-Taþkent-
Dýþiþleri Bakaný Ahmet Davutoðlu’nun refakatinde, iftar vaktinde Ankara’dan yola çýktýk. Ata uçaðýnda 3.5 saatlik bir sakin uçuþla, ve 3.5 saat boyunca Davutoðlu ile sohbet ederek sahur vaktinde Taþkent’e indik. Ýki saatlik bir fark var Türkiye ile Özbekistan arasýnda.
Bu, 13 yýl aradan sonra bir Türkiye Dýþiþleri Bakaný’nýn ilk ziyareti Özbekistan’a. Soðuk bir dönem yaþanmýþ. Ýliþkilerin yeniden ýsýnmasý, Soçi Kýþ Olimpiyadlarýnda Baþbakan Erdoðan’ýn kendine özgü beden diliyle, Özbekistan Devlet Baþkaný Ýslam Kerimov’un koluna girmesi ve “Neden iki kardeþ ülke böyle mesafeli kalsýn?” demesiyle baþlamýþ. Sonra Davutoðlu Þanghay’da buluþmuþ Özbek Dýþiþleri Bakaný ile... ve bugünlere gelinmiþ.
Özbekistan, merkezi konuma sahip, ortak tarihi mirasýmýzýn en çok temerküz ettiði, ekonomik - kültürel bakýmdan merkez bir ülke. Pekin’e kadar uzanan ulaþtýrma hatlarý üzerinde bulunuyor. Davutoðlu “Hem ikili, hem bölgesel, hem küresel anlamda geniþ iþbirliði alanlarýmýz var Özbekistan’la” diyor. Ayrýca Özbek halkýnýn Türkiyiye’ye yakýnlýðýnýn altýný çiziyor. Bu gezi Türkiye - Özbekistan iliþkilerinde yeni bir geliþme sürecini baþlatmýþ olacak.
Peki 3.5 saatlik sohbet boyunca neler konuþtuk sayýn Bakan’la?
Dýþ politika, iç politika, yani her þey.
Davutoðlu, hangi geliþmenin neye tekabül ettiði konusunda deðerlendirmeleri önemsenecek nadir insanlardan biri.
Bakýn iþte, bölgedeki geliþmelerin nasýl bir akýþa tekabül ettiðine dair Davutoðlu’nun tesbiti:
“Bölgede üç vizyon, gelecek tasarýmý var. Birisi, Türkiye’nin öncülüðünü yaptýðý Arap Baharý. Demokratikleþme ve istikrar çizgisi. Bir diðeri, bu deðiþimi kontrol etmek ve yeni bir yapýyla statükoyu devam ettirmek. Ve üçüncüsü, mezhep temelli ayrýþmalarla bölgede güç tesis etmek.”
Davutoðlu, Ýslam dünyasýnýn selameti için Türkiye - Ýran - Mýsýr üçgeninin saðlýklý olmasý gerektiðini, Ýran’ýn Suriye’deki tavrý ile bu üçgeni kýrdýðýný, Mýsýr darbesinin bir baþka kýrýlma noktasý olduðunu belirtiyor, bunda Batý’nýn negatif rolüne iþaret ediyor. “ABD Dýþiþleri Bakaný Kerry’ye sordum, diyor: “Mýsýr’da demokrasiyi destekliyor musunuz, desteklemiyor musunuz?”
Bir mücadele var ve bu devam edecek.
Bakan Türkiye’nin, güneyinde bir barýþ kuþaðý oluþturulmasýný önemsediðini, devletler varken ekonomik- sosyal iliþkilerle bu kuþaðý oluþturmaya çalýþtýklarýný, ancak devletlerin devreden çýkmasýyla bizim birleþtiremediðimiz kuþaðýn bize karþý kullanýlmak istendiðini söylüyor. “Þu anda bölgede 9 ülke var ki muhatabýnýz devlet deðil” diyor. Davutoðlu’nun tüm bunlara iliþkin ana yargýsý ise “Derin mücadele” tanýmlamasýna oturuyor.
Belli ki Türkiye’de en çok tartýþýlan konulardan birisi, ana ekseninde Davutoðlu’nun bulunduðu dýþ politika. Türk dýþ politikasýnýn uluslar arasý camiada da en dikkat çekici alan olduðunda kuþku yok. Bakan’ýn çok güçlü bir “Dýþ politika savunmasý” var. “Türkiye’nin alanýný geniþletiyoruz” diyor. “Dünyanýn her yerinde olmaya çalýþýyoruz.” diyor.“Maceracý denen þey aslýnda son derece rasyonel nitelik taþýyor. “Hollanda Zambia Büyükelçiliðini kapatýyor, 20 dönümlük araziyi Türkiye satýn alýyor ve büyükelçilik açýyor. 2011’de Ýngiltere Dýþiþleri Bakaný Türkiye habire büyükelçilik açýyor, neden ki? Diye sordu bana. ABD Dýþiþleri Bakan Yardýmcýsý bizim Bakan Yardýmcýmýza “Afrika istiþareleri yapalým” diyor. 4 gemimiz 3 ay içinde 24 ülkede 25 limaný ziyaret etti.”
Bakan bunlarý peþpeþe anlattýktan sonra “Bunu yaparsan ayakta durur ve varolursun, dýþ politika hiç bu kadar deðer üreten bir nitelik kazanmamýþtýr” diyor.
Davutoðlu, dýþardan Türkiye’ye bakýþta üç çizgiye iþaret ediyor.
Bir: Önce ilginç buldular Türkiye’nin hamlelerini. Irak’ta Sünniler’i sisteme dahil etmek, Ermenistan’la iliþkileri geliþtirmek, buna bakýnca bunlarý noktasal hareketler olarak gördüler, eski Türkiye devam eder, diye düþündüler, tehdit gibi görmediler.
Ýki: Sonra birileri “Bu Türkler güç biriktirmeye baþladý, bu bizim iþimize yarayabilir, bizi güçlendirir” diye baktý.
Üç: Ve birileri “Türkler kendi namý hesabýna güç topluyor, kendi oyununu oynuyor, eðilip bükülmüyor” dediler.
Davutoðlu’na göre Türkiye’nin önünü kesme hesaplarý bundan sonra baþlýyor. Ama bu iþlerin sancýlý olacaðýný söylüyor “Zihniyet dönüþümü pratiðe intikal ederken bunlar olur” diyor.
Davutoðlu, Türkiye’nin durdurulmasý gibi bir hesabýn altýný çiziyor ve bu noktada Baþbakan’ýn ve kendisinin hedefe konulduðunu belirtiyor, “Mesele bizim boyun eðmeyiþimiz, bizim zihniyetimiz, diyor. Dört yýldýr sayýn Baþbakan’ýn ve benim aðzýmdan bir cümleyi duymak istediler: Biz hata yaptýk.”
Ve iç siyaset: “7 Þubat’ta olay bizim için bitti. Devletin her kurumunu ele geçirmek istediler. MÝT’i kontrol edememek, asýl problem o. 31 Aralýk’a kadar Hükümeti düþürmek istediler. 30 Mart’ta yýkmak istediler. Baþbakan’ýn dirayeti bunlara mani oldu. Þu anda da Ak Parti’yi türbülansa sokmak istiyorlar.”