‘Hep Yek 2’ filminin oyuncusu Deniz Uður komedi filmlerinin daha çok erkekler üzerine kurulmasýnýn sebebini, “Hayatýn içinde çatýþma yaratan, yaramazlýk yapan, pot kýran, genellikle erkekler olduðu için filmlere daha çok malzeme oluyorlardýr” diyor...
Deniz Uður sinemamýzýn ve dizilerin aranan oyuncusu. Uður sadece bunla da yetinmiyor. Seslendirme, tiyatro, ve diðer meþguliyetlerini baþarýyla beraber götürüyor. Son filmi ‘Hep Yek 2’de bir tetikçinin baskýn eþini canlandýran oyuncu, “Senaryo çok iyi. Ýnsanlar bu kötü günlerde biraz gülmek istiyorlarsa bu filme gelsinler” dedi.
Senaryoda sizi ne etkiledi?
Hikayenin sürükleyici ve eðlenceli olmasý. Diyaloglar ustalýkla yazýlmýþ ve matematiði iyi kurulmuþtu.
Rolünüzü biraz anlatabilir misiniz?
Aslý, kýskanç ve dominant bir kadýn. Oysa pýsýrýk gibi görünen kocasý Kerim, alemde ‘Manyak’ lakabýyla tanýnan, herkesin korktuðu bir kiralýk katil. Komedi bu yanlýþ anlaþýlmadan çýkýyor.
Role nasýl hazýrlandýnýz?
Filmin tarzý beni minimal davranmak zorunda býrakmadý. Bu da keyifli bir deðiþiklik oldu benim için. Gözlük takan, saçýný topuz yapan, jilet gibi giyinen, topuklu ayakkabýyla kendini yollara vurup kocasýnýn peþinden giden ve akvaryumdan çýkýp kendini okyanusta bulmuþ gibi þaþkýn, ezberi bozulmuþ bir karakter çýkarmayý düþündüm. Sinirlendiðimde soru cümlelerini tekrarlayarak pekiþtiriyorum, altýný çiziyorum. Jestlerim daha keskin. Baþöðretmen gibiyim, biraz gýcýðým.
Oynadýðýnýz filmlerde komedi yapýmlarýnýn aðýrlýðý görünüyor. Bu tercih mi yoksa öyle mi denk geldi?
Aslýnda en sevilen dizilerimden bazýlarý komedi-dramaydý. ‘Sahte Prenses’ ve ‘Umutsuz Ev Kadýnlarý’ gibi. Bir süredir sinemalarda en çok talep gören filmler komedi filmleri oldu sanýrým, bu yüzden gelen teklifler de çoðunlukla komedi türünde projeler oluyor. Toplumsal bir ihtiyaç olmalý bu, insanlar gülmek istiyor.
Filminizde erkek karakterler baskýn. Özellikle komedi türünde kadýn sanatçýlarýn geri planda kaldýðýný düþünüyor musunuz?
Bazý senaryolar da kadýn karakterler üzerine kuruluyor. Toplumumuzda hayatýn içinde çatýþma yaratan, yaramazlýk yapan, pot kýran, sakarlýk eden, zaaflarýna yenilen, yani çocuksu davranan genellikle erkekler olduðu için belki de komedi filmlerine daha çok malzeme oluyorlardýr.
Tiyatro, kariyeriniz için ne ifade ediyor?
Tiyatro, bizi disipline sokar ve sürekli parlatýr. Sahnede olmak, hiç bitmeyen bir eðitim. Her oyunda farklý insanlardan canlý tepkiler alýyorsunuz, kendinizin daha çok farkýnda olduðunuz bir alan olamaz. Genç kalmak istiyorsak, sadece fiziksel açýdan deðil ruhumuzu ve zihnimizi de güncellemek istiyorsak tiyatrodan kopamayýz.
