Herkesin demokratik hakkýný kullanmasý bakýmýndan yeni parti çalýþmalarýnýn önünde yasal bir engel bulunmadýðýnýn altýný çizelim.
Partilere üyelik veya baðlýlýk, gönüllülük esasýna dayalý olduðu için kimseyi bir partiden ayrýldýðý için suçlamak da doðru olmasa gerek.
Ama ayrýlanlarýn geçmiþlerine ve bugünkü söylemlerine bakýnca söylenecek çok söz geliyor insanýn aklýna.
Ancak söz söylerken deadaleti ve insafý elden býrakmamak gerekir. Dolayýsýyla parti kurma çalýþmalarý yapan arkadaþlarýn siyasi faaliyetlerini onaylamasak da kiþilik haklarýna, þahsiyetlerine saygý göstermek ve itibar suikastý yapmamak lazýmdýr diye düþünüyorum.
Bu baðlamda ilkeli davranan ve siyasi etiðe riayet ederek örnek tavýr sergileyen de, isim zikretmeden söylem, eylem ve tavýrlarý eleþtiren siyasinin Erdoðan olduðunu hatýrlatýrým.
***
Þunu hemen belirteyim ki siyasi çýkýþlarýný onaylamasam da parti kurma çalýþmalarýnda adý geçen arkadaþlarýmýzýn her biri þahýslarý itibariyle deðerli insanlardýr.
Gül de Babacan da Davutoðlu da diðerleri de kabul edelim veya etmeyelim birer deðerdir.
Siyasi görüþ farklýlýðýný ben zenginlik olarak görenlerdenim.
Sadece bu farklýlýðýn zenginlik olmaktan çýkýp partimi zayýflatacak ve parçalatacak þekilde eyleme dönüþtürülmesini onaylamam.
***
Mesela Davutoðlu.
Davutoðlu, gençliðinden beri muhafazakâr câmia içinde tanýnan bilinen sevilen bir ilim adamýdýr. Siyasete atýlmadan önce de eserleriyle, konferanslarýyla yazýlarýyla ve kiþiliðiyle câmiamýzýn mümtaz þahsiyetlerinden biriydi.
Öyle olduðu için de baþarýsýný ehil ve layýk insanlardan istifadeye borçlu olan Erdoðan, önce danýþman sonra bakan peþinden baþbakan yaparak Davutoðlu’nun önünü açmýþtýr.
Yine öyle olduðu için de baþbakanlýktan ayrýldýðý güne kadar câmiamýzda aleyhinde konuþan yazan çizen pek olmamýþtýr!
***
Bugün geldiði noktada büyük eleþtiriler alanDavutoðlu siyasi öngörüsüzlüðünün kurbaný olmuþtur.
Eðer siyaseti okuyabilse ve Erdoðan’ýn yanýnda kalabilseydi, AK Parti’nin Erdoðan sonrasýndaki tartýþmasýz lideriydi.
Ama siyasi deðiþimi okuyamadý. Erdoðan halk tarafýndan cumhurbaþkaný seçilince ülke fiilen baþkanlýk sistemine geçmiþti. Partisine hâkim ve icraat tiryakisi Erdoðan’a raðmen ondan baðýmsýz bir þekilde icraat yapmaya ve partiye þekil vermeye çalýþarak altýn tepside sunulan imkânlarý elinin tersiyle itmiþ oldu!
Bedelini baþbakanlýðý ve genel baþkanlýðý býrakarak ödedi. Ayrýlýrken de yaptýðý o tarihi konuþma ile olgunluk gösterdi ve milletin gözünde daha da büyüdü.
Ama sonradan yaptýðý konuþmalarla, attýðý tivitlerle, takýndýðý tavýrlarla o olgun hocanýn yerini gözünü siyasi ihtiras bürümüþ (Dýþardan öyle görünüyor!) bir þahsiyet aldý.
En sonSakarya konuþmasýnda ve TV mülakatýnda resmen istifa etmese deAK Parti’den fiilen ayrýldýðýný ilan ederek partisine karþý bayrak açtý.
Böylece hitap ettiði AK Parti tabanýnýn sevgisini ve saygýsýný kaybetti.
***
Davutoðlu’nun kuracaðý partiye ne CHP seçmeni ne MHP seçmeni ne de HDP seçmeni oy vermez. Yine AK Parti tabanýna çalýþacaktýr.
Çok partili dönemin en baþarýlý lideri olan Erdoðan’a raðmen bunu baþarmasý da imkânsýzdýr.
Keþke farklý fikirlerini lisan-ý münasiple lidere aktararak parti içinde kalsaydý ya da baþbakanlýðý býraktýktan sonra sessizliðini korusaydý, geleceðin en güçlü siyasetçilerinden biri olmaya adaydý.
Yazýk oldu. Kendi kendini bitirdi.
Erdoðan emperyalizme karþý amansýz bir mücadele içindeyken parti içinden gelen bu hareketlerin üzerinde oluþan soru iþaretlerinin azalmayacaðýný aksine artacaðýný da hatýrlatalým.
Bu konuya devam edeceðiz.