Selim ATALAY
Selim ATALAY
http://www.selimatalay.com
Tüm Yazıları

Demek ki almak değil, tutabilmek önemli

Mart 1917’de İngilizler Bağdat’a güneyden, Basra’dan ilerliyordu. Halil Paşa komutasındaki Osmanlı Ordusu, kentin 30-35 km güneyinde Dicle ile Diyala nehirlerinin buluştuğu yerde mevzilenmiş, Bağdat’ı savunmaya hazırdı. General Maude, dışarıdan çevirme ile kuzeye yöneldi. Osmanlı birlikleri de aynı şekilde kuzeye ilerlediler. Diyala tarafında az asker bırakılmıştı. Maude 10 Mart’ta bu kanada yüklendi ve Osmanlı askerini dağıttı. Halil Paşa 10-11 Mart’ta Bağdat’ı boşaltarak kentin kuzeyinde yeniden mevzilenmeye çalıştı. İngiliz ordusu ise çatışmadan Bağdat’a girdi... Bağdat böyle düştü...

1917’den sonra Bağdat Nisan 2003’te Amerikan ordusunca işgal edildi... Şimdi de Haziran 2014’te Bağdat’ın, aralarında terör örgütü İŞİD’in de yer aldığı Sünni milislerce ele geçirilme riski izleniyor. 1917’den sonra geçen yaklaşık 100 yıllık çizgiye bakınca, Bağdat’ın iyi ellerde kalmadığı söylenebilir. Ortadoğu’nun en önemli başkentlerinden birinin günümüzde bir etnik çatışmanın en değerli hedefi haline gelmesi, gidişatın acı özetidir.

Bağdat’ın durumu, Irak’ın siyasi çıkmazının da bir özeti. Son bilgilere göre, asi milisler Bağdat’a 100 km uzaktaki Balad’da önemli bir askeri üssü kuşatmış durumdalar. Ayrıca 200 km uzaktaki Hadisa Barajı civarında çatışmalar var. Fırat üzerindeki barajın kapaklarının asilerce kontrolsüz açılması halinde aşağı alanların ağır sel altında kalma ihtimali var. Son haberlerde Bağdat birlikleri sel riskini azaltmak için baraj kapaklarını kontrollü açmaya çalışıyordu

Analistler Bağdat’ın hemen düşmeyeceğini, İŞİD ve diğer milislerin Bağdat’a uzanmaları halinde çok geniş alanda az güçle zayıf kalacaklarını söylemekteler. Ayrıca Irak ordusu adına ne varsa Bağdat önüne yığılmış durumda.

Bu tabloda Irak’taki kilit oyunculardan ABD bekleme, İran mevzi kazanma, Suriye de Şam üzerindeki baskıyı azaltma amacında. ABD’nin son yollanan özel kuvvetlerle birlikte Irak’ta 500 kadar askeri var. Özel kuvvetler, küçük timler halinde Irak Ordusu’ndan arta  kalan birlikleri düzenleme ve işe yarar hale getirme çabasındalar. ABD siyasi olarak Bağdat’ta yeni bir hükümet istiyor. Hükümet kurulma süreci hem başladı hem başlamadı. Yeni hükümet kurulduktan sonra ABD, askeri operasyonlar için daha fazla zemin kazanacak. Ayrıca ABD hesaplamasına göre: İŞİD’in arkasındaki genel Sünni desteği, Bağdat’taki yeni siyasi formülle ortadan kalkacak. Sünniler yeni hükümete katılıp ayaklanmadan uzaklaşırsa, İŞİD’in birkaç bin milislik gücünün etkisiz kalması bekleniyor.

Maliki ise hem Bağdat’taki gücüne hem de Bağdat’ın güneyinden başlayan Şii nüfusa ve de İran’a güveniyor. İran, Maliki rejimine askeri destek sağlıyor. ABD Sünnileri ve Kürtleri siyasi sürece katmaya çalışırken, İran Bağdat’ta Şii ağırlıklı gücün devamından yana. Bu arada Şii milislerin çatışmaya girip girmeyecekleri izleniyor. Irak Ordusu denen adı var kendi yok oluşum da halen Şii birliklerden oluşuyor... Bağdat’taki siyasi yapı için ABD ve İran’ın ne noktada uzlaşıp, ne noktada çatışacakları ayrı bir soru. Çünkü yeni hükümet kuruluyormuş gibi yapılıp sonra işin yokuşa sürülmesi ve Şiilerin zamana oynaması ihtimali daha fazla. Krizin zamana yayılması, Irak’taki parçalanmayı keskinleştirecek bir durum.

Suriye’ye gelince... Şam’ın Irak’ta bombardımana girişmesi, daha çok medyatik ve siyasi mesaj vermeye yönelik bir manevra. Maliki, Şam’dan Şii dayanışması görmekten memnun.  

ABD Irak’ta ne Şam ne Tahran müdahalesi istiyor ve iki tarafa da -Irak’tan uzak dur- çağrısı yapıyor. Ancak buna uyulmazsa yaptırım pek yok. İŞİD’in doğum yeri Suriye. ABD İŞİD ve diğer aşırılıkların Esad rejiminin uyguladığı şiddet yüzünden başladığını söylüyor. Beyaz Saray Sözcüsü, Esad rejiminin müdahalesinin Irak’ta çözüm olmayacağını, çözümün Irak güvenlik güçlerinden geleceğini vurguladı.

ABD şu aşamada hala -Irak- diye bir devletin devamına ve üç etnik grubun uzlaşmasına dayalı bir siyasi çözüme kağıt üzerinde inanıyor, ya da kağıttan okunan ifadeler bu yönde. Bu yolun kapandığı anlaşılırsa ne olacağı ve ne yapılacağı konusunda henüz bir işaret yok. O zaman felaket senaryoları konuşulacak. Irak’ta önceden yazılan senaryoların işlemediğinı hatırda tutarak, günlük gelişmeleri izlemek gerekiyor.

twitter.com/selimatalayny