Kaðýdý güzel. Benim yaptýðým hiçbir iþ öyle kaliteli kaðýda basýlmadý. Mizanpajý da güzel. ‘Þurasýný nasýl akýl etmiþler, helal olsun!’ dedirtmiyor ama iþ görür.
Almanca bilmediðim için, nasýl bir dil kullanýyor, mevzularý nasýl ele alýyor, haberleri iyi iþliyor mu, iþlemiyor mu, bilmiyordum.
Türkiye’deki malum kalkýþma sebebiyle aþka gelip on sayfasýný Türkçe basýnca, haberciliðini de deðerlendirme imkâným oldu.
Atatürk Havalimaný’ndaki bol çeþitli içki satýþ reyonuyla baþlamýþ Der Spiegel: “Pasaport kontrolünden geçen her turist, kendisini tüketimin ve içki keyfinin bir abidesi karþýsýnda bulur: Tavana kadar yükselen, cin, votka ve viski þiþeleriyle, Fransýz, Ýtalyan ve Yeni Dünya þaraplarýyla donatýlmýþ devasa bir raftýr gördüðü.”
Doðru demiþ. Arkasýndan eklemiþ: “Havalimanýnýn isim babasý görse, herhalde sevinirdi. (...) Mustafa Kemal Paþa dînî bayramlarda dahi raký keyfi yapardý.”
Yazýnýn hemen baþýnda içkiyle Atatürk arasýnda kuvvetli bir bað kurmasý anlamlý. Çünkü, ‘içki yasaðý’ temasýyla ‘kalkýþma’ya gerekçe arýyor.
Tabii ki, sözü hemen Baþbakan Erdoðan’a getiriyor. Diyor ki, “Erdoðan’a göre içki içmek günah.”
Demek ki, insanlarýn kendisininkinden farklý bir inanç taþýmasýný sakýncalý buluyor bu Alman dergisi.
Ardýndan, içki mevzuatýndaki deðiþikliði hatýrlatýyor ve Baþbakan Erdoðan’ýn “Ýki ayyaþ’ýn yaptýðý yasa kabul ediliyor da...” ifadesini tekrarlýyor. Þöyle diyor:
“Ýddia o ki, iki ayyaþtan biriyle Atatürk’ü, diðeriyle, halefi Ýsmet Ýnönü’yü kastediyordu.”
Kimin iddiasý? Bunu yazmýyor Der Spiegel. O iddiaya ne cevap verilmiþ?
O da yok.
Kimsenin doðrulamadýðý o iddiayý, zerre kadar hakký ve yetkisi olmadýðý halde, utanmadan, sýkýlmadan yazýyor.
Almanlar bilmese de biz biliriz, bir iddiayý karþý görüþe söz hakký vermeden yazmak usule aykýrýdýr. Hem de o iddiayý doðrulamak anlamýna gelir.
“Ýstanbul Büyükþehir Belediye Baþkaný olduðu dönemlerde bar sahiplerine yaka silktirirdi.”
Allah Allah! Kimmiþ o yaka silken bar sahipleri? Hadi göster bir tanesini.
Sonra geliyor Taksim’e...
“Gösteriler ve karþý gösterilerde Türk toplumunda belirleyici olan iki ana yönelim netleþiyor: bir tarafta ilerici, kentli, Avrupa’ya odaklý olan, diðer tarafta ise muhafazakâr, kýrsal alanda yaþayan ve Ýslamiyetin derinlemesine etkilediði kesim.”
Kim ilerici? ÝP’liler mi? Ulusalcýlar mý? Almanya’da ilericilik diye buna mý diyorlar? Neonaziler’in Türklere saldýrýlarý, bu kafa yüzünden mi taraftar buluyor Almanya’da?
Üç kuþaktýr Acýbadem’de, Erenköy’de oturup gösterilere katýlmayanlar þehirli
deðil mi?
Veya, iki yüz yýldýr Üsküdar’da, Fatih’te oturan aileler, topraktan mý bitti de, onlara ‘kýrsal kesim’ diyorsun?
Ve bilmiyor musun, Türkiye’yi Avrupa’ya en çok Erdoðan’ýn liderlik ettiði siyasi hareket yaklaþtýrdý?
Avrupa’ya odaklý dediðin insanlarýn akýl hocalarý neden hep faþist acaba?
Hrant Dink’in katilleriyle ulusalcýlar arasýndaki yakýnlýðý kimse anlatmadý mý sana?
Almanlar’ý mý aldatmaya çalýþýyorsun, Türkler’i mi? Yoksa, CHP’nin, Ergenekoncular’ýn sýrtýný mý sývazlamaