Demokratikleþmede ilk test

Gezi Parký olaylarýnda “sol ve çevreci bir dinamik”, “orta ve üst gelir grubu” ve “Vandalizm halkasý” iç içe... Birinci halkanýn meþruiyeti tartýþmasýz var ve oradan alýnacak mesaj çok net. O mesaj demokrasiyi güçlendirir. Üçüncü halkanýn meþruiyeti zaten hýzla ortadan kalktý. Eylemin meþruiyet aðýrlýðýnýn ikinci halkada kalmasý hem riskli, hem de demokratikleþme için þanstýr.

Ýkinci halkanýn kendisi çok önemli bir dinamik olsa da, bir bütün olarak kanalize olabileceði bir siyasal muhalefet kanalý yok. Yýkýcýlýðýný tetikleyen en önemli nokta da burasý.

Aslýnda Gezi parký olaylarýnda üç halkadan söz edilebilir.

En dar halkadaki tepki çevre konusunda duyarlýlýðý ifade ediyor. Daha çok sol ve çevreci bir dinamikten söz edebiliriz.

Ýkinci halka, orta ve üst gelir grubuna dair olan kitleden oluþuyor. Cumhuriyet mitinglerindeki dinamiklerin (Eski sermaye gruplarý, Sendikalar, barolar, üniversiteler) yönlendirmesine en açýk halka. Burasý gri alan.

Üçüncü halka: Vandalizm halkasý...

Gezi parký protestosuna yönelik baþlangýçtaki yanlýþ müdahale, meþruiyet halkasýný ve aðýrlýðýný birinci halkadan ikincisine kaydýrdý.

Ýkinci halka meþruiyet merkezi olmaya baþladý ve meþruiyetini hem Taksim Gezi’den, hem de vandalizmden devþirdi. Bu þekilde gri alandaki karanlýk aktörlerin kitleleri sokaða dökeceði ortam oluþturuldu. Aktörler inisiyatifi birinci halkanýn elinden aldý. Diðer yandan sahip olduðu iletiþim kanallarýný kullanarak hem Türkiye’de, hem de uluslararasý medyada bir algý yaratýldý. Bu algýdan da meþruiyet devþirdi.

Ýkinci halkanýn elitleri

Birinci halkanýn meþruiyeti tartýþmasýz var ve oradan alýnacak mesaj çok net. O mesaj demokrasiyi güçlendirir.

Üçüncü halkanýn meþruiyeti zaten hýzla ortadan kalktý. Oradaki tartýþma hukuk içinde olan ve olmayan eylem tartýþmasýdýr. Orayý geçelim.

Eylemin meþruiyet aðýrlýðýnýn ikinci halkada kalmasý hem riskli, hem de demokratikleþme için þanstýr.

Risk boyutuna bakalým:

Bu ikinci halkadakiler kimler? Bir kýsmý Cumhuriyet elitidir. Yani neredeyse yüz yýldýr bu ülkenin siyasal kaderini belirlemiþ olan, sayýsal olarak azýnlýk olduðu halde, ekonomik olarak bu ülkede üretilen artý deðerin yarýdan fazlasýna sahip olan bir sýnýf. Bu sýnýf için demokrasi kötüdür. “Batý standartlarýnda demokrasi” eleþtirisi, demokrasi karþýtlýðýnýn demokratik bir gerekçeyle maskeleme imkaný sunuyor. Ýslami bir ülkede batýlý yaþam tarzýna sahip olmasý ve ekonomik yönden güçlü oluþu, batýnýn hastalýklý Ýslam algýsýyla/korkusuyla birleþince, Türkiye’nin demokratikleþme çabalarý bakýmýndan önemli bir risk haline geliyor. Hemen belirtelim ki gri alanýn uluslararasý karanlýk aktörleri yok deðil.

Bilindiði gibi bu kesitlerin 2002’den baþlayarak, darbe çabalarý, parti kapatma oyunlarý ve ekonomik manipülasyon çabalarý onlara iktidarý geri getirmedi. 2010 itibariyle artýk tam bir yenilmiþlik duygusuyla radikalleþmiþ durumdalar.

Ancak harekete geçirdikleri kitlenin tamamýnda bu refleks ayný þekilde geçerli deðil. Bunlar yaygýnlaþan protestocu kitlenin büyük çoðunluðunu oluþturuyor ve apolitikler. Daha çok AK Parti’nin baþarýlý ekonomi ve siyasal programýnýn da bir ürünü olan bu kitle gri alaný oluþturuyor ve eski siyasal ve ekonomik elitler bu kitlenin “apolitik” olma durumunu çok zekice demokrasiyi ortadan kaldýrmanýn gücüne dönüþtürüyor.

Buradan çýkan talep, kendi yaþam alanlarýna müdahale edilmemesi ve kendilerine ait özerk alanlarda söz sahibi olma imkanlarýnýn oluþturulmasý. Kurucu bir siyasal dilleri yok. Ýlkesel bir tutumdan söz edilemez. Ötekilerin sorunlarýna duyarlýlýk göstermeleri zaman alacak. Bunda milli eðitimin katkýsý oldukça yüksek!

Bu kitle kendini apolitik olarak görür, ama apolitik olma durumu bugün çok daha tehlikeli bir politikaya dönüþebilir. Faþizm bu dinamiðin üreteceði sonuçlardan biridir.

Þiddet dalgasýnýn tetikçileri

Türkiye’de muhafazakar bir parti var, ancak liberal bir parti yok. Sosyal demokrat bir parti de yok. CHP bu kesit ile önemli ölçüde örtüþebilecek bir siyasal kanal olsa da, pozitif bir siyasal muhatap olarak bu alanda bir karþýlýðý yoktur. Bu kesimin CHP ile kuracaðý iliþki kýrýlgandýr. Bu dinamiði CHP’nin kontrol edebilmesi mümkün deðil. Nitekim CHP’nin bu süreçteki tutumu baþta yýkýcý olmuþ, ancak kontrol edilemez olduðunu anladýðýnda itidal çaðrýlarýna baþlamýþtýr. Zira CHP tetiklediði bir þiddet dalgasýný kendi lehine çevirecek “kurumlar” olmadýðýný sonradan fark etmiþtir. Yani 27 Mayýs sevdasýnýn karþýlýðý olmadýðýný görmüþtür.

Þöyle veya böyle CHP’nin bunu görmesi olumludur.

AK Parti muhafazakar partidir. Onun toplumda çok güçlü bir karþýlýðý vardýr. Siyaseten liberalizme yakýndýr, ekonomik liberalizm taraftarýdýr. Ancak o kesitler kendilerini AK Partiye çok yakýn hissetmemekte.

Sosyal Demokrat bir parti yoktur. Olsa da bu kesimin muhatabý deðildir. Dolayýsýyla orta üst kesitin akacaðý bir muhalefet yok aslýnda.

Pusuda bekleyen kara odaklar

Kýsacasý ikinci halkanýn kendisi çok önemli bir dinamik olsa da, bir bütün olarak kanalize olabileceði bir siyasal muhalefet kanalý yok.

Esas sorun ise kanalize olsa dahi iktidar olabilecek potansiyelinin olmamasý. Yýkýcýlýðýný tetikleyen önemli nokta burasý.

Þans da burada karþýmýza çýkýyor. Zira bu saptama, tek parti diktatörlüðünün toplumu dizayn etmek üzere oluþturduðu siyasal sistemin, kurumlarýyla ve kurumsal tercihleriyle iflas ettiði gerçeðini bize hatýrlatýyor. Bu sistemin ürettiði veya dayattýðý siyaset yapma biçimi muhafazakarlar dahil olmak üzere 21. Yüzyýlýn yeni toplumsal gerçekliði karþýsýnda iflas etmiþ durumda. Bu yüzden ayný sistemi yeniden üretecek bir anayasa yapým yöntemi de iflasa mahkum. Bu açýkça görülüyor.

Demek ki yeni bir yapýlanma hamlesi demokratikleþme ve toplumsal barýþ için çok iyi bir zemin sunuyor.

Gezi olaylarý, demokratikleþmede ilk test olarak görülmeli. Bu testten bugün fazla hasar görmeden çýkýlacaðýna yönelik ümit çok güçlü. Ancak bir sonraki test, yapýsal dönüþümler olmadan geçilebilecek durumda deðil.

Türkiye’nin ikinci bir testi baþarýyla geçememesini her þeyden çok isteyen ulusal ve uluslararasý o kadar karanlýk odak pusuda beklerken, eski siyaset biçimi, eski siyasal örgütlenme, eski anayasal düzen ve eski siyasal iletiþim araçlarýyla yola devam edemeyiz.

Ýkinci testin sonucu, bu gerçeði fark edip etmediðimize göre deðiþecek.