Hafta sonunda Diyarbakýr’da gerçekleþen büyük buluþma fotoðrafýna bakýp “Ak Parti’nin seçim ataðý” deðerlendirmesini yapanlar var. Geçen gün katýldýðým bir TV programýnda soru olarak yöneltildiðinde, kendimi, giriþimin neden ‘seçim hesabý’ ile ilgisinin olmadýðýný ispata çalýþýrken buldum.
Diyarbakýr buluþmasýnýn birkaç ay sonra yapýlacak yerel veya ardýndan sökün edecek cumhurbaþkanlýðý ve genel seçimlerle bir ilgisi olmadýðýna pek çok sebepten hâlâ eminim; ancak þimdi ayný soruya muhatap olsam çok farklý bir cevap verirdim...
Siyasi partiler açýsýndan amaç, iktidara gelip ülkeyi yönetmektir. Tek baþýna iktidar rüyasý görmeyenler bile oylarýn bölünmesini ve koalisyon hükümetlerinde ülke yönetimine gelmeyi bekler. Partilerde görev alýp da iktidarý küçümsemek, ya da iktidara gelme amaçlý çalýþmalara hor gözle bakmak yalnýzca bizde var.
Ýktidar ise ancak seçmenlerin takdiriyle elde edilebiliyor. Programýný, kadrosunu, söylemini veya icraatýný beðendiði partiye oy veriyor seçmen ve iktidarý belirliyor. Bunun bilincinde olan partiler de, ‘seçmen’ denilen meçhul kitleye kendilerini cazip göstermek için çabalýyor. Bu çabalarýn en yoðunuyla seçimler öncesinde karþýlaþýlýyor...
Ülkede iktidara gelmeyi baþarmýþ parti/ler, eðer akýllý ve siyasi duyarlýlýðý yüksek insanlar tarafýndan yönetiliyorlarsa, altyapýya dönük icraatlarýnýn gerçekleþme tarihini seçim takvimine uygun belirliyor... Muhalefet partileri ise, yanlýþ yatýrýmlar ve kitlelerin hoþuna gitmeyecek söylemleri büyüterek, seçmenleri neden kendilerine oy vermeleri konusunda iknaya çalýþarak, oy toplama derdine düþüyorlar...
Ak Parti, daha çok da Tayyip Erdoðan, bu alanda biraz farklý bir davranýþ sergiliyor. Elbette Ak Parti de altyapýya dönük icraatlarýnýn takviminde seçim kaygýsý taþýyor; Marmaray’ýn bugünlerde hizmete sokulmasý, Ankara-Ýstanbul arasý hýzlý trenin devreye giriþi tarihinin yerel seçim öncesine gelecek biçimde erkene çekilmesi herhalde bu yüzden... Ancak yine de, ‘seçmene selâm’ anlamýna gelecek, ‘rüþvet-i kelâm’ sayýlacak türden söylemlerle fazla alýþveriþi olmuyor Tayyip Erdoðan’ýn...
Olsaydý, Diyarbakýr buluþmasý türünden ‘siyaseten riskli’ giriþimleri ya çok daha önce yapar, ya da seçimlerden sonraya býrakýrdý.
Büyük gürültü koparan dershane konusunun da ‘seçim’ hesabý yapýlmaksýzýn ortaya atýlan eski bir proje olduðu anlaþýlýyor...
Herhalde söylemeye çalýþtýðýmýn ne olduðunu anladýnýz: Partiler nasýl demokrasilerin vazgeçilmez unsurlarý ise, seçimler de iktidarlarýn belirlenmesinde en etkili sonucu saðlayan, demokrasinin uygulanma araçlarýdýr... Bu sebeple de, partilerin, seçimler öncesinde, kendilerine mümkün olduðu kadar çok oy getirecek, iktidara eriþmelerini saðlayacak kampanyalar yürütmeleri beklenir...
‘Seçim hesabý’ ile ilintilendirip yapýlan icraatlarý küçümsemek bize özgü bir tuhaflýk...
Muhalefet de ayný giriþimciliði göstermeli; geliþmelere biraz yakýndan baktýðýnýzda görüyorsunuz, ayný titizlik muhalefette de var...
Demokrasilerin ABC’sidir bu deðindiðim, ama iþte gördünüz, bazen ben bile unutabiliyorum.