Millete sormak da neymiþ? Millet kýz çocuðu gibidir. Baþýný boþ býrakýrsan ya davulcuya varýr ya zurnacýya!!"diyen Cumhuriyet Halk Fýrkasý milletvekillerinin sayýsý arttýkça ve de Ýsmet Paþa bunlarý susturmadýkça Gazi'nin tepesi iyice atýyordu. Son dönemde günlük devlet iþleriyle ilgilenmeyi hepten býrakmýþtý. Ýsmet Paþa haftada bir geliyor, ülkenin durumuyla ilgili bilgi sunuyordu. Toz pembeydi her þey baþbakana göre. Halk mutlu, ülkenin bir eli yaðda bir eli balda! Ancak gerek Gazi'nin Baþ Yaveri Rüsuhi Bey'den gerekse de akþamlarý sofraya gelen, Ýsmet Paþa'dan çekinmeyen bir kaç kiþiden, ülkenin "yokluk ve yoksulluk bataðýnda debelendiðini, birçok kiþinin geceleri aç yattýðýný, günü bir kuru ekmekle geçirdiðini"öðrendikçe uykularý kaçýyordu! TBMM'de denetim, muhalefet yoktu. Olmayýnca da Halk Fýrkasý dilediðince at oynatýyor, kimseye hesap vermiyordu. Gazi bu duruma "dur" demeye karar verdi uzun uzun düþündükten sonra! Nasýl dur diyecekti peki? Nasýl olacak; bir muhalefet partisi kurarak tabi!
Derken 1930 yýlýnýn 31 Temmuz gecesi saat dokuz buçukta Gazi, Ertuðrul yatýyla Büyükdere'de Necmettin Molla'nýn evinde Fethi Bey'le buluþur. Görüþme beþ buçuk saat sürer. Sonunda Fethi Bey Serbest Cumhuriyet Fýrkasý'ný kurmayý kabul eder. Tam el sýkýþmýþ dýþarý çýkacaklardý ki Vakit Gazetesi'nin sahibi, Halk Parti Çoruh (Artvin) milletvekili Asým (Us) Bey kapýyý týklatarak içeri girdi. Haberi Necmettin Molla uçurmuþtu ona. O dönemde bütün belli baþlý gazetelerin sahipleri milletvekili oluyordu. Böylece basýnda da muhalefet yapýlamýyordu doðal olarak.
Asým Bey neler olup bittiðini, öðrenmeye çalýþtý. Ancak Gazi sadece "olan biteni öðrenmek istiyorsan Ýsmet Paþa'ya sor!" deyip kestirip atmýþtý. Asým Bey hemen Ýsmet Paþa'yý aradý. Paþa, Gazi'nin "Ýsmet Paþa'ya sor"dediðini öðrenince Fethi Bey'i aradý; Asým Bey'le bir araya geldiler...
Kýsacasý Gazi bir muhalefet partisi kurulmasýna karar vermiþti. Baþýna da Paris Büyükelçisi, en has dostu Fethi Bey'i getirmiþti. Fethi Bey'in kendi baþýna bir fýrka kurmasý mümkün deðildi. Ýktidar partisini nasýl Gazi kurmuþsa muhalefet partisini de o kuracaktý. Gazi'nin istekleri doðrultusunda Vakit Gazetesi sadece yeni bir fýrkanýn kurulacaðýný açýklayacaktý, o kadar. Öyle de oldu. Fethi Bey'le Ýsmet Paþa'nýn arasý iyi deðildi. Bunun nedeni de Paris Büyükelçisi olarak Ankara'dan aldýðý talimat gereði Osmanlý borçlarýnýn ödenmesi konusunda bir anlaþma imzalamýþ ve anlaþmaya borçlarýn altýnla ödenmesi maddesini koydurmuþtu! Ekonomik bunalýmýn dünyayý sarýp sarmaladýðý bir dönemde nasýl olacaktý bu? Nasýl Türkiye Cumhuriyeti her yýl 700 bin altýn borç ödeyecekti! Ýþte böyle bir anlaþmanýn altýna Türkiye Cumhuriyeti adýna Fethi Bey imzasýný koymuþtu. Ýsmet Paþa hop oturup hop kalkýyor bu borcun altýnla ödeyemeyeceðini söylüyordu ama yapacak bir þey yoktu. En güçlü paralarýn, hisse senetlerinin paçavraya dönüþtüðü bir ortamda Türkiye Cumhuriyeti Osmanlý borçlarýný altýnla ödemeyi kabul etmiþti! Ancak bu konu asla gündeme getirilmeyecekti iki parti arasýnda.
O gün Vakit Gazetesi 80 bin basýldý ve kýsa sürede tükenince 25 bin daha basýldý. O güne kadar bir gazetenin 50 binin üstünde sattýðý bir tek kez, o da Nizamettin Nazif Beyin Karadavutromaný tefrika edildiðinde görülmüþtü. Yeni bir fýrkanýn kurulacaðý haberi kýsa sürede ülkenin dört bir yanýna daðýldý. Gene Gazi'nin emriyle Aðaoðlu Ahmet Bey, Halk Fýrkasýndan istifa edip Serbest Fýrkaya girmiþ, hatta partinin programýný bile yazmaya baþlamýþtý. Yeni genel baþkan, Serbest Fýrkanýn kurulmasýyla ilgili olarak Asým Bey'e "Benim fýrkam Halk Fýrkasýnýn bir kanadý olacak. Sað mý sol mu onu da olaylar gösterecek!" demiþti ki bu herkesin aklýný allak bullak etmiþti. Ýþte Türk'ün demokrasiyle sýnavý baþlýyordu! Nasýl bir sýnavdý bu? Kazým Karabekir "Ýngiltere'ye benzedik. Majestelerinin iktidarý vardý vardý þimdi de majestelerinin Muhalefet fýrkasý olacak!" diyerek kestirip atmýþtý!
Peki, sonu ne olacaktý bu iþin? Fethi Bey bu topraðýn insanýna uygun cevabý vermiþti bu soruya:
"Hayýrlý olur Ýnþallah!!" Sonra mýrýldanmýþtý kendi kendine: "Olacak olacak..."
(Kemal Tahir: Tarih Notlarý; Kemal Tahir: Yol Ayrýmý)