“Dedi ruhum var”

Çin işkencehanelerinden, zindanlarından yeni bir şehadet haberi ulaştı. 2 yıldır işgalci Çin tarafından tutsak tutulan ozan Abdurrehim Heyet, ağır işkenceler neticesinde vefat ettiği açıklandı. Ozan Abdurrehim, yazdığı şiirler sebebiyle ‘terör’ suçlamasıyla tutsak edilmişti. 

Çin’in, işgal ettiği Doğu Türkistan’da yaptığı soykırım, zulüm üzerine yazıp çiziyoruz. Doğu Türkistan üzerine yazdığım en son “Bu haberi Zedong'un yeğeni mi yazdı” başlıklı yazımda, Doğu Türkistan’daki asimilasyondan bahsettiğimizde hemen “ABD’nin propagandası” diye ağzımızı kapatmaya çalışanlara işgalci Çin’in haber ajansından aktardığım bilgilerle cevap vermiştim. Çin haber ajansı asimilasyonu şu süslü cümlelerle anlatıyordu: “Uygur ailelerin evlerinde konaklayan kamu görevlileri arasında Sincan Uygur Özerk Bölgesi Askeri Bölgesi, Silahlı Polis Birlikleri ve Çin merkezi yönetiminin bölgedeki temsilciliklerinden kamu görevlilerinin olduğu dile getirildi. Haberde ayrıca geçen yıl Sincan’da söz konusu görevlilerinin teşvik ettiği "Ulusal Birlik -Aile” etkinlikleriyle ulusal birliğin derinleştiği, parti kadroları ile yerel halk arasındaki bağların kuvvetlendiği, "ÇKP'nin sesinin binlerce aileye duyurulduğu" savunuldu. ÇKP Kaşgar Komitesi Parti Okulu Parti İnşa, Eğitim ve Araştırma Dairesi Başkanı Liang Mıngşia gazeteye yaptığı açıklamada, “Köylüler partinin iyi politikalarını anlamak için istekli, modern yaşam tarzını sabırsızlıkla bekliyorlar. Bugünlerde parti kadroları ve halk arasındaki ilişki gittikçe yakınlaşıyor. Köylülerin modern medeniyet akımını kabulü gittikçe artıyor. Hayat tarzı değişti. Düşünce de değişti.” 

Biz bunları yazarken bir takım gazeteciler de Çin’in uçağına binip Doğu Türkistan’da indirilmişti! Bu gazetecilere göre Doğu Türkistan’da hiçbir sorun yok, halk zevkusefa içinde. Çin Doğu Türkistan’da huzur dağıtıyor! Çin’in uçağına binip Çin’in düdüğünü çalan gazeteci arkadaşlara, “Siz hapse atılsanız, evininizde de hanımınız işgalcinin memuruyla kalmaya zorlansa mutlu olur musunuz” diye sorsak ne cevap verirler acaba? Doğu Türkistan’da halk mutlu diyenler bu suale de “mutlu oluruz” cevabı vermeleri gerek!.. 

Doğu Türkistan’daki asimilasyon kamplarına Türk Dışişleri de tepki verdi. Dışişleri Bakanlığı Sözcüsü Hami Aksoy Çin’in toplama kamplarında yaptığı asimilasyonun sır olmadığını söyledi: “Keyfi tutuklamalara maruz kalan bir milyondan fazla Uygur Türk'ünün toplama kamplarında ve hapishanelerde işkence ve siyasi beyin yıkamaya maruz bırakıldıkları artık bir sır değildir. Kamplarda alıkonmayan Uygurlar da büyük baskı altında bulunmaktadır. Yurtdışında yaşayan Uygur asıllı soydaş ve vatandaşlarımız bu bölgedeki akrabalarından haber alamamaktadır. Binlerce çocuk ebeveynlerinden uzaklaştırılmış, yetim kalmıştır. 21. yüzyılda toplama kamplarının yeniden ortaya çıkması ve Çin makamlarının Uygur Türklerine yönelik sistematik asimilasyon politikası insanlık adına büyük bir utanç kaynağıdır." 

Her ne kadar Zedong’nun Türkiye’deki çocukları Doğu Türkistan’daki Çin asimilasyonunu “ABD, emperyalizm” sakızıyla örtmeye çalışsa da, Dışişleri Bakanlığımızın da açıkladığı üzere asimilasyon sır değil, aşikâr! 

Çin Doğu Türkistan’lı kardeşlerimizden neden korktuğu, şehid Abdurrehim Heyet’in tutsak düşmesine sebep olan şu mısralarda saklı: 

“Dedim zincir var, dedi boynumda, 

Dedim ölüm var, dedi yolumda, 

Dedim ya bilezik? Dedi kolumda, 

Dedim korkar mısın? O dedi yok-yok. 

Dedim niçin korkmazsın? Dedi Tanrım var, 

Dedim ya başka? Dedi halkım var, 

Dedim daha yok mu? Dedi ruhum var.” 

  

Boynumuzdaki zincirden de, ölümden de pervamız yoktur. Bizleri özgür kılan ruha selam olsun!