Bir oyuncu bütün hayatýna etki eden böylesi bir meslekle nasýl baþa çýkmalý? Genç oyunculara öneriniz var mý?
Ailemle birlikte olmak benim en temel, insani hakkým olduðu için bunu oyunculukla birlikte sürdürülen ikinci bir iþ gibi görmüyorum. Ýþ programý vardýr, görevin biter, özel hayatýna geri dönersin. Belki aylaklýk edecek boþ zamanýn kalmaz ama böyle bir þeye de ihtiyacýmýz yok zaten. Genç oyunculara ne önerebilirim, bilmiyorum. Biliyorsunuz biz X kuþaðýyýz. Bizden sonra gelen Y kuþaðýnýn hatta yetiþmekte olan Z kuþaðýnýn çok daha farklý bir yapýlarý var ve belki de bu zamanda nasýl hareket edecekleri konusunda en doðrusunu þimdi onlar biliyorlar...
ÝYÝ YAZILMIÞ SENARYO ÇOK YOK...
1980 ve 90’larýn ikinci yarýsýna kadar sinemamýzda feminizmin etkisi gözükür. Fakat 2000 sonrasý bu anlamda sinemamýzda bir geriye adým atýldýðýný düþünüyorum.
Toplumsal deðiþim süreklilik arz eder, yani yeni akýmlar her zaman çýkar, sonra baþka bir þeye doðru evrilir, yerine yeni akýmlar gelir. Oyuncu, kendisine oyun imkaný veren, kýrýlma noktalarý ve dönüþümü olan, yani iyi yazýlmýþ her senaryoda oynamak ister. Ýyi yazýlmýþ senaryo çok sýk rastlayabildiðimiz bir þey deðil.
Yeþilçam komedisi trajikomik 2000 sonrasý ise daha çok absürt siz hangisini tercih ediyorsunuz?
Absürt komedi. Ýnsana özgürce beyin fýrtýnasý yaptýrýyor, çaðrýþýmlarla ilham veriyor. Yeraltý dünyasýnda Kedi Arif’in oðlu yerine koyduðu kedisi Hamdi’nin ölmesi ve bütün mafya babalarýnýn Arif’e ayýp olmasýn diye mecburen kedinin cenaze törenine gitmesi... Ýþte tüm bunlara inanabildiðimiz bir dünya bana çok naif ve eðlenceli geliyor.
Aslýnda hepimiz bir süper kahramanýz
‘Hep Yek 2’ filminin oyuncusu Deniz Uður komedi filmlerinin daha çok erkekler üzerine kurulmasýnýn sebebini, “Hayatýn içinde çatýþma yaratan, yaramazlýk yapan, pot kýran, genellikle erkekler olduðu için filmlere daha çok malzeme oluyorlardýr” diyor...
Kurduðu bir hayal üstüne yola çýkan ve bugün film sektörünün zirvesinde Hollywood’da yaptýklarýyla konuþulan bir Türk genci Ali Mahir Aksu. Geçen yýl çekilen ‘Laid in America’ filminin yapýmcýsý... Fikirleriyle sinema dünyasýna kan pompalayan biri... 22 yaþýndaki Aksu’yla, Forbes ve Variety gibi dergilerin dikkatini çeken ilk filmine giden yolu, baþarý hikayesini ve hedeflerini konuþtuk...
Bu baþarý hikayesi nasýl baþladý?
Her þey bir hayalle baþladý diyebilirim. Küçüklükten beri film setlerine karþý özel bir merakým vardý. Bu baðlamda ‘Requiem for a Dream’ beni en çok etkileyen filmdi. Geniþ kitlelere hitap etmek, insanlýða anlamlý katkýlarda bulunmak, kendi düþüncelerimi, görüþümü insanlarla paylaþma fikri beni hep çok heyecanlandýrdý. “Film sektöründe ilerlemek istiyorsam, o sektörün en geliþmiþ olduðu yerde olmalýyým” dedim ve kendime bir hedef belirledim; ‘Hollywood’da önemli iþlere imza atmak.
Yani yaþadýklarýnýz baþtan sona planlýydý, öyle mi?
Bütün adýmlarým planlýydý. Tabii, her þey planladýðým gibi gitti diyemem. Yolda aksaklýklar yaþandý ama en önemli aþamalarýn gerçekleþmesi için çok çaba sarf ettim.
Peki kýrýlma noktanýz neydi?
Süreç içinde birden fazla kýrýlma noktasý oluyor. Amerika’ya taþýnmam bunlardan biriydi.
Çektiðiniz ‘Laid in America’ isimli filmle sinema sektöründe bir duvarý yýktýnýz. Nasýl gerçekleþti bu?
Dijital dünyanýn gücü artýk hiç azýmsayamayacaðýmýz bir noktada. Özellikle YouTube gibi platformlarda baþarýlý olup, milyonlar tarafýndan takip edilen ve o takipçileri peþinden sürükleyen karakterler ön plana çýkýyor. Biz, bir Hollywood yapýmýnda, bu isimlere yer verdik. Bu yeni bir çaða geçiþ bir nevi. Öyle ki, geleneksel sinema dünyasýnýn devi kabul edebileceðimiz Universal, bu fikri çok sevdi ve iþe dahil oldu. Anlaþtýk... Diðer yenilik ise, sinema filmini, sinema perdesine hapis etmemekti. Uzun metrajlý, detaylarýna önem verilmiþ, yüksek kalitede bir yapýmý, iTunes, Google Play gibi ortamlardan insanlarýn evlerine soktuk. ‘Laid in America’, satýþa çýkar çýkmaz Birleþik Krallýk iTunes listesinde üçüncü sýradaydý.
Baþarýnýzýn sýrrý ne?
Ýnanç ve disiplin. Bunlarýn yanýnda doðru kiþileri örnek almak da çok önemli tabii.
Türkiye ve ABD... Ýþ dünyasýnýn farklarý neler?
Ýki ülkenin sosyo-kültürel yapýsý bir çok alanda farklý. Bunun yarattýðý farklý yaþam standartlarý, iþ hayatýnda da deðiþen bakýþ açýlarýna yol açýyor. ABD’de kiþinin yaptýðý iþ ne olursa olsun zamanýn kýymeti çok büyük. Bu da beraberinde büyük bir günlük disiplin getiriyor. Tabii daha adil karþýlaþtýrma yapabilmek için Türkiye’deki iþ hayatýnýn da ayný derecede içinde bulunmam gerekiyor. Ama þu ana kadar gördüklerimden yola çýkarak þöyle bir saptamada bulunabilirim; Türkiye’de iþ dünyasý 18 yaþýnda bir gencin heyecanýna sahip. ABD ise 65 yaþýndaki birinin olgunluðunda. Sanýrým bu birçok þeyi özetleyecektir.
‘Z KUÞAÐI’NIN GÜCÜ ÇOK BÜYÜK!
Z kuþaðý üzerine çalýþmalarýnýz, analizleriniz var. Nereden geldi bu merak?
Bu kuþak dijital medyanýn yoðun etkisiyle büyüyor. Fakat Z kuþaðýnýn hareket kabiliyeti, dijital dünya sayesinde çok yüksek. Bu yüzden dünyada, sýradaki ‘sihirli dokunuþ’ sahiplerinin bu kuþaktan çok çýkacaðýna inanýyorum.
Yaptýðýnýz iþ Variety ve Forbes gibi dünya devi yayýnlar tarafýndan ‘dikkat çekici’ olarak nitelendirildi...Bu platformlarda onlarýn ilgisini çekebiliyor olmak çok deðerli. Yaptýðýmýz filmlerle sektöre yeni bakýþ açýlarý ve yeni formüller kazandýracaðýmýza inanýyorum.