Türkiye’de özellikle ekonomik-siyasi denklemdeki son geliþmeleri sorgulayanlar, hala klasik sistem üzerinden sebep-sonuç iliþkisi kurmaya çalýþýyorlarsa ve hala eski alýþkanlýklara göre çýkarýmlar yapýyorlarsa, çýkarýmlara varmalarý çok zor ! Lineer gözlemler ve lineer sorgulamalar, sýçrama yapan GERÇEÐÝMÝZÝ anlamanýza imkan vermez !
Sevgili dostlar, geliþmelerin odaðýnda “deðiþenler” var ! Herþeyden önce sistem deðiþiyor ve YENÝ DENKLEMÝN merkezinde “SEÇÝLMÝÞ CUMHURBAÞKANI” gerçeði var...
Peki “lineer-doðrusal sebep-sonuç iliþkisi” kuranlar yaþananlarý neden analiz edemiyorlar ?
Sevgili dostlarým, geliþmeleri eski anlayýþ ve alýþkanlýk ile analiz edip de “sonuca” varamayanlar, deðiþen denklem ve gerçeði idrak edemedikleri için zorlanýyorlar...SEÇÝLMÝÞ CUMHURBAÞKANLIÐI gerçeði idrak edilip denklemler buna göre sorgulanýnca baþta güç merkezleri dahil birçok tanýmlama deðiþiyor...Bu tespitler eþliðinde varýlan sonuç net; deðiþimi doðru gözlemleyip, taþlarý yerine oturtabilenler, doðru sebep-sonuç iliþkisini kurabilirler...
Peki konuya neden buradan girdim ve bu giriþi neden yazdým ?
Nedeni çok açýk; eski denklem ile “elde edilmesi imkansýz” ekonomik baþarýlarýn da önü açýldý ve Türkiye yeni bir “ekonomil model’i” sorgularken, denklemin ve modelin de “özü” deðiþiyor...
Sevgili dostlar, bu giriþ sonrasý gelelim yeni modeli daha doðrusu “üretim-vizyon” odaklý modeli tanýmlamaya...
Nasýl bir Türkiye modeline geçiyoruz?
Bu sorgulama bugün satýrlarýmýza sýðmaz ! Konuya bir sonraki yazýda kaldýðýmýz yerden devam edeceðiz !
Sonuç : 1946-2003 arasýnda Türkiye ekonomisi asla “üretim-bilgi-vizyon temelli” olmadý. Montaj endüstrisine dayanan sanal üretim ve arkasýnda “dað gibi faiz ile” halkýn varlýklarýný emen bir yapý sürekli çalýþtý...Bizler “ülkenin birþey yaptýðýný” düþünürken, yapar gibi görünenler “faaliyet dýþý kar” þapkasý altýnda halkýn 2 trilyon dolardan fazla bir varlýðýný “faiz+anapara” olarak emdiler. O dönemdeki Siyasi Ýrade’nin bu süreçte “o sýnýfa aktardýðý” varlýk ve rant bu paranýn dýþýnda...
Son söz : 2008 sonrasý, o dönemin Baþbakan’ý olan Sayýn Cumhurbaþlanýmýz Erdoðan’ýn “IMF’siz devam kararý” ve ekonomideki yönetime damgasýný vurmaya baþlamasý ile, Türk ekonomisi “Bilgi Temelli Modele” doðru hýzla ilerlemeye baþladý...Türkiye deðiþecek, deðiþiyor, büyüyecek, büyüyor ve en önemlisi üretiyor ama ÇOK DAHA FAZLA ÜRETECEK...Bir sonraki yazýda devam edeceðiz !