Neredeyse kurduklarý her cümlenin içine “dava” sözcüðünü özenle yerleþtiren, “dava arkadaþý” lafzýný dilinden düþürmeyen iki siyasetçi...
Biri eski Cumhurbaþkaný.
Diðeri eski Baþbakan...
Cumhurbaþkaný olaný, aktif siyaseti býraktýðýný açýklamýþtý; partisi ve dava arkadaþlarýyla ilgili sorularla karþýlaþtýðýnda susmayý, bir diðer ifadeyle “uzaklaþmayý” tercih ediyordu.
Mazurdu... Çünkü aktif siyasetin içinde yer almýyordu.
Fakat aktif siyaseti býraktýðýný özellikle vurgulayan ve kamuoyundan anlayýþ bekleyen bu “dava arkadaþý”, ne zaman partisi aleyhinde bir durum oluþsa, ortaya çýktý ve dava arkadaþlarýný zor durumda býrakan açýklamalar yaptý.
Bence çok ayýp etti...
Ýtirazlarýný (çünkü dava arkadaþlarýnýn yönelimini yanlýþ buluyordu, “böyle giderse bir dýþ müdahale kaçýnýlmaz hale gelir” diyordu ve olasý bir dýþ müdahaleyi meþrulaþtýrýyordu) direkt ya da dolaylý yollardan “dava arkadaþlarýna” iletebilirdi, onlarý uyarabilirdi, fikirlerini “parti içi mekanizmalarý” kullanarak arkadaþlarýyla paylaþabilirdi.
Bunlarýn hiçbirini yapmadý.
Davetlere de icabet etmedi.
Bir konuþmasýnda, “Eski Cumhurbaþkaný olarak gerekli gördüðüm durumlarda fikirlerimi açýklarým” diyordu ama gerekli durumlarý hep kendisi seçti.
Mesela, FETÖ’nün Çankaya’yý da dinlediði, bu durumu nasýl karþýladýðý sorulmuþtu kendisine...
Beklenen cevap þuydu: “Ýllegal dinleme yapmak suçtur.”
Bunu demedi.
Dava arkadaþlarýný hedefe koyan þöyle (“enteresan”) bir açýklama yaptý: “Benim bir þeyden korkum yok.”
Demek ki dava arkadaþlarý, bir þeylerden korktuklarý için illegal dinlemelere karþý çýkýyorlardý.
Partisi ve “dava arkadaþlarý”, hatta ülkesi, 2012 yýlýndan itibaren, Batý patentli bir “saldýrý dalgasý”nýn altýnda “beka savaþý” veriyor ama konuþmasý gereken “dava arkadaþý” susuyor.
Dýþ müdahalenin kaçýnýlmaz olduðunu belirten açýklamasý dýþýnda, bu konuda hâlâ bir beyanatý yok.
Partisi ve halefi türlü gaileler atlattý.
Sessiz kaldý.
Dava arkadaþlarý, insanlýða “deðerler” armaðan etmiþ Avrupa Birliði ülkelerinden sýnýr dýþý edildi, uçaklarýna iniþ izni verilmedi toplantýlarý iptal edildi.
Sessiz kaldý...
Seçimle gelmiþ halefinin (yani Erdoðan’ýn) Almanya’da konuþma yapmasýna mahkeme kararýyla yasak getirildi.
Sessiz kaldý.
Sessiz kaldýðý ve dava arkadaþlarýný yalnýz býraktýðý gibi, “AK Parti’ye karþý ne yapabiliriz?” temalý toplantýlarýn da neredeyse baþ konuðu oldu.
Bir dönem Baþbakanlýk da yapmýþ bulunan diðer dava arkadaþý ise elan “AK Parti üyesi” sýfatýný taþýyor.
Hem aktif siyasetin içinde, hem de Konya milletvekili.
Bu dava arkadaþý, referandum sürecinde ortalarda hiç görünmedi. Medyasý aracýlýðýyla “hayýr” kampanyasýna destek verdi. Bugüne kadar aðzýndan “Cumhurbaþkaný hükümet modeli” lehinde bir cümle çýkmýþ deðil.
Bu dava arkadaþýnýn ne düþündüðünü, “Sayýn Cumhurbaþkanýmýz” diye taltif ettiði Erdoðan’a nasýl baktýðýný, Erdoðan’ý hangi konularda “engel” gördüðünü medyasýna (bazý danýþmanlarýna ve yazarlarýna) bakarak söktürebilirsiniz.
Referandumda yoktu.
Erdoðan 24 Haziran seçiminde Cumhurbaþkaný adayý oldu, yine ortalarda yok...
Erdoðan’la ilgili bir destek cümlesi? Yok...
Partisinin baþarýlý olmasýný temenni eden bir açýklamasý? Yok...
Partisine yönelik taarruzlarý ve Erdoðan’ý alt etmek için sahneye konulmuþ “kirli hülle siyasetini” telin eden bir beyanatý? Yok...
Bunlar yok ama muhalefet cephesinin, partisine karþý adaylýða ikna etmeye çalýþtýðý Abdullah Gül’le gizli kapaklý görüþmeler ve fikir teatileri var...
Ne güzel bir dava arkadaþlýðý bu!
Ne güzel dava arkadaþlarý bunlar!