"Duygusal kopuþ’ gerekçesi arýyorlar” diye yazmýþtým. “Uludere’yi, Kobani’yi kullandýlar” diye yazmýþtým. “Trajik ölümleri bunun için araç haline getirebilirler” diye yazmýþtým. “Þu an bölgede yürütülen güvenlik operasyonlarýnda buna asla imkan verilmemeli” diye yazmýþ, “güvenlik birimlerinin de bu yönde ciddi bir çaba içinde olduðu”nu not etmiþ, buna raðmen “duvarlara yazýlan sloganlar, sokakta bir aracýn arkasýna baðlanýp sürüklenen ceset görüntülerinin çok kötü” olduðunu ifade etmiþtim.
Son günlerde güvenlik güçlerinin sivil halký korumak için gösterdiði çabaya iliþkin çok güzel görüntüler yansýyor medyaya. Bir askerin bir çocuðun üþüyen ellerini nefesi ile ýsýttýðý görüntü yürekleri de ýsýtacak nitelikteydi.
Ancak bir süredir bölgeden can yakýcý bir hadise olarak medyaya yansýyan bir konu var: Silopi’deki çatýþmalar sýrasýnda sokakta vurularak can veren 11 çocuk annesi Taybet Ýnan’ýn sokak ortasýnda günlerce bekleyen cansýz bedeni. Günlerce sokaktan alýnamadý cesedi Taybet Annenin.
Neden alýnamadý?
Tabii ki çatýþmalar yüzünden. Sokaklar ateþ altýnda, kimse giremiyor.
8 gün geçti ve ancak alýnabildi ceset oradan. Beyaz bayraklý aile fertleri tarafýndan.
Olay her haliyle vahim ve sivil halkýn bölgede yaþadýðý dramýn bütün boyutlarýný ortaya koyuyor.
Þimdi gelelim iþin “duygusal kopuþ” yönünde istismar boyutuna.
Rusya’dan döndü, Meclis’te milletvekilliði yeminini yaptý ve çýktý basýnýn karþýsýna. Kim? Selahattin Demirtaþ. Ýþte onun Taybet Anne ile ilgili söyledikleri:
“Taybet Ýnan; 11 çocuk annesi bir kadýn. 8 gün önce Silopi’de keskin niþancý güvenlik görevlisi tarafýndan öldürüldü ve tam 8 gündür cenazesi sokaktaydý. Evin içine bile alýnamadý. Cenaze bu sabah alýnabildi. Eþinin cenazesini almaya giden kocasýna da keskin niþancýlar ateþ etti yaralandý. Cenazeyi almaya giden kayýnbiraderine de ateþ edildi ve öldürdüler. 11 çocuklu bir kadýnýn 8 gün boyunca cenazesinin kapýnýn önünden alýnmasýna izin vermemek, baþýna bir keskin niþancý dikip ‘o cenaze oradan alýnmayacak’ demek nasýl bir insanlýk halidir, merak ediyorum. Bunlar bir filme konu olsa hepimiz bundan utanýrýz.”
Demirtaþ’a göre Taybet Ana’yý ve kayýnbiraderini “Keskin niþancý güvenlik görevlisi öldürmüþ”, üstüne üstlük “baþýna dikilen bir keskin niþancý ‘o cenaze oradan alýnmayacak’ demiþ!
Ýþte duygusal kopuþ cehennemine cephane taþýmak tam da bu.
Demirtaþ’a sorayým: Taybet Ana’yý güvenlik güçlerinin öldürdüðüne dair elinizde bir bilgi mi var? Sokaklarda kurþunlarýn výzýr výzýr iþlediði bir ortamda, o cenazenin baþýnda herhangi bir insanýn durmasý “Ve bu cenaze buradan alýnmayacak” demesi mümkün mü?
Bu propagandayý PKK adýna birisi yapsa, dünya, “bu terör örgütünün dili” der güler geçer, ama bizde bu görevi legal bir partinin eþ baþkaný üstleniyor.
Önceki gün terör örgütü, içinde öðrencilerin çalýþtýðý Halk Kütüphanesini kundakladý. Güvenlik birimleri yangýnýn içinden çocuklarý kurtarmaya çalýþýyor. Hani bir ses Demirtaþ’tan? Okullar, camiler kundaklandý, bir ses çýktý mý? Demirtaþ’a sorarsanýz, oralarda hiçbir terörist yok, yollar kesilmiyor, hendekler kazýlmamýþ, barikatlar kurulmamýþ, silahlý bir çete vatandaþý haraca kesmemiþ... KCK bir yer altý örgütü halinde teþkilatlanmamýþ. Bizzat Kürt halký canýndan bezmemiþ. N’olmuþ, güvenlik güçlerinin kafasý bozulmuþ, sokaða çýkma yasaðý ilan edip, operasyon yapmýþ.
Pes, pes!
Selahattin Demirtaþ, çok kötü bir role soyundu. “Türkiyelileþme” adýna elde ettiði tüm birikimi þu son süreçte “Daða teminat adýna” yiyip bitirdi.
Acaba bu rolü, Kandil’in uluslararasý konjonktür adýna kurguladýðý terör siyasetine paralel olarak dýþ gezilerde kendisine verilen bir misyonla da irtibatlandýrýyor mu, onu bilmiyorum. Öylesi kendisi için siyasi intihar demektir.