Deniz yetki alanı

"Türkiye, Suriye ile iş birliği içinde deniz sınırlarını kendi lehine yeniden tanımlamayı hedefliyor"

The Sun

Suriye ile başlatılan sürecin belki de mihenk taşı olan konuya geldi sıra: Deniz yetki alanı.

Hatırlayalım, Libya ile deniz yetki alanının belirlenmesi anlaşması sonrasında Doğu Akdeniz'de tüm paradigma değişmişti.

İşte şimdi buna bir de Suriye eklenecek.

Yunanistan daha şimdiden başladı yakınmalara.

Bir de yürürlüğe girsin işte o zaman seyredin gümbürtüyü.

'Akdeniz'e açılan önemli bir kapı', böyle tanımlıyor Suriye'yi Ulaştırma ve Altyapı Bakanımız Abdulkadir Uraloğlu: "Limanlarının neredeyse hiç gelişmediğini biliyoruz. Oralara muhtemelen belli yatırımların yapılması noktasında tespitlerimiz ve gayretlerimiz olacak. Tabii, bir Deniz Yetki Anlaşması, muhtemelen, hani yapalım diye Doğu Akdeniz'deki çıkarlarımızın korunması ve Mavi Vatan konusunda günü geldiğinde orada ilgili kurumlarımız vaziyet alacaktır. Ticaret noktasında esasında Şam'ın Suriye'nin bir tarihi var. Onu yeniden canlandırma adına biz de elimizden geleni yapacağız."

Türkiye'nin Afrika ile geliştirdiği ilişkileri de resme dahil edince işin rengi daha da anlaşılır oluyor.

"Böyle bir anlaşma hem Suriye'nin hem Türkiye'nin etkinlik ve yetkinliğini artıracak" diyen Uraloğlu, "Oradaki petrol ve hidrokarbon arama noktasında, uluslararası hukuku da dikkate alarak, her türlü yetkiyi iki ülke olarak paylaşmış oluruz ya da genişletmiş oluruz" diyerek 'büyük oyunu' ortaya koyuyor.

Tarihi paylaşıl mücadelesinde bu süreçlerin uluslararası hukukun işletilmesiyle hem Türkiye'nin hem Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti'nin dediğimiz denkleme hem de Suriye'nin ifadesini ekliyoruz artık.

Ve Doğu Akdeniz'de yapılmaya çalışılan 'oldu bitti' haklı ve hakkaniyete dayalı bir direnişle nihayet hak yerini buluyor diyoruz.

Afrika'da son dönemde meydana gelen gelişmelerle 'emperyalist temizlik', bölgesel çatışmaların diplomasi yoluyla çözülmesi ve derinleşen ilişkiler 'Batı' tarafından 'Türk Yayı' 'Türk Hilali' denilerek 'kaygıyla izlenirken haklının hakkını almasından ortaya çıkacak zenginleşme bölge ülkelerine refah olarak döneceğinden sevinçle karşılanıyor.