: Batý, Müslüman dünyasýna dönük bu ölçüde “çýkarcý” politikalar ile kafasýný daha çok taþlara vurur. Türkiye’de laik kesim ile “demokrat” Müslümanlar’ýn Mýsýr Darbesi’ne  ortak ve ayný güçte tepki vermesi gerekir.

ÖNEMLÝ BÝLGÝ: Mýsýr Merkez Bankasý Baþkaný Hiþam Ramiz’in Birleþik Emirlikleri’ne uçtuðu doðru bir bilgi. Abu Dabi’de para arýyor. Böylece darbeyi kimin finanse edeceði de anlaþýlmýþ oldu. Kim yaptýrdýysa, o.