Demokrasi ve düþmanlarý

Referandumun sonucuna itiraz edenler, evet çýkarsa sonucu tanýmayacaklarýný baþtan ilan etmiþti zaten. Sol geleneðin huyu bu. Yabancý fonlarla desteklenen, "Kadife Devrim" hayalleriyle yaþayan liberal solunun 'mühim' simalarý 2013'ten bu yana çok defa benzer þeyler söyledi.

Evet ve hayýr oylarýný kemiyet deðil keyfiyet olarak tartmak gerektiði yaklaþýmý da bunlara ait.

"AK Parti'nin omurgasý, Türkiye'nin orta sýnýfýdýr. Türkiye orta sýnýfý, saðlam bir ahlaki duruþa sahip deðildir" gibi laflar, ülkenin yüzde 60'ýný aptal yerine koymalar, "Çobanýn oyu ile benim oyumuz bir mi yani" demeler, "Anayasa oylamasý halka býrakýlmamalýdýr" þeklindeki saptamalar bir yana referandumdan galip çýktýðýný zanneden Kemal Kýlýçdaroðlu ve yardýmcýsý Özgür Özer'in laflarý sandýk sonucuna karþý peþin tavýr olarak zaten ortadaydý.

Kýlýçdaroðlu aleni þekilde, "Bu sistemi kan dökmeden getiremeyeceksiniz" demiþ, Özgür Özer ise "O gün gelir sayým teferruat olur" diyerek tehdit savurmuþtu.

Kýsa süren "Hakem millettir" çýkýþýný saymazsak CHP'nin varlýðýný dayandýrdýðý güç hiçbir zaman halk olmadý. CHP halkýn verdiði kararlara saygý da duymadý.

Menderes'i asanlarýn yaptýðý 61 Anayasasý'yla inþa edilen vesayet kurumlarý, 80 darbesinden sonra baþkanlýk sistemleri örnek alýnarak modellenen Cumhurbaþkanlýðý makamýnýn siyaset üzerindeki engelleyici gücü ve ordunun darbeci hüviyeti sayesinde CHP zihniyeti iktidarda olmasa da hep muktedir olabildi.

Halk sandýkta kimi seçerse seçsin ülke yönetiminde CHP zihniyeti oldu.

Sandýktan çýkan evet tercihine karþý, ülkeyi kaosa sürüklemeyi göze alabilecek kadar gözü dönmüþ, sonucu düþünemeyecek kadar akýl almaz, kendilerini düþürdükleri durumu fehmedemeyecek kadar da gülünç tepkiler vermelerinin sebebi bu iþte.

Oysa CHP'nin bu dönüþümü sadece olgunlukla deðil memnuniyetle de karþýlamasý gerekirdi. Bunun yerine ülkeyi kaosa sürüklemeyi tercih ediyor çünkü bir siyasi parti bile deðil. Olmadýðý için de yeni sistemde iktidar alternatifi bir aktör olmasý mümkün gözükmüyor. Bunu baþarmak istiyorsa bugünden kollarý sývamasý, kendini yenilemesi ve yeni Türkiye'ye ayak uydurmasý gerekiyor.

Doðrusu, iþi yeni bir Gezi kalkýþmasýna vardýrýrlar, sokak olaylarýný kýþkýrtýrlar ve ülkeyi bir kaos çemberine alma çalýþýrlarsa bu millet zaten CHP'yi tarihten siler.

Kýlýçdaroðlu'nun, yüzde 48.6'nýn bu taþkýnlýklarý, "seçimin sonucunu tanýmayýz" tavrýný tasvip ettiðini sanmasý ise "Benim adým Kemal" gibi bir þey olsa gerek.

PKK lobisi gözlemci olmuþ

Dünkü gazetelerin pek çoðunda AGÝT'in referandumla ilgili hazýrladýðý ön rapor, izleme heyeti üyelerinin PKK bayraklarý altýndaki fotoðraflarýyla verildi. Bu üyeler ayný zamanda hayýr kampý için bilfiil çalýþmýþlar da.

Sonra da gelmiþ Türkiye'deki referandum için sözümona "tarafsýz" gözlem yapýyor ve ön rapor kaleme alýyorlar.

Þaka gibi.

Çok gazete bu çeliþkiye deðinerek verdi haberi. En güzeli ise Star Gazetesininkiydi. "AGÝT deðil Kandil heyeti" baþlýðý meseleyi çok iyi özetliyordu.

Bu kadar önemli bir haberi Hürriyet gazetesi ise iç sayfalarýnda tek haber büyüklüðünde gördü. Bir haber nasýl gizlenire iyi bir örnek.

CHP'nin referandum geçersiz sayýlsýn kampanyasýna çanak tutarak vatandaþýn oylarýnýn gasp edilmesi için uðraþan Doðan Medya'dan da baþka türlüsü beklenmezdi.