Seçim üstüne seçim kaybettikten sonra, bir kez daha kaybedeceði seçime bu kez bir ajansla hazýrlanan CHP lideri Kemal Kýlýçdaroðlu, Türk siyasi tarihine Çiller’den sonra ikinci “taahhüt”le adýný yazdýrdý.
“Emekliye iki maaþ ikramiye.”
“Biri Ramazan diðeri Kurban Bayramý’nda.”
“Bunu da baþbakan olduðum her yýl vereceðim.”
“Sözümü tutmazsam Baþbakanlýktan ve CHP liderliðinden istifa edeceðim” dedi.
Bunu bir hesap uzmaný söylüyor. Kaynak filan da sakýn sormaya kalkmayýn.
18 Aralýk 2010 tarihinde “Herkese aile sigortasý getireceðiz, kadýnýn banka hesabýna asgari ücret kadar para yatýracaðýz” vaadinde bulunduðunda sormuþlardý Kemal Bey’e.
“Nereden bulacaksýnýz bu kaynaðý?”
Kemal Bey’in o meþhur cevabý “Benim adým Kemal Kýlýçdaroðlu. Parayý bulurum diyorsam ben parayý bulurum” þeklindeydi. Israr edilince de “Ýktidara gelince görürsünüz” demekle yetinmiþti.
Muhtemeldir ki Kemal Bey bir siyasi lidere atfedilen o hikâyeyi düþündü.
Çeþitli uçuk vaatlerde bulunan bir siyasiye bu vaatlerin kaynaðý sorulduðunda “Seçmenin yüzde biri inansa yüz binlerce oy eder” yaklaþýmýydý Kýlýçdaroðlu’nu motive eden.
Ama durun.
Bu kez kazýn ayaðý öyle deðilmiþ.
Star Gazetesi iyi yakalamýþ. Havada uçuþan ve sözlü ifade edilen taahhütlerin sadece manevi bir sorumluluðu varken, iþ noter huzurunda resmileþince 1 milyon 700 bin liralýk damga vergisi ortaya çýkýyormuþ.
CHP’nin yeni, Uzan’ýn eski seçim ajansý, 2000’li yýllarýn “Mazot 1 lira olacak” hamlesini takla attýrýp CHP’ye “emekliye iki ikramiye” diye yutturmuþ olabilir.
Ama CHP’de akl-ý selim birinin “Arkadaþ bu deðirmenin suyu nerden geliyor? Hadi iktidar olduðumuzda bir önceki hükümetlerin birikimini daðýtalým da, bu taahhüt resmidir. Bunun 2 milyona yaklaþan vergisini nasýl öderiz” demesi gerekmiyor mu?
Dememiþ anlaþýlan. Ya da akl-ý selim yok.
Ajans kafasýyla buraya kadarmýþ.
Þimdi bu vergiyi kim ödeyecek, nasýl ödenecek biri düþünmeli.
Hesap uzmaný Kemal Bey önce bunu halletmeli.
Önce “Ýzleme heyeti” dediler.
Sonra “Ýzleme heyeti kýrmýzý çizgimiz deðil” oldu.
10 maddelik bir þey açýkladýlar.
Ek madde olarak “anayasa deðiþikliði de isteriz”i eklediler.
Yalçýn Akdoðan’ýn tabiriyle “süreci zehirlemek” için ellerinden geleni yapýyorlar.
Üstelik sürecin mimarý Erdoðan’ý “sürece karþý olmakla” suçlayacak kadar.
7 Haziran’a kadar daha ne isteyecekler belli deðil ama barýþ istemek, kan akmasýný engellemek “talep üstüne talepte bulunmakla olmaz.”
Olmamalý.