Ingres’in La Grande Baigneuse tablosunu gözlerinizin önüne getirin. Valpinçonlu Yýkanan Kadýn olarak da bilinir, hani... Sedirin kenarýna iliþmiþ, hamamdan yeni çýkmýþ... Özenle keselendiðini, aromalý yaðlar süründüðünü hissettirecek bir güzellik saçar... Ýnsan teninin doðallýðýný nasýl da yakalamýþtýr Ingres! Degas’dan baþlayarak Matisse ve Picasso’ya hatta soyut dýþavurumculara kadar kendinden sonraki ressam kuþaklarýný etkileyen oryantalist ressamýn en sevilen tablolarýndan biridir o. Louvre Müzesi’nin hazineleri arasýnda sergilenir.
Ya Yýkanan Kadýn’ýn pürüzsüz sýrtý darp edilmiþ olsaydý? O güzelim teninde uzun, kanlý darbe izleri bulunsaydý? Bakmaya doyamadýðýmýz tablodan gözlerimizi kaçýracaktýk! Ýçimiz kalkacaktý o yaralarýn ne kadar acý verdiðini, hangi canavarýn bir kadýnýn sýrtýný bu hale getirdiðini düþünürken...
Vermeer’ino büyüleyici Ýnci Küpeli Kýz’ýnýn, Kuzey’in Mona Lisa’sý olarak tanýmlanan gizemli tabloya model olan gencecik kýzýn gözünün morarmýþ, elmacýk kemiðinin ve çenesinin berelenmiþ olduðunu düþünebilir misiniz? O narin yüze yumruk sallayan beter olsun diye içimizden geçirmeden bakabilir miydik ona?
Frida Kahlo otoportresini çenesi darp edilmiþ haldeyken yapsaydý? O güçlü kadýn, olaðanüstü yeteneðini dudaklarýnýn kenarýndaki koca çürük için kullansaydý?
Leonardo da Vinci. Erminli Kadýn olarak tanýnan Cecilia Gallerani portresini sýký bir dayaktan sonra yapsa nasýl olurdu? Milano Dükü Ludovico Sforza sevgilisini dövdükten sonra hizmetindeki büyük ustaya modellik etsin diye yollasaydý...
Edvard Munch’ýn Aðlayan Çýplak’ý bacaklarý yara bere içinde kalmýþ olduðu için aðlýyor olsaydý? Bacaklarýnýn o feci hale tecavüze uðradýðý için geldiðini düþününce bakmaya devam edebilir miydik o tabloya?
***
Derya Kýlýç’ýn 11 Aralýk’ta Maçka Sanat Galerisi’nde açtýðý “Bilmek, Görmek...” baþlýklý sergi insaný irkilten ve tepki vermeye yönelten fotoðraflardan oluþuyor. Ünlü ressamlarýn kadýn portrelerini, canlý modellere dayak yemiþ gibi makyaj yaparak canlandýran ve fotoðraflayan Kýlýç’ýn amacý kadýna þiddete dikkat çekmek. Kýlýç, 2011 Mayýs ayýnda Tophane-i Amire’de açtýðý sergiyi yeni yapýtlar ekleyerek tekrar açtý. Sergiyi yeniden açma fikri baþýndan beri aklýndaydý sanatçýnýn. Bir kadýn pompalý tüfekle vurulmadan, yol ortasýnda býçaklanmadan, çocuklarýný doðurduðu kocasý tarafýndan onuru çiðnenmeden gün geçmiyor. Kýlýç’ýn sergiyi açtýðý tarihten önceki üç yýl içerisinde 263 bin kadýnýn þiddet gördüðü kayýtlara geçti. 2012’nin ilk 11 ayýnda toplam 147 kadýn öldürüldü, 123 kadýn tecavüze, 208 kadýn þiddete, 126 kadýn tacize maruz kaldý. Bu yüzden Kýlýç da kendi bildiði yöntemle bu sorunla mücadeleye devam ediyor.
Bütün çalýþmalarýnýn ardýnda bir sosyal sorumluluk hedefi olduðunun altýný çiziyor, sanatçý. Kurgu fotoðraf çeken Kýlýç, kendi tarzýný kadýna þiddet temasýyla birleþtirecek arayýþtan sanat tarihinin en etkili kadýn portrelerinden bazýlarýný yeniden üretme fikrini bularak çýktý. Modellerini yukarýda adý geçenler dahil birçok ünlü tabloda resmedilen kadýnlar gibi giydirip ayný pozlarý verdirdi... Ama çok önemli bir farkla: Hepsine bizzat þiddet görmüþler gibi makyaj yaptý. Böylece hayranlýk uyandýran eserleri dehþete düþüren eserlere dönüþtürdü.
Kadýna þiddete dur diyecek yetkiye sahip olanlarýn de artýk dehþete düþmesini ve sýký önlemler almasýný bekliyoruz. Vardýðýmýz noktada sanatçýlarýn artýk yapabileceði bir þey yok, tepkilerini hepimiz adýna dile getirmekten baþka...