
Terörsüz Türkiye komisyonundaki partiler, raporlarını Meclis Başkanlığına sundular. Dün de AK Parti'nin 60 sayfa 15 başlıktan oluşan raporu belli oldu.
AK Parti raporunda çok önemli hususlar var.
Süreç başladığından beri PKK'nın, özellikle Suriye'deki yapılanmasının ve içeride DEM Parti'nin ayak sürümesi, sabırları taşıracak boyutta.
Adeta devletle oyun oynanıyor.
Göstermelik silah bırakmanın ötesinde bir gelişme yok. DEM Parti sözcüleri hâlâ bölücülük havalarında. Son olarak "barış yasası"ndan bile bahsettiler.
Kafalarında devletle savaş var.
"Öcalan'a özgürlük" mitingi de neyin nesi?
Terörsüz Türkiye süreci için Meclis'te yoğun çaba harcanırken "Öcalan'a özgürlük" diye 4 Ocak'ta Diyarbakır'da miting kararı da aldılar.
Süreci en sabırlı, en bilgece götüren Bahçeli bile ikaz etmek zorunda kaldı. Öcalan'ın, 27 Şubat 2025 tarihli çağrısında cezaevinden çıkma ve özgürlüğüne kavuşma talebinin bulunmadığını, bu çağrının tek bağlayıcı olduğunu belirten Bahçeli; "Bundan mülhem DEM Parti'yle bölücü terör örgütünün tüm bileşenlerinin, 27 Şubat çağrısının hilafına tavır ve tutum içinde olmalarının, 'Terörsüz Türkiye' hedefini sekteye uğratmasa bile yavaşlatacağını değerlendiriyorum" dedi.
Devlet tarafından tespit ve teyit.
Dün Meclis'e sunulan AK Parti raporunun en önemli bölümü, PKK'nın sözüne, göstermelik tavırlarına itibar edilemeyeceğinin ilan edilmesidir.
İki hususun altı çiziliyor.
1. Örgütün illegal ideolojik ve finansal yapılanmalarıyla birlikte yurt içinde ve yurt dışındaki tüm şube, unsur ve uzantılarıyla silah bırakması ve kendini tasfiyesi somut, ölçülebilir ve teyit edilebilir biçimde kayıt altına alınmalıdır. Terör örgütünün silah bırakmasının, kendisini tasfiye ettiğinin, varlığının sona erdirilmesinin devlet tarafından tespit ve teyit edilmesi, sürecin en önemli noktasıdır. Bu an, sadece sahada bir fiil değişikliğinin kaydı değil, aynı zamanda hukuki işlemler için bir başlangıçtır. Bu tespit ve teyit olmadan hiçbir ileri aşamaya geçilmemelidir. Tespit ve teyit anı, hem ilgili kurumlar hem de hukuk düzeni açısından yeni bir dönemin miladı olarak görülmelidir."
10 Mart Mutabakatına bir an evvel uyulması.
2. "Sınırın bir tarafında terör örgütüyle etkin mücadele yürütülürken, diğer tarafında aynı örgütün, farklı isimler farklı görünüşler altında meşruiyet devşirme çabaları içine girmesi, Türkiye açısından kabul edilemez bir çelişki doğurmaktadır. Türkiye'nin bu çerçevedeki temel ilkesi açıktır: Suriye ve Irak sahasında, Türkiye'nin güvenliğini tehdit eden hiçbir terör yapılanmasının yaşamasına ve genişlemesine asla müsaade edilmeyecektir. PKK'nın bölgedeki ve Suriye'deki bütün unsurlarının, örgütün bileşen ve uzantıları oldukları gerçeğinden hareketle tasfiyesi ve Şam yönetimi ile imzaladıkları 10 Mart Mutabakatı'nın gereğini bir an evvel yerine getirmeleridir."
(10 Mart 2025 mutabakatı: Suriye'de Şam yönetimiyle ülkenin kuzeydoğu bölgelerini kontrol eden Suriye Demokratik Güçleri (SDG) anlaşmaya vardı. Anlaşma, SDG kontrolündeki bölge ve altyapıların, Şam'a bağlanmasını ve SDG'nin Suriye Ordusu'na entegre edilmesini öngörüyor.)
Suriye'deki PKK'nın, Türkiye'de DEM Parti'nin ayak sürümesi, top çevirmesi, zamana oynaması evet, Şark kurnazlığıdır.
Bu kurnazlık devlete sökmez.
Devlet, mağaralardan başını çıkaramaz hale gelmiş terör örgütü ve onun siyasî yapılanmaları ile pazarlık yapmaz, al ver içine girmez.
Bu gerçek hâlâ anlaşılmadı ise, hâlâ İsrail'den, ABD'den, Avrupa'dan medet umuluyorsa bunun sonu hüsran olur.
Nihai rapor için Meclis Komisyonundaki görüşmeleri, DEM Parti'nin aklını başına toplayarak yürütmesi, sabote etmeye kalkmaması, Türkiye'nin huzuru ve kardeşliği için önemlidir.
Huzur, kardeşlik, istikrar, birlik, beraberlik; katlanıyorsak bunlar için katlanıyoruz...