Dünyanýn gözü Suriye ve Irak’ta. DEAÞ ile mücadele küresel zemin kazanmaya baþladý. Öyle ki Batý ülkeleri açýsýndan Suriye rejiminin devrilmesi gibi bir öncelik kalmamýþ gibi görünüyor. Önce DEAÞ bitecek, Esad sonra gidecek. Türkiye’nin güney sýnýrlarý da DEAÞ’a katýlým nedeniyle Batý ülkelerinin merceðinde.
Ancak öyle örnekler var ki, bazý ülkelerin kendi sýnýrlarýný kontrolle iþe baþlamasý gerekiyor. Size bir Fransýz çiftini örnek vereceðim.
Fransýz Polisi, 17.06.2015 tarihinde Fransýz pasaportu taþýyan Ismail BENADDA ve yine Fransýz pasaportlu Maeva Aurelie Alexandra COLLET isimli Fransýz vatandaþlarýnýn çatýþmalara katýlmak üzere Türkiye üzerinden Suriye’ye gidebilecekleri bildiriyor Türk istihbarat yetkililerine.
Emniyet istihbarat birimleri konuya iliþkin hemen çalýþma baþlatýyor ve Ismail BENADDA isimli þahsýn ayný zamanda yurda giriþi yasaklýlar kapsamýnda olduðu tespit ediliyor.
17.06.2015 tarihinde Transavia Havayollarýna ait uçak ile Paris Orly’den gelen yolcular arasýnda bulunan Ismail BENADDA ve Maeva Aurelie Alexandra COLLET isimli yolcular Türkiye’ye giriþ esnasýnda durduruluyor ve kendileri ile yapýlan mülakatta; “Ýstanbul’a tatil amaçlý geldiklerini, buradan Antalya’ya gideceklerini, bir hafta sonra geri döneceklerini, kendileri ile Fransa polisinin 30 dakika kadar görüþme yaptýktan sonra ‘herhangi bir problem yok’ denilerek ülkeden çýkýþlarýna izin verildiðini” ifade ediyorlar.
Þahýslar ayný gün Transavia Havayollarýna ait Paris Orly uçaðý ile sýnýr dýþý ediliyor.
Fransa, Türkiye’yi uyarýyor, Türkiye de gerekli adýmlarý atýyor atmasýna da bu yolcularýn Paris Orly havalimanýndan çýkýþ yapabilmeleri de ilginç deðil mi?
Bu konuyu Fransýz meslektaþlarýmla paylaþýnca kendi ülkelerinin de zaman zaman hatalarý olduðunu kabul ediyorlar. Türkiye ile ilgili onlarýn yorumu da þu: “Türkiye, Fransa bilgi verince harekete geçiyor, bunun dýþýnda yeterli adýmlarý atmýyor.”
Türkiye ne gibi önlemler aldý, alýyor?
10 Ekim 2013’te DEAÞ’ý terör örgütü ilan eden Türkiye’nin aldýðý önlemleri, Türk makamlarý þöyle özetliyor:
“Türkiye, sýnýr güvenliði önlemleri kapsamýnda bugüne kadar bin 500 kiþi sýnýr dýþý etti 98 ülkeden 14 bin kiþiye de ülkeye giriþ yasaðý koydu. Özellikle Avrupa’dan katýlýmýn bu derece yüksek olmasý Avrupa’da artan radikalleþmenin önlenmesine yönelik gerekli tedbirlerin alýnamamasý, bu þahýslarýn takibi ve ülkelerinden ayrýlmalarýnýn engellenmesine yönelik önlemlerin yetersizliði ve bir ölçüde entegrasyon politikalarýndaki eksikliklerin bir yansýmasý olarak deðerlendirilebilir. DEAÞ’a katýlýmý önlemek adýna Türkiye kaynak ülkelerden daha aktif bir istihbarat paylaþýmý beklemektedir.”
Sýnýrlarýn tamamen kapanmasý durumunda yaþanacak insani dramý da gözden kaçýrmamak gerekiyor. Irak ve Suriye ile toplamda 1.300 km sýnýra sahip olan Türkiye, sýnýrlarýný tamamen kapatmýþ olsaydý, þu anda ülkemizde bulunan 2.5 milyon Suriyelinin akýbetinin ne olacaðý önemli bir soru.
Türk yetkililerin verdiði bilgiye göre, 2014 yýlý itibariyle Emniyet Ýstihbarat, Terörle Mücadele ve Kaçakçýlýk þubelerinin ortak çalýþmasýyla kurulan “Risk Analiz Merkezleri” çerçevesinde bugüne kadar 2 bin 500’den fazla kiþi kontrol edildi ve bunlarýn yarýsýna yakýnýna ülkeye giriþ izni verilmedi.
Notlarýmýz böyle.