Söylemesi ayýptýr, aþaðýda okuyacaðýnýz satýrlarý 4 Haziran 2015 tarihinde (yani 15 Temmuz rezil paralel darbe giriþiminden bir yýl önce) yazmýþtým. Baþlýðýný da “Paralel darbe mi geliyor?” diye koymuþtum.
Geldi iþte.
Neredeyse iki yýldýr “geliyorum” diye baðýrdýðý için, þaþýrtmadý.
Maksadým, gelmekte olduðunu baðýran darbeyi haber vermek deðildi... Benim bildiðimi, devletin istihbarat birimleri de biliyordu. Herhalde biliyordu... Bilmiyorsa, ayýp. Bildiði halde önlem almamýþsa, daha da büyük ayýp... Hatta suç!
Maksadým, “gazetecilik” maskesi altýnda “casusluk” yapan kiþinin, yani Can Dündar’ýn bu cesareti (zira dünyanýn en týrsak adamýdýr) nereden aldýðýný sorgulamaktý.
Kendisi þu an aramýzda deðil. Avrupa’larda sürtüyor...
Bir rivayete göre kaçtý.
Muhtemeldir ki, darbeyi haber aldýðý için kaçtý. “Þu kaos ortamýnda ayak altýnda dolaþmayayým, neme lazým” demiþtir.
Evet, Can Dündar paralelcilerin bir darbe hazýrlýðý içinde olduðunu biliyordu ve aldýðý güvencelerle “kahraman gazeteci” rolüne soyunmuþtu.
Söz konusu yazýmda, bu kahramanlýðý deþifre ediyordum.
Bir de bugünkü gözle (15 Temmuz’u düþünerek) okuyun, bakalým Can Dündar kahraman mýymýþ, yoksa “sufle”yle çalýþan mutemet bir eleman mýymýþ?
Buyurun:
Paralel darbe mi geliyor?
Çok yakýnda tarihin deðiþeceðini, ummadýðýmýz bir “yeni Türkiye”nin doðacaðýný zaten yazýp çiziyorlardý... Paralel cenahýn gazetelerinde “geriye doðru” bir tarama yaparsanýz, durumu görürsünüz...
Ummadýðýmýz “yeni Türkiye”yi müjdeleyenlerden biri de, ABD Büyükelçisi’ydi... “Bir þeylerin olacaðýný” ya da “bir þeylerin deðiþeceðini” ima eden açýklamalar yapmýþtý da, gelen tepki üzerine tornistan edip “yanlýþ anlaþýldým”, “dost ve müttefik Türkiye” edebiyatýna sýðýnmýþtý.
Dershane tartýþmalarýyla baþlayan “hükümet-cemaat kavgasý” önümüze çok sayýda böyle bilgi serdi:
Ýlânihaye böyle gitmeyecekti.
Bir þeyler olacaktý.
Görün bakalým ne olacaktý ve Recep Tayip Erdoðan pervasýzca sürdürdüðü iktidarýný daha ne kadar koruyabilecekti... Gezi vartasýný atlatmýþtý, bakalým “dosyalar” vartasýný atlatabilecek miydi?
Paralel cenah, “bildiklerini”, kuþkusuz, bilmesi gerekenlerle de paylaþtý.
Bu cümleden olarak, “bir þeylerin olacaðý” bilgisine kahraman gazeteci Can Dündar da sahipti... (Sevilay Yükselir, Sabah gazetesindeki köþesinde, 17-25 Aralýk giriþiminden haftalarca önce Can Dündar’ýn “kehanet” sadedinde yazdýklarýný paylaþtý. Evet, Can Dündar da Türkiye’de bir þeylerin olacaðý bilgisine sahipmiþ.)
Soru þu:
Kahraman gazeteci Can Dündar’ý durduk yerde “kâhin gazeteci” konumuna yükselten bilginin kaynaðý, gerçekten de paralel cenah mýydý?
Bu soruya cevap bulmakta zorlanacaðýnýzý zannetmiyorum. Her þey çok açýk... Daha doðrusu, açýk bir darbe sürecinden geçiyoruz ve taraflar kendilerini gizleme gereði duymadýlar, duymuyorlar.
Þöyle de söylenebilir:
Dýþiþleri Bakanlýðý’ndaki gizli güvenlik zirvesinde neler konuþulduðunu Kemal Kýlýçdaroðlu’na “ulaþtýranlar” ve üzerine politika bina etmesini saðlayanlar kimlerse, Can Dündar’ý bilgilendirenler de onlardýr. (Ýlginçtir, zirvede konuþulanlarý, Kýlýçdaroðlu’yla birlikte, “paralel cenah”ýn gazete ve televizyonlarý da paylaþtý... Hatta eski bir polis þefi, “Suriye’ye savaþ açýyormuþ gibi yapacaklar” öngörüsünde bile bulundu.)
Soruyu þu þekilde düzenlemek daha doðru olacak:
Can Dündar niçin kendini yaktý?
Cumhuriyet gazetesinin baþýna getirildiði günden itibaren, paralel organizasyonun “tasarruflarýný” meþrulaþtýran bir yayýncýlýk çizgisi izleyen ve bir tür “aklama” misyonuna koþulmuþ Can Dündar, bu hem tehlikeli, hem kendisine itibar kazandýrmayacak maceraya niçin atýldý?
Bildiði “yeni” bir þey mi var?
Can Dündar’ýn bildiklerinin (bildiðini tahmin ettiklerimizin) hâsýlasýný kaçtýr Soner Yalçýn’dan okuyoruz. (Soner Yalçýn, ikidir, cemaatin “askeri darbe hazýrlýðý” yaptýðýný yazýyor.)
Birileri, týpký geçmiþte Kemal Kýlýçdaroðlu ve ekibine yaptýðý gibi, Can Dündar’a da, “Bunlar yakýnda gidecek. Sandýkla gitmeseler bile, bir darbeyle alaþaðý edilecekler” diye güvence mi verdi? Dünyanýn en týrsak gazetecisi Can Dündar, bu güvencenin verdiði rahatlýkla mý “kahraman gazeteci” rolüne soyundu?
4 Haziran 2015 tarihli yazýmda bu soruyu sormuþtum.
Cevabýný 15 Temmuz 2016’da aldýk.
Evet, Can Dündar çok yakýnda darbe olacaðýný biliyormuþ. Bu bilginin verdiði güvenceyle konuþuyormuþ.
Darbe baþarýlý olsaydý, tatiline ara verip Türkiye’ye dönecekti.
Dönemiyor.
Bir süre daha “oralarda” kalacak ve “geliþmeleri” kollayacak!