Davutoðlu ve Alevilik’te çözüm umudu

Hacýbektaþ’a gitti, Dersim’e (Tunceli’ye) gidecek. Cumartesi akþamý, Hacýbektaþ’tan döndükten ve iki ilçe kongresine katýldýktan sonra ayaðýnýn tozu ile geldiði Mustafa Karaalioðlu’nun oðlu Ahmed’in sünnet yemeðinde birlikteydik.

- Geri dönüþler nasýl, diye sordum Hacýbektaþ konuþmasý için. Ben de çok önemsiyordum bu ziyaret ve konuþmanýn pozitif etkiler yapmasýný.

- “Oðlum Baba Hacýbektaþ’taki konuþmanýzdan Sünniler rahatsýz olmasýn dedi” þeklinde cevapladý sorumu. Sünni bir Baþbakan’ýn Hacýbektaþ’ta yaptýðý konuþmanýn sünnileri rahatsýz etme ihtimali olabilir miydi?

Bakýn ne yazmýþ Hilal Kaplan:

“Konuþmada yer yer bir Baþbakan’ýn mý, yoksa bir Alevi dedesinin mi, daha doðrusu mutasavvýfýn mý konuþtuðunu karýþtýrdýðýmýz yerler oldu.”

Diyor ki Davutoðlu:

“Bizim yolumuz Hazreti Ali’nin, Hazreti Hüseyin’in, Hasan’ýn ve 12 Ýmam’ýn yoludur. Ortak gelenekten bir an koparsak iþte o zaman vay halimize.”

Davutoðlu bu cümleleri bir çýrpýda kurabiliyor. Asla zorlanmýyor, içinde bir direnç yok bu cümleler söze dökülürken. Anlýyorsunuz ki Davutoðlu, bir Sünni olarak,  kendi içinde Sünnilik - Alevilik arasýnda bir harmanlama yapmýþ.

Sorunlarý biliyor. Duygu dünyalarýndaki farklýlaþmalarýn sebeplerini biliyor. Mesela þu cümle ona ait: “Alevilere göre Sünniler devletin sahibi, kendileri dýþarda. Sünnilere göre devletin resmi ideolojisini Aleviler koruyor.”

Bu duygusal sedlerin aþýlmasý lazým.

“Psikolojik olarak aþmamýz gereken þey, Alevi-Bektaþiliði Sünni çoðunluðun dýþarýda, farklý, öteki görmesi. Aleviler de ‘Bu devlet, siyaset bizim’ demeli. Acýlarla bir ülkeye aidiyet kurmak zor. Sünni kesim de onlara bu yaklaþýmý göstermeli.”

Hacýbektaþ’a gitti, Dersim’e gidecek.

Anlaþýlýyor ki içinde, “Bu iþi çözmeliyiz” iradesi olabildiðince yoðunlaþmýþ durumda.

Marksist kanadýn Alevilik üzerinden din karþýtlýðý geliþtirme hesaplarýna, “Alisiz Alevilik  trendi”ne yönelik rezervleri, kaygýlarý yok deðil. Ama “Gelin her þeyi, din derslerini de cem evlerinin statüsünü de, dergahlarla ilgili devrim kanunlarýný da konuþalým” diyecek kadar da, hem özgüven, hem çözüm iradesi yüklü.

“Din dersi kitaplarýnda Aleviliðe iliþkin eksik mi var, giderelim, yanlýþ mý var, düzeltelim, cem evlerinin yasal statüsünü konuþalým.”

Ne istiyor Baþbakan Davutoðlu:

- Ýletiþim ve güven.

Baþbakan’ýn bir cemevinde dedelerle görüþmeyi planladýðýný öðreniyoruz.

Diyanet Alevi kültürüne ait yazýlý eserleri en güzel biçimde basmýþ.

Alevi dedeler bu sene umreye götürüldü Diyanet tarafýndan.

Baþbakan, o geceki deðerlendirmesinde Diyanet Ýþleri Baþkaný Görmez Hoca’yý - ki o da oradaydý- “Bu konularda en geniþ perspektifli insan” olarak tanýmladý.

Baþbakan Davutoðlu’nun, Hacýbektaþ’ta sergilediði kültürel derinliðe bakýldýðýnda Alevi dedelerle ve kanaat önderleri ile her þeyi en geniþ biçimde konuþmaya hazýr olduðunu tahmin edebiliyoruz. Her þeyi... Ýslam’ýn ilk yýllarýndan Osmanlý zamanýna, Yavuz-Þah Ýsmail iliþkilerine, Yeniçeri Ocaðýndaki Bektaþi yapýlanmasýna, Yeniçeri’liðin kaldýrýlmasý sýrasýnda Bektaþiliðin yediði darbeye, Cumhuriyet dönemine, devlet - din iliþkilerine, din-mezhep ve etnisite üzerinden Türkiye’ye yönelik olarak geliþtirilen uluslararasý hesaplara kadar her þeyi...

Yani iþin özeti þu:

Ön yargýsýz bir görüþme ortamýnda her þeyi konuþmak. Buna Baþbakan Davutoðlu’nun kendisini hazýr hissettiðini
görüyoruz.

Ben Cumartesi günkü ortamda kendisine sordum:

- Sizin zihninizde Aleviliðe iliþkin çözüm çerçevesi oluþtu mu?

Geniþ açýklamalar yapmadý o ortamda hiç kuþkusuz ama belli parametreler oluþtuðu izlenimi aldým ben.

Kuþkusuz farklý Alevilik oluþumlarý var. Ve farklý iç-dýþ, özellikle dýþ politik odaklarýn el atma giriþimleri de var.

Ortadoðu’nun yeniden harmanlandýðý bir dönemde bu politik odaklarýn hesabý da gözardý edilemez.

Ancak proaktivist (çözüm odaklý) giriþimlerini dýþ politikasýnda gördüðümüz, þimdilerde de inovasyona (yeni ve yenileþme iradesi yüklü hamleler) özel önem veren Davutoðlu’nun, yola, “Ýletiþim ve güveni saðlayabilirsek Alevi sorununu çözebiliriz” umuduyla çýktýðýný da varsayabiliriz, diye düþünüyorum.