Demokratikleþme... Hemen, þimdi...

Terörizmle mücadele açýsýndan yeni tarif ve uygulamalara ihtiyaç duyduðumuz dönemi yaþýyoruz. Yaþadýðýmýz tehditi iyi tarif edip, terörizmle mücadelede izlediðimiz tüm geleneksel kalýplardan sýyrýlarak çözüme odaklanmamýz gerekiyor.

Çünkü, “intihar eylemcisi”, görebileceðimiz en kanlý saldýrgandýr. Ýnsanlýk, bir intihar eylemini durdurmanýn ne kadar zor olduðunu 11 Eylül 2001 günü anladý. 19 intihar eylemcisi, 3 binden fazla sivil Amerikalý’nýn ölümüne neden oldu!..

Karþýmýzda “terörizmin nükleer bombasý” olarak adlandýrýlan bir eylemci var ve biz bu karakteri öncelikle çok iyi tarif etmek zorundayýz.

Çaresiz hissedenlerin eylemi...

1988-2009 arasýnda yaþanmýþ intihar eylemleri üzerinde yapýlan araþtýrmalar, eylemin yalnýz dini zeminli olmadýðýný, laik terör gruplarýnýn da en az radikal din gruplarý ölçüsünde bu eylemleri gerçekleþtirdiklerini gösteriyor. Bunun en güçlü örneði, Sri Lanka’nýn ayrýlýkçý hareketi Tamil KaplanlarýPKK da artýk, en az bu “laik” örgüt kadar benzer eylemi gerçekleþtiren gruplar arasýna katýlmýþ durumda. Yani, intihar eylemi, salt “cihadçý” duruþu sergilemiyor, o halde arkasýna bakmamýz gerekiyor.

Araþtýrmalar, “iþgalci” gördüðü askeri gücün karþýsýnda çaresizlik hisseden terör gruplarýnýn yaþanýlan paradigmayý sarsmak için bu yola baþvurduklarýný gösteriyor. Bu, Filistin veya Afganistan’da olduðu gibi doðrudan “dýþ müdahaleci güce” yönelebiliyor veya ortak devletin askeri gücünün arttýðý Pakistan’ýn Belucistan bölgesinde yaþanýlan gibi, “çift kimlikli” bölgelerde karþýmýza çýkýyor.

 “Yerel otoritenin güçlenmesini” talep eden  hareketin eylemcisi, kendisiyle birlikte masum insanlarý öldürmesinin “yerel davaya” hizmet ettiðine inanýyor. Ýlgili devletin, vatandaþlýðýný taþýyan eylemcinin hareket kabiliyetini durdurmasýnýn zorluðu, üstelik o eylemci, daha önce hiç bir suça bulaþmamýþ ise imkansýz oranýnda güçlük taþýyor.

Psikolojik unsur yeterli analiz deðil...

2009’a kadar yapýlan araþtýrmalarda, intihar eylemcisinin analizinde psikolojik travma unsurunun öne çýkarýldýðýný görüyoruz ama, söz konusu eylemleri anlatmak için yeterli bir çýkýþ noktasý deðil. Bir intihar eylemini  o terör hareketinin içindeki herkes yapamayabilir, bunu yapmak için “intihar eðilimi” gereklidir, ama bu, yaþadýðýmýz süreçteki eylemci karakterini tam olarak anlamamýz için yeterli deðildir.Çünkü, küresel analizde, terörist saldýrýlarýn yüzde 3’ünü, buna karþýlýk masum insan ölümlerinin yüzde 70’ini oluþturan bir terör yapýlanmasýyla boðuþuyoruz. Bütün araþtýrmalar, iþi, Ankara’nýn ortasýnda bir bomba ile insanlarý öldürmeye kadar vardýrmýþ örgütlerin, yine “yerel halkýn” desteðiyle durdurulabileceðini iþaret ediyor.

PKK’nýn intihar eylemlerine “taziye ziyaretiyle” destek olan HDP’nin “siyasi intiharýndan” söz edebiliriz, ama, acaba, bu parti, sýrtýný dayadýðý daðlardan ovaya inen bir baþka “genel anlayýþýn” zemininde mi hareket etmektedir, iyi bakmamýz gerekir...

Tek çözüm: Demokratikleþme...

Türkiye, terörizmle mücadelede “iki rotalý” zemindedir. Bir yaný, barikatlarýn arkasýndan kendisine silah çeken unsurlarla kararlý mücadelesini sürdürmek durumundadýr, bundan taviz verilemez. Diðer yaný ise, ülkenin rahatlamasýný saðlayacak “demokratikleþme sürecini” derhal, hemen þimdi, baþlatmaktýr. Terör bölgesinde PKK saldýrýlarý nedeniyle yýkýlmýþ evlerin çok daha iyisini bir yýl içinde yapabiliriz ama bu, yaþadýðýmýz yeni dönemin ana çözümü olmayacaktýr.

Demokratikleþme süreci, evinin olduðu mahalde askeri hesaplaþma yaþayan insanlarda aidiyeti güçlendiren, “çaresizlik” duygusunu yok edecek tek çözüm olarak karþýmýzda durmaktadýr.

Bu nedenle, “yeni anayasa” çalýþmalarýnýn önünü kim keserse, tarih onu, “toplumsal kýrýlmanýn” baþ sorumlusu olarak yargýlayacaktýr. AK Parti ve MHP’nin tabanlarýndan gelen baskýlara karþýn HDP’yi sürecin içinde tutma kararlýlýðý, “dokunulmazlýk” tartýþmasýný,  yargýnýn yasama üzerinde baský oluþturmasýný önleyici zeminde yürütmeleri, son derece akýlcý bir tutumdur. Ordu ve polisin, terör bölgesinde sivil halka zarar gelmemesi için yüksek þehit oranýný kabullenerek sürdürdükleri titiz mücadelenin devamý, Meclis’teki Anayasa Uzlaþma Komisyonu’dur, bu çalýþmayý, bir “baþkanlýk sistemi” tartýþmasýnda boðdurma lüksümüz yok!.. Önce
demokratikleþmenin yolunu açýn, sistemi tartýþýrýz...

Demokratikleþme, “yerel aidiyetin” güçlenmesine, zaten, terör örgütüyle devlet güçlerini baþbaþa býrakmýþ halkýn kendine güvenini artýracaktýr.

Teröristle asla pazarlýk yapamayýz, ama, halka “çare vermek” elimizdedir...