Deðerlerimiz yükselirken ve çiðnenirken… Nokta-nokta...

*Ramazan'dayýz. Bazý kimselerden þöyle sözleri duyuyoruz: 'Yahu, kilo almaya baþladým. Mübarek yemekler sofrada duruyor, 'Ye beni.' diyor. Nimete saygýsýzlýk olmasýn diye sofraya oturuyoruz. Oturunca da, kilo alýyoruz. Kilo da insaný aðýrlaþtýrýyor, hareketten alýkoyuyor. N'apalým. Ramazan'dan sonra belki eski halimize döneriz.'

Bu sözleri duyan dýþarýdan, dýþýmýzdan, bizim inanç dünyamýz dýþýndan birileri, 'Ramazan'ýn bol-bol, týka-basa yeme-içme ayý olduðunu' düþünür. Haksýz da sayýlmaz. Çünkü Ramazan'ýn, maddî ve manevî arýnma ayý olduðunu söyleyenlerimizden çoðumuz bile bu görüntüyü vermekten kaçýnamýyoruz.

Hâlbuki 'Ramazan ne güzeldi. Sadece kalben ve fikren arýnmak açýsýndan deðil, maddî açýdan bir hayli temizlenmemize, kilo vermemize de vesile oldu. Bakýnýz, her gün kemerim biraz daha gevþiyor ve açlýk duygusu da çekmiyorum, güçten de düþmüyorum. Bütün harcamalarýmý üçte bire indirdim ve anladým ki, yaþamak için yemiyor, yemek için yaþýyormuþum.' diyebilmemiz gerekiyor.

Evet, bunlarý söyleyebiliyor muyuz?

Ama Ramazan'ýn bize asýl öðretmesi gereken hususlardan birisi de 'digergâmlýk' anlayýþý, idraki ve dikkati olmalýdýr. Digergâmlýk, yani, kiþinin baþkalarýný da, en azýndan kendisi kadar düþünmesidir. Materyalist insan, yani 'madde'ye, paraya-pula, mala-mülke, makam, þöhret, alkýþ ve nefsanî arzularýna taparcasýna baðlý olan, laik olan kiþilerin baþkalarýný düþünmesi imkânsýzdýr; onlar 'digergâm' olamaz.

Yaþlýlarýmýz, bize, sofraya otururken, 'Bismillah...', yemeðin sonunda da 'Elhamdulillah...' demeyi öðretirler ve kendileri de, ayrýca, 'Allah'ým, düþmanýmý bile, açlýkla terbiye etme!..' niyazýnda bulunurlardý.

*

Bir diðer konu...

Birileri, kendilerini kazandýrabilmek için de deðil, Tayyib Erdoðan'a kaybettirmek için her þeyi yapýyor. Hattâ merhûm babasýnýn isminin gölgesine sýðýnarak, liderlik yapmaya çalýþýrken, 'Ýstanbul'da filancanýn kazanacaðý görülüyor ve amma, AK Parti'ye destek olmayacaðýz.' diyor. Bu kiþinin -kendi partisinin sözcünün beyanlarýna göre- AK Parti'den, Sakarya ve Kocaeli gibi büyükþehirlerin ve bazý ilçelerin de Belediye Baþkanlýklarýnýn istediklerini ve kabul edilmediðini ve kendilerinin de onlara destek vermeyeceklerini tekrarladý, bir 'at pazarlýðý'ný hatýrlatacak þekilde. Tayyib Erdoðan'ýn ve sahib olduðu inancýn aslî ölçülerine sahib olanlarýn böyle pazarlýklara asla itibar etmeyeceðini halâ öðrenememiþlerdi.

5 sene önce, o taifeden Millî Görüþ camiasýnýn sözcülerinden sayýlan bir baþkasý da, 'Türkiye'nin en güçlü partisi bizim partimiz (SP)'dir; çünkü Ýstanbul'u Tayyib Erdoðan'dan biz aldýk.' demiþti, gururla... Aradan yýllar sonra, o sözünden utandýðýný söylediðini duymuþtum, yakýn çevresinden. Ve ayný þahsýn, ölümünden az önce, 10 ay kadar önce, yayýnladýðý bir video görüntüsünde, biraz utanarak da olsa, ' Tayyib Erdoðan'ýn desteklenmesini' istediðini izlemiþtim.

Þimdi, o kiþinin son demlerindeki o sözlerindeki piþmanlýk durumuna düþecek olan baþkalarýna da bir hatýrlatmada bulunmak istiyorum. 79 -80'ine merdiven dayamýþ 'Fakir'in derdi, þu veya bu kiþinin kazanmasý veya filan makama gelmesi deðildir. Ýlk gençlik yýllarýndan beri Ýslam bayraðýnýn yükseltilmesi ve yere düþürülmemesi için çýrpýnmýþken, þimdi, bu kutlu yolculuk sonunda, birçok noksanlara raðmen, alýnan mesafelerden sonra, birilerinin basit siyaset cambazlýklarýyla, geriye düþülmesine sebeb olunulmasýnýn aðýr vebalini hatýrlatmakla yetiniyorum.

*

Bir diðer konu...

Eyyub Sultan Câmii'ne, Sabah Namazýna gittiðinin haberi yayýlýyor. Gitsin. Rahatsýz da olmayýz. Bizim deðerlerimize düþman olmadýðýný göstermek istiyordur belki. Ve de, kalbi ýsýnýr belki. Ýnanmak, kimsenin tekelinde deðildir.

O kiþi, 16 Mart akþamý, Ayasofya'ya gitmiþ. O ziyaretinden bir kýsa görüntünün videosuna baktým. Etrafýný bazý kiþiler çevirmiþler, 'Bir selfie çekebilir miyiz?' diyorlardý.

Ama bu kiþi hem de, 'Ayasofya'nýn câmi olarak açýlmasý' ihtimalinin olduðu günlerde, yabancý medyacýlara verdiði bir mülakatta, 'Ayasofya'nýn ibadete açýlmasýnýn gerekliliðine inanmýyorum.' þeklinde beyanda bulunan kiþi deðil miydi? Ve Ayasofya açýldýktan sonra, bunca zamandýr, Ayasofya'ya gitmemiþ olan bu kiþinin, þimdi, bu seçim eþiðinde, bir takým kimselerin ayný oltaya tekrar tekrar takýlan alýk- balýklar misali, avlanmasý için Ayasofya'yý ziyaret ettiðini söylemek yersiz bir bühtan mý olur?

*

Bir diðer konu olan, Devlet Bahçeli Bey'in, MHP Kongresinde dün yaptýðý önemli konuþmaya ise, 2 Mart Çarþamba günü yazýmýzda deðinelim, inþaallah...