Tayyip Erdoðan’ýn hareketin liderliði pozisyonuna sonsuz saygý. Davutoðlu’nun bu noktada en küçük bir tereddüdü yok.
Ama kendi kendisi olmak konusunda da son derece titiz bir profil.
Zaten baþka türlü olmasý da mümkün deðil.
Bütün hayatýnýz kendi kendinizi örgüleme hassasiyeti içinde geçecek ve Baþbakanlýk gibi bir makam size emanet edildiðinde, kendi kendiniz olmak yerine, “Emanetçi” gibi duracaksýnýz, bu olmaz. Ondan bu istenmez de, o da istense böyle bir þeye razý olmaz.
Ahmet Davutoðlu’na güvenilmiþtir ve kendi kendisi olarak bu hizmeti ifa edebileceðine dair en küçük þüphe duyulmamýþtýr.
O da, þunun þurasýnda birkaç ay geçmiþ olmasýna raðmen, kendi özgün üslubu içinde bir devlet hizmeti yürütmeye baþlamýþtýr.
Hacýbektaþ’ta ve Tunceli’de, tipik bir Ahmet Davutoðlu profili vardýr.
Mesela o fotoðraf. Hani Alevi dedesi el öpmek isteyince mani olan, sonra kendisi Dede’nin elini öpmeye yeltenen, sonra birbirinin el öpmesine mani olup kucaklaþan iki insanýn fotoðrafý.
Mesela o jest. Notlarý arasýnda Kýlýçdaroðlu’na yönelik cümleler olmasýna raðmen, kayýnpederinin vefatýný öðrenince onlarý konuþmaktan vazgeçip, taziyede bulunan...
Alevi gençleri ile oturup hasbihal eden...
Pir Sultan Abdal’ýn ya da Seyyid Rýza’nýn önünde fotoðraf çektiren.
Ýkrar veren, destur alan...
Bütün bunlarý yaparken asla yapmacýklýk, asla sun’ilik (yapaylýk) izlenimi vermeyen... Sözleri ile kalbi arasýnda kopukluk hissettirmeyen...
Hocalýk karakteri.
Her þeyi konuþmaya, müzakereye hazýr olma hali.
Her þeyi tahlil etmeye, anlamaya yönelik çaba.
Kaprissizlik durumu.
Söylediði sözler içinde inanmýþlýk dozunun tepe yapacak nitelikte olmasý. Samimiyet. Politikacý karakterini aþan bir samimiyet intibaý.
Davutoðlu konuþuyor, bu konuþmalardaki ruh dokusuna baktýðýnýzda, karþýdakini ikna çabasýnýn ayan beyan olduðunu hissediyorsunuz.
Þüphesiz bir inanç adamý.
Þüphesiz kendisine emanet edilen görevin sorumluluðunu yüklenmiþlik hissi ile dolu bir insan.
Ve þüphesiz, küresel ölçekte “Türkiye’nin önemi” diye temel bir deðerlendirmeyi siyasetin özüne yerleþtiren bir insan.
“Hayalimiz, rüyamýz, diyor mesela, sýnýrlarýn baki kaldýðý ama entegre olmuþ bir Ortadoðu... Bütün Ortadoðu’nun birbiriyle bütünleþmesini istiyoruz.”
Irak ile yeniden ortak bakanlar kurulu toplantýsý yapacak hale geliþi anlatýrken gözlerinin içi gülüyor.
“Bir gün Halep kurtulacak, Suriye ayaða kalkacak. Ýnþaallah o gün geldiðinde biz aynen Irak’ta olduðu gibi stratejik ortak olarak ortak kabine toplantýlarýmýzý tekrar gerçekleþtireceðiz” derken, yaþadýðý heyecaný gözlerinde - sözlerinde okuyabiliyoruz.
Bunlarý bir Davutoðlu güzellemesi için ya da herhangi bir kýyaslama olsun diye yapýyor deðilim. Benim, Tayyip Erdoðan, Abdullah Gül, Bülent Arýnç üzerine de söyleyeceðim çok þey var. Bu isimlerin her biri Türkiye siyaseti için gerçekten çýðýr açýcý roller ifa ettiler, ediyorlar.
Kýlýçdaroðlu, CHP’de bir dönüþüm gerçekleþtirebilse, onun yaptýðý da tarihi bir mahiyet kazanýr.
Bahçeli’nin zaman zaman sergilediði tavýrlar, Türkiye siyaset tarihinde önemle not edilecek duruþlar olmuþtur.
Davutoðlu’nu konu alýþým, Ortadoðu’nun içinden geçtiði son derece tarihi ve kritik dönemde, 100 yýllýk parantezin kapanabileceði ve yeni bir dönemin baþlayabileceði ihtimali içinde, benim “Türkiye’nin Türkiye olma, Ýslam dünyasýnýn Ýslam dünyasý olma mücadelesi” olarak nitelediðim süreci en iyi okuyan ve kendisini bu sürecin Türkiye ve bu coðrafyanýn farklý sýnýrlar içinde yaþayan diðer çocuklarý için barýþla, huzurla, iyilikle sonuçlanmasýna adayabilecek kafa ve gönül yapýsýnda bir insan olmasýyla ilgilidir.
Danýþman olarak bu dönemde siyasetin içinde olmuþtur, Dýþiþleri Bakaný olarak sürece müdahil olmuþtur ve þimdi Baþbakan olarak...
Bu coðrafyanýn ruhunu okuyor, bu coðrafya ile ilgilenen dünya güçlerinin ruhunu okuyor ve bu süreçte Türkiye’nin hayati rolünü biliyor.
Bu süreçte Türkiye’nin ve tüm coðrafyanýn kazanmasý için canýný diþine takarak çalýþmaya soyunuyor.
Tayyip Erdoðan’ýn Baþbakanlýk sorumluluðunu ona vermesi de bana göre bir siyasi basiret örneðidir.
Baþbakanlýðý üstleneli üç ay oluyor, çok þey sýðdý bu üç aya ve toplum içinde Davutoðlu’nun bu iþi iyi götürdüðü konuþuluyor. Ne diyelim, ayaðýna taþ deðmesin.