Demirtaş Projesi, ikinci tur için…

Uygulamaya konmuş Demirtaş Projesini anlatmadan önce son gelişmeyi hatırlayalım.

Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi (AİHM) Büyük Dairesi, Selahattin Demirtaş’ın, siyasî nedenlerle tutuklu olduğuna ve derhal tahliye edilmesi gerektiğine hükmetti.

Cumhurbaşkanı Erdoğan ve MHP lideri Bahçeli, karara çok sert tepki gösterirken, muhalefet liderleri AİHM’nin Demirtaş kararından yana oldular.


Malûm, Kılıçdaroğlu; Demirtaş’ın hakkındaki somut iddiaları, göğsünde taşıması gereken madalya olarak görüyor. Kararı duyar duymaz, “bu karara herkesin uyması lazım. (Erdoğan’ın) Dün yaptığı konuşma, efendim ben o karara uymam. O karara uymayacağız. Kimsin sen yahu... Burası Mustafa Kemal ve arkadaşlarının kurduğu bağımsız Türkiye Cumhuriyeti Devleti'dir.”

Demirtaş derhal tahliye edilmeli…

Saadet Partisi Genel Başkanı Karamollaoğlu, lafı hiç eğip bükmedi:

"Avrupa Birliği’ne üye olacaksak Avrupa'daki kurumların kararlarına uyalım. Zanla verilen kararlar aslında toplumda başka yaraların açılmasına vesile olabilir…”

Gelecek Partisi Genel Başkanı Davutoğlu da, “biz zaten tutuklu yargılanmaya parti olarak esastan karşıyız” diyerek koroya katılıyor.

Deva Partisi lideri Ali Babacan, “Selahattin Demirtaş ile ilgili davalar tamamen garabet” diyor ve “bizim Demirtaş ile ortak görüşümüz özgürlük…” diye ekliyor.

İYİ Parti Genel Başkanı Akşener, daha önce açıklamıştı; Demirtaş tahliye olur olmaz kahvaltıya bekliyor.

Hadi Kılıçdaroğlu’nu anladık, ötekilerine ne oluyor? Demirtaş’ın siyasî değil, bir terör suçlusu olduğunu bilmezler mi?

Demirtaş'ın, terörle arasına mesafe koyamadığını, bölücü terör örgütünün emriyle Diyarbakır’da 53 kişinin ölümüne yol açtığını, Yasin Börü’nün eli kanlı katili olduğunu bilmezler mi?

Selahattin Demirtaş, Kürtlerin savunucusu değil, katilidir.

Bir katilden neden bir lider peydahlanmaya çalışılıyor?

Soru budur…

İçerden muhalefet, dışarıdan AB kurumları, Batı başkentleri bir Selahattin Demirtaş gündemi hazırlıyorlar.

Bu gündemin adı Demirtaş Projesidir.

Mesele şudur:

2023 seçimlerinde Erdoğan’ın karşısına muhalefet ortak bir aday çıkaracaktır.

Kilit parti, HDP’dir. HDP’nin onay vermediği bir aday, muhalefet ittifakının adayı olamaz.

Hesaplar ikinci tur oylama için yapılıyor.

Küresel bir kampanya ile HDP tabanının en çok destek vereceği isim Selahattin Demirtaş’tır.

Hesap, Demirtaş’ı ilk turda aday yapmaktır.

Demirtaş kazanamaz ama ikinci turda muhalefet ittifakının adayına, HDP oylarını yönlendirmede önemli bir etken olur.

Bu proje için Demirtaş’ın mutlaka seçimlerden aylar önce salıverilmesi ve meydanlara inmesi gerekir.

2023 seçimleri, Haçlı–Siyonist İttifakı için çok önemli.

Suriye’de, Libya’da, Doğu Akdeniz’de, Irak’ta, Azerbaycan’da gücünü gördükleri Türkiye’ye, daha fazla tahammül etmek istemiyorlar.

Erdoğansız Türkiye için ellerindeki son fırsat, 2023 Cumhurbaşkanlığı seçimleri.

Biden da zaten bunu ilan etti.

AİHM’nin, Biden öncesinde aldığı karar, asıl siyasi karardır ve Türkiye’yi karıştırma adına bir hamledir…

Geçmişleri, milliyetçi/muhafazakâr çizgi olan siyasîlerin, kendilerini inkâr ederek Demirtaş’a sahiplenmeleri de bir ibret vesikasıdır.

Erdoğan alerjisinden, kurdeşen oldular…