Darýsý Kemalist-laik medyanýn baþýna

Türkiye gazetesinde yazmaya baþlayan arkadaþlarý ve gazetedeki deðiþime imza atan Nuh Albayrak dostumu yürekten kutluyorum.

Türkiye gazetesi, kabul etmek lazým ki, ilk elinize aldýðýnýz anda, haberden, sayfa düzenine ve köþe yazýlarýna varýncaya kadar deðiþmesi gereken bir gazete izlenimi býrakýrdý.

Þimdi artýk her gün okuduðum gazetelerin arasýnda o da yer alacak. Melih Altýnok, Alper Görmüþ, Yýldýray Oður, Ülke Deniz Arýboðan ve Ceren Kenar. Ne yazacaklarýný her gün merak edeceðim, yazýlarýný merakla okuyacaðým yazarlar..

Türkiye gazetesinin bu atýlýmý bence yeteri kadar konuþulmayý da hak ediyor. Medyamýz malum kritik bir süreçten geçiyor. Olup biten her þeyden siyasi iktidarý sorumlu tutma ve gösterme kolaycýlýðýna sýrtýný yaslamýþ ‘duayenlere’ sözüm yok fazla. Ýþsiz kalmalarýna üzüldüðümü söylemek isterim. Ama medyada öyle geniþ bir yelpaze var ki, iþsiz kalmalarýnýn sýrf yazý yazacak bir gazete bulamamalarý gibi bir gerekçeyle açýklanabileceði kanýsýnda da deðilim. Derinde baþka sebepler olmalý bilmediðimiz.

Baktýðýnýzda, Ahmet Altan’ýn ayrýlmadan önceki bir yýl itibariyle, yönettiði Taraf’la, Neþe Düzel’in yönettiði Taraf arasýnda bence ciddi bir fark yok.

Hatta Ahmet Altan’ýn tam olarak bugünkü Taraf ayarýnda bir gazete istediðini, son yazýlarýna ve Gezi olaylarý sýrasýnda yazdýðý tek yazýya-Non Pasaran- bakarak dahi anlamak zor deðil.

Ýstediði gazete derlendi toparlandý, tirajý da onun dönemine göre epey arttý. Ama o gazeteyi býraktý.

Ahmet Altan ve Mehmet Altan’ýn -öyle bir talep ve arzu varsa- Taraf’ta yazmamasý için ne gibi bir sebep var, anlamak çok kolay deðil.

***

Tuhaf zamanlardan geçiyoruz ve bu tuhaf zamanlarý deðiþimi göze alarak karþýlamak isteyen medya organlarý olduðu gibi, statükoya dört elle sarýlmýþ medya da var.

Laikler demokratik deðerlerle, Ýslamcýlar evrensel deðerlerle buluþtu deniyor, ama galiba her iki deðerler kümesiyle buluþan Ýslamcýlardýr. Laik-kemalist deðerleri savunan medya içinde yer alan herhangi bir gazete acaba Türkiye gazetesinin göze aldýðýný alabilir miydi. Ýþte meydan iþte iþsiz yazarlarýmýz, buyursunlar yapsýnlar bakalým.

Ben ‘devri saadet medyasý’nýn kapýlarýný demokrat yazarlara giderek kapattýðýný, ama genel olarak Ýslami medyanýn da demokrat yazarlara açýk bir medya haline geldiðini söylemek istiyorum.

Bu demokrasi ve medyamýz açýsýndan sevindirici bir durum.

Laik-kemalist medyayý, tirajý ve etkinliði bakýmýndan önemsememek imkansýz. Ben de önemsiyorum elbette. Ve bu medyada farklý düþünen ve yazan yazarlarýn giderek ayrýlmak zorunda kalmasýný ya da çeþitli nedenlerle ayrýlmaya zorlanmasýný üzüntüyle karþýlýyorum.

Medyamýzýn ‘Devri saadet’ zamanlarýnda, þimdilerde gazetelerini býrakmak zorunda kalan yazarlarýn bir kýsmý yüksek rakamlarla çalýþýyorlardý. Þimdi bu imkanlar epey azaldý. Gazete çýkarmak ve gazetede yazý yazmak, mahalle baskýlarý ve ideoloji-cüzdan-deðiþim arasýna sýkýþmýþlýk nedeniyle çok zorlaþtý. Alper Görmüþ’ün ilk yazýsý bu mahalle baskýsýný hesaba katarak yazýlmýþ bir yazýydý bence, istenirse daha baþka epey örnek bulunabilir.

Medyanýn eski zamanlarýnda, Kürt ve Türk gençleri daðlarda birbirini öldürüyor, ama medya, siyaset, mafya ve askeri vesayetin güç odaklarý arasýnda su sýzmýyordu. Bir çeþit muktedirler koalisyonu kurulmuþtu.

Bu muktedirler koalisyonunun yarattýðý imkanlardan, o dönemde herkesin payýna bir þeyler düþtüðünü sanýrým kimse inkar etmeyecektir.

Þimdi bu koalisyon çöktü. Türkiye, medyada ve siyasette, Eric Hosbawm’ýn deðiþiyle, ‘tuhaf zamanlar’dan geçiyor.

Altý yýla yakýn bir zamandýr, köþe yazýyorum. Beþ yýlý Taraf’ta geçti. Geçen sene Taraf gazetesinden ayrýlmak zorunda kaldýðýmda, Yeni Þafak , Star ve Milliyet gazetelerinden teklif aldým. Kapýmý çalan baþka kimse olmadý. Ama itiraf etmem gerekirse, kemalist paradigmalarla  her bakýmdan yüzde yüz çatýþan fikirlerimle, ben daha çok laik-kemalist medyada yazmak istiyordum. Þimdi o da iþini kaybetti, Derya Sazak Milliyet’te yazmamý istediðinde olabilir mi diye kuþkuya kapýldým. Derya Bey, gerçek bir dost olarak davrandý. Çok da ýsrarcý oldu. Benden yazý istedi, yazýp gönderdim. Ama maalesef beni patronlarýna kabul ettiremedi. Etseydi, Star’a, Yeni Þafak’a teþekkür edecek ve Milliyet’te yazacaktým. Ne Star’dan ne Milliyet’ten ne de Yeni Þafak’tan ne kadar telif alacaðýmý biliyordum, bunu hiç konuþmadýk. Ama Milliyet’i tercih etmemin sebebi, ‘kendi farklýlýðýmýn ‘ Star’dan ziyade Milliyet’e çok uygun veya faydalý olacaðýný düþündüðüm  içindi.

Türkiye gazetesi deðiþti, ciddi bir deðiþim bu. Bu deðiþim orada kalmaz. Medya’yý þu ya da bu yönüyle etkiler, etkilemeye ve iyi örnek olarak gösterilmeye devam eder. Benim bu yazým da, Türkiye gazetesindeki deðiþimin verdiði ilhamla yazýldý diyebilirim.

Darýsý, Kemalist-laik medyanýn baþýna diyelim mi?