YPG’ye göre, Rus ordusu Afrin’e baðlý Cenderis’te bir askeri üs kuracak, burada YPG’ye askeri eðitim verecek ve Ateþkesi Ýzleme Merkezi oluþturacakmýþ.
Kendi baþýna çeliþkili bir açýklama. Zira hem bir grubu daha iyi savaþmaya hazýrlayýp hem de ateþkesi denetleme iþlevinin ayný yerden olmasý kulaða garip geliyor. Zaten bu açýklamanýn hemen ardýndan Rusya Savunma Bakanlýðý, askeri üs kurulmasý konusunun doðru olmadýðýný sadece Ateþkes Ýzleme Merkezi’ne baðlý bir þube açýlacaðýný bildirdi.
Bu açýklama ne kadar rahatlatýcý, emin olmak zor. Zira sonuç itibarýyla Türkiye sýnýrýna çok yakýn bir yere öyle ya da böyle Rus nakliye kamyonlarý ve zýrhlý araçlarý geliyor, onlarý karþýlayanlar da sevinç içinde. Ancak Rusya’dan yapýlan açýklamanýn bir ayrýntýsý var ki o da bu merkezin Türkiye ile varýlan mutabakata dayandýðý. Dolayýsýyla Rusya, bugün için, her ne yapýyor isek Türkiye’ye raðmen yapmýyoruz demeye çalýþýyor. YPG’yi yalanlayarak da Türkiye’nin endiþelerini dikkate aldýðýný ima ediyor.
Söz konusu açýklamalarýn bugünü deðerlendirmek açýsýndan anlamý var, yarýný ise garanti altýna almýyor. Zira bölgedeki dengelerin nasýl geliþeceðine dair iþaretlerin bir ucu Rusya’ya deðiyorsa, öteki ucu ABD’ye uzanýyor.
Trump’ýn bir eðilimi var
Trump’ýn iktidarda kalacaðý bile giderek þüpheli bir hal alýrken Suriye konusunda hýzlý bir karara varmasýný beklemek anlamlý olmayabilir. Ancak “ABD’nin Irak’tan hýzla çekilmesi hataydý” demesine bakýlýrsa, ABD baþkaný Suriye konusunu tümüyle Rusya’ya býrakma niyetinde deðil. Ýki ay önce, Suriye’de “güvenli bölgeler kuracaðým” diyen ve YPG’ye yardýmlarýný artýran Trump’ýn tasarlamadýðý ama uyguladýðý bir politikasý olduðu söylenebilir.
Bu politikanýn hedefi DEAÞ’ý yok etmek, Esad’ýn varlýðýnýn þimdilik korumasýný desteklemek, Rusya ile karþý karþýya gelmemek, Ýran’ý geri çekilmeye zorlamak, Kürt güçlerini Rusya’ya kaptýrmamak ve YPG ile Türkiye’yi birlikte davranmaya zorlamak.
Böyle bakýnca, DEAÞ’ýn kimler tarafýndan bertaraf edileceði, nasýl bertaraf edileceðinin önüne geçmiþ denebilir. Olasýlýklar karmaþýk. Trump, YPG ile birlikte davranabilir; bu çerçevede hem YPG’nin Rusya’ya kaptýrýlmamasý saðlanýr hem de Rusya’nýn Rejim desteði devam eder. Böylece ABD-Rusya dengesi kurulabilir. Ancak bu sefer ABD-Türkiye ile Rusya-Ýran iliþkileri iyice çýkmaza girer; muhtemelen de bu süreçten Rusya kazançlý çýkar. Zira bu kurgunun merkezinde yer alan PYD-Türkiye uzlaþýsý bugün zor gözüküyor, nedeni de uzlaþý baskýsýnýn Türkiye’ye yapýlmasýnda. Boþuna ucu olumsuz biçimde THY’ye dokunacak kararlar alýnmýyor.
Üçüncü oyuncu ihtiyacý
Öte yandan ABD kararsýzlýðý sürerse ya da YPG desteðini çekerse, bu sefer de Rusya-PYD-rejim ittifaký geliþir, sýnýra yakýn yerdeki Ateþkes Ýzleme Merkezi sorun halini alýr ve dolayýsýyla Türkiye-Rusya iliþkileri gerilir.
Türkiye-Rusya iliþkileri gerildiðinde Türkiye-ABD iliþkilerinin yakýnlaþmasýna yol açacak bir zemin arayýþýna girilebilir; ancak bu sefer de ABD ile Rusya Suriye’de siyaseten karþý karþýya gelir.
Bu çýkmazýn aþýlmasý ancak üçüncü bir oyuncunun devreye girmesiyle mümkün olabilir. Kim bilir belki Londra saldýrýsý sonucunda Ýngiltere DEAÞ’la mücadeleye çok daha etkili biçimde katýlmak durumunda kalýr ve üçüncü oyuncu olmaya aday hale gelir.
Türkiye’nin elindeki en önemli olanaklar ise üçüncü oyuncunun oyuna girmesini saðlamasý ve bugün kendisine karþý kullanýlan tehditleri, elveriþli birer araç olmaktan bizzat kendisinin çýkarmasý olabilir.