Davutoðlu ne yapmak istiyor?

“Seçilmiþ son Baþbakan” sýfatýyla seçim sonrasý çýkýþ yapan Davutoðlu’nun gerçek amacý ne? Parti içinde kalarak partiyi daha güçlü kýlmak mý yoksa parti kurduðunda kendine haklý bir zemin oluþturma çabasý mý? 

Belli ki ikincisi. 

Þayet birincisi olsaydý taraftarlarýnýn “manifesto” diye nitelendirdiði çýkýþý partisinin liderinden habersiz yapmazdý. Dahasý ona raðmen ve ona karþý yapmazdý. Zira önerdiði ana deðiþiklik, parti liderinin “olmazsa olmaz” önemde gördüðü kökten bir sistemik deðiþikliktir. 

Yöntemi yanlýþ. 

Önerdiði þey, partisinin içinde kalarak partisini daha bir güçlendirmeye matuf olsaydý parti için yeni bir rota çizen ifadeleri önce liderine sunardý. Bu görüþlerinin parti içinde tartýþýlmasýný önerirdi. 

Söyledikleri içinde elbette üzerinde konuþulmasý-tartýþýlmasý gereken þeyler yok deðil. Elbette her AK Partili'nin partisine yönelik her türlü eleþtiri hakký vardýr. Lakin bu uyarý ve eleþtirilerin öncelikle yapýlacaðý yerin partinin yetkili kurullarý olduðunu herkesten çok Davutoðlu bilir. 

Eski genel baþkan ve baþbakan olan Davutoðlu bütün bunlarý en iyi bilen biri olduðu halde niye farklý bir yöntem seçti? 

“Seçilmiþ son Baþbakan” tanýmlamasýnda saklý gerçek niyeti: Parti liderine “baþkaldýrý”sýný sürdürdüðünü ilan etmek! Kamuoyu karþýsýnda tartýþmaya açtýðý önerilerinin kabule þayan görülmeyeceðini bilerek yaptý bunu. Hesapsýz/plansýz yapýlan bir çýkýþ deðil bu; tam tersine ince hesaplanmýþ bir senaryonun ilk adýmý bu. O yüzden parti aidiyetini ve bilincini tahrip eden bir çýkýþ yaptý. 

Planý þu: 

-Ben eski genel baþkan ve Baþbakan olarak gerekli ikazý yaptým. 

-Tahammül edemediler. Dýþladýlar. Etkisiz hale getirmeye çalýþtýlar. 

-Bana ve arkadaþlarýma da ayrýlmaktan baþka çare kalmadý. 

Tabii beklediði þey, ihraç edilmesi. Þayet ihraç edilirse siyaseten dilinin daha güçlü olacaðýna inandýðýndan eminim. 

Þu “Seçilmiþ son Baþbakan!” ifadesine bir insan niye ihtiyaç hisseder? 

Kendisi bizzat liderimiz Erdoðan tarafýndan atanmadý mý? Atandý. Madem atanmaya karþý idiyse genel baþkanlýk ve dolayýsýyla baþbakanlýk koltuðuna oturmayý niye kabul etti. 

Davutoðlu “atanmýþ” genel baþkanlýk sürecinde siyasi hareketimizin lideriyle ters düþmüþtür. Hareketimizin liderine “Sen Cumhurbaþkanýsýn. Kurucu lider olarak sana vefa gösteririm. Lakin partiyi ve hükümeti ben istediðim gibi yönetirim. Partinin yeni patronu benim!” demiþtir. Bir siyasi hareketin lideri henüz hayatta iken onu “vefa” söyleminin arkasýna sýðýnarak siyaseten öldürmeye çalýþmanýn hangi dava ahlakýyla baðdaþtýðýnýn takdirini AK Parti’yi bugünlere taþýmýþ aziz milletimizin evlatlarýna býrakýyorum. 

Lideriniz sayesinde bir faninin gelebileceði en üst makamlara geldikten sonra kalkýp liderinizi “vefa” gösterilmesi gereken bir bibloya dönüþtürmek isterseniz bu yaptýðýnýza ne “vefa” denir ne “sadakat”... 

Soruyorum: Lideriniz tarafýndan azledildiyseniz niye direnmediniz? Adaylýðýnýzý koyardýnýz, yarýþýrdýnýz. “Fitne çýkmasýn istedim!” diyorsanýz þimdi yaptýðýnýz nedir? Ayrýldýktan bir süre sonra kendinizi “paralel baþkan!” gibi konumlandýrýp yaptýklarýnýza ne demeli? 

Þimdi mert ve açýk olmanýn zamanýdýr. O yüzden þu sorulara cevap verilmelidir: 

-Parti içinde kalarak partiyi deðiþtirme mücadelesi mi bu, yoksa zehir zemberek suçlama diline yaslanan kabul edilmeyeceði belli öneriler üzerinden kendinizi dýþarýya attýrma hamlesi mi bu? 

-Parti kurma çalýþmanýz var mý yok mu? 

Bu önerilerimiz kabul edilmezse ayrýlýr partimizi kurar yolumuza devam ederiz diyorsanýz bu yaptýðýnýza düpedüz siyasi hilekarlýk derler. Zira hem partinin içinde durup hem partinin dibini oymaya çalýþmak, özellikle de lideri itibarsýzlaþtýrmaya çalýþmak siyasi ahlakla baðdaþýr bir tutum deðildir. 

Parti’de kalmak istiyorsanýz tuttuðunuz yol yol deðil. Yönteminiz yanlýþ. Partiden ayrýlýp parti kurmak istiyorsanýz o zaman bu yaptýðýnýz dürüstlükle baðdaþmaz. 

Mert ve dürüst olun.