Asgari ücrette artýþa gidildi. Net rakam 1.603,12 Lira oldu.
Tuzaða düþüyoruz. Açýk açýk tuzaða düþüyoruz.
Asgari ücret bir tuzak. Bir nevi uyuþturucu.
Uyuþturuyor bünyeyi, çalýþana “Ben kendimi bir gram geliþtirmesem de, zerre kadar bir þey katmasam da deðerim en az 1.603,12 TL nasýlsa...” dedirtiyor.
Böylesine uyuþan eleman, babasýnýn evinde kalýyor ise, bakmakla yükümlü olduðu bir ailesi yok ise, kendini neden geliþtirsin?
Üstelik bir de iþten çýkartýlýnca da 6 ay iþsizlik sigortasý alma hakký var.
Yani bir iþe girip çalýþmasa da kazanýyor, iþten çýkýp evde otursa da…
Böyle bir düzen olabilir mi?
Robotlar gelecekte iþlerimizi ellerimizden alacak diyoruz, robota ihtiyaç yok ki þu anda iþ hayatýndaki büyük bir kitlenin iþini elinden almak için. Ýþgücüne katkýsý hesap makinesi kadar olmayan gençlerimiz var. Maalesef ki var.
Yani olay þu mudur?
1- Aileler çocuklarýna hiçbir þey katmadan sadece cebine harçlýk koyup okula gönderiyor.
2- Okul çocuða eðitim vermeden sadece öðretim verip, bir takým bilgileri ezberletip iþgücüne 100 liralýk bile katkýsý olmayacak þekilde gencecik insanlarý mezun ediyor.
3- Sonra da Ýþgücüne katkýsý, kendini yetiþtirme eðilimi ve iþ yapma becerisi 100 lira etmezken mezun olan o gencin iþe girmek istediði þirkete devlet “Bu çocuða en az 1603 lira vereceksin” diyor.
O genci iþe aldýðý takdirde ilk aydan 1603 lira maaþ ödemek zorunda olan o þirket býrakýn o maaþý çýkarmayý, ilk 6 ay o çalýþana iþi öðretiyor.
Çünkü okulda öðrendiði bilgiler maalesef iþ hayatýnda, pratikte gencin hiçbir iþine yaramýyor.
Kýzmaca, gücenmece yok. Gerçekçi olacaðýz demiþtik.
Gençlere asgari ücret artsýn diye slogan atmayý öðretmeyelim. Gençlere, asgari ücret seviyesinden hýzlýca yukarýya týrmanma sabrýný, sebatýný ve azmini öðretelim.
Ýþ hayatýna giren bütün gençler hiçbir asgari garanti olmayan bir ortamda, böylesine rekabetçi bir ortamda baþlasalar emin olun gece gündüz demeden çalýþýr bu kuyudan çýkmaya çabalarlar.
Kaldý ki eskiden bir gencin elinden tutup bir iþyerine götürmek, anadolu tabiriyle orada iþe koymak diye bir deyim vardý. Verdiði asgari ücret iþvereni çok da fazla zorlamadýðý için iþveren de geleni boþ çevirmez, getireni kýrmaz, o genci yetiþtirmek üzere iþe alýrdý.
Bu devir çoktan kapandý. Artýk iþletmeler iþten çýkan kiþinin yerine bile yenisini almadan, mevcut kadroya iþi bölüþtürüp nasýl devam edebilirim, bunun hesabý içindeler.
Bu yazýya eminim en çok asgari ücretle çalýþan okurlarým kýzacak.
Kýzmayýn. Bu yazýyý sizin iyiliðiniz için yazýyorum. Asgari ücret sizi asgarileþtiriyor. Uyuþturuyor. Konfor alaný sunuyor.
Biraz abartarak söylüyorum, elbette olacak iþ deðil ama asgari ücret 100 lira olsun. Asgari ücreti yükseltmek yerine insanlarýmýzý asgari sýnýrdan yukarý çekelim.
Herkes kendini geliþtirmeye, sýnýrlarýný zorlamaya odaklansýn. Öylesine odaklansýn ki asgari ücretin ne kadar olduðu ülkede pek az sayýda insaný ilgilendiren önemsiz bir prosedür olsun.
Baþka çýkar yol yok.
Asgari insan kalitesini, asgari eðitimi, asgari beklentiyi, asgari sorumluluðu, asgari aidiyeti dert etmeyip sadece asgari ücreti dert etmek bataklýkta çýrpýnmak gibi. Faydasý yok, sonu malum…
Not: Þunu da söylerseniz haklýsýnýz: “Asgari ücret çalýþanlarý iþverenlerden koruyan bir bariyer, bir eþik”. Evet, doðru. O zaman þöyle ekleyelim. Asgari ücret 100 lira olsun, ama iþveren olmak, iþ kurmak için de bir ehliyet, bir lisans gereksin. Gerekli eðitimi almayan, muhasebe-finans bilmeyen de giriþimcilik hayalleri kurmasýn, þirket yönetmeye kalkmasýn, çalýþanlarýný maðdur etmesin.