Önce okul, sonra da iþ için sabahýn erken saatinde kalkýp yollara düþtük.
Sabah trafiðinin de, akþam trafiðinin de en yoðun, en boþ kýrmýzý ýþýklý saatlerinde tam ortasýndaydýk.
Zaman oldu ailemizi, zaman oldu sevdiklerimizi, zaman oldu kendimizi unuttuk iþlerimizin yoðunluðundan.
“Çocuðumun büyüdüðünü göremedim” diyen insanlarý defalarca duyduðumuz halde biz de sevdiklerimizi göremedik en güzel zamanlarýnda. Çocuklarýmýzýn ilk sözcüklerini, ilk adýmlarýný, ilk heyecanlarýný ya Skype ile izledik, ya birkaç saat rötarlý yaþayabildik o anlarý.
Neden?
Çünkü çok yoðunduk;
Çünkü ertesi gün çok önemli bir sunumumuz vardý;
Çünkü iþler çok karýþýktý, çünkü terfi bekliyorduk, çünkü dolar çýkmýþtý, çünkü borsa inmiþti.
Çünkü en önemli müþteri ertesimiz sabaha çok kritik bir toplantý ve detaylý rapor istemiþti.
Çünkü ekmek kaygýmýz vardý, çünkü kovulmamak için çok çalýþmalýydýk, bir de patronun gözüne girmek için.
Eðer bunlar tanýdýk geldiyse, eðer bir ya da birkaçý sizin de hayatýnýza ara sýra konuk oluyorsa Linds Redding’in size söyleyecekleri var.
Linds Redding kim?
Linds Redding Yeni Zelanda’da yaþayan bir sanat yönetmeniydi.
Geçtiðimiz ay Özofagus (Yemek borusu) kanseri sebebiyle yaþamýný yitirdi.
Onu reklamcý olduðu dönemde olduðundan kat be kat fazla ünlü yapan þey ise bloguna yazdýðý bir yazý.
Yazýnýn baþlýðý : A Short Lesson In Perspective / Bakýþ Açýsý Hakkýnda Kýsa Bir Ders
Bu yazýda yazdýðýnda Redding için artýk çok geç olmuþtu.
Köprüden önce son çýkýþ çoktan kaçmýþtý.
Ama siz bu satýrlarý okuyor iseniz, hayatýnýzda bir þeyleri deðiþtirebilirsiniz.
Bir de ricam; bu yazýyý hayatýný yaþadýðýný zannederken öðüten, iþ için kendini paralayan ve hayatý ýskalayan arkadaþlarýnýzla paylaþýn. Onlara, kendi hayatlarýný hediye edin.
Ýþte o yazý :
Meðersem eski hayatýmý sandýðýmýn yarýsý kadar bile sevmiyormuþum. Eski iþ arkadaþlarýmla ara sýra buluþuyoruz. Büyük bir hevesle bana projelerinden bahsediyorlar. En uzun süre uykusuz kalma veya ofiste sabahladýðý için en çok dýþarýdan yemek sipariþi verme konusunda birbirleriyle yarýþýyorlar. "Karýmý Ocak'tan beri görmedim, artýk neredeyse bacaklarýmý bile hissetmiyorum sanýrým iskorbüt oldum ama sadece 3 hafta daha dayanmam gerekiyor, sonra zaten müþteri tatilde olacak. Ne düþünüyorsun?" diye benim fikrimi soruyorlar.
Ne mi düþünüyorum?
Bence hepiniz delirmiþsiniz. Hatta resmen kafayý yemiþsiniz. Bahsettiðiniz þey b*ktan bir televizyon reklamý. Kimsenin de umrunda deðil!
Bu ne biliyor musunuz? Bunlarýn hepsi bir kandýrmaca. Bir sahtekarlýk!
Sayýsýz gece, haftasonu, tatil, doðum günleri, çocuklarýn okul gösterileri ve yýl dönümü yemeklerini bilerek ve isteyerek feda ettim. Hem de elle tutulur hiç bir yaný olmadýðý halde "son derece önemli daha büyük bir amaç için." Uzun vadede hepsinin bir anlamý olacaktý.
Ýþte sahtekarlýk burada. Kendimi buna inandýrdým. Þimdi bunu görebiliyorum. Hiçbir iþ gerçekten de bu kadar önemli veya acil deðildi. Nasýl olabilirdi ki? Bizler sadece kullanýlýyorduk. Ürün ve müþteri. Tek yaptýðýmýz kotayý doldurmaktý veya baþka bir deyiþle canavarý beslemekti.
Peki buna deðer miydi?
Tabii ki hayýr. Bu sadece reklam iþi. Daha fazlasý deðil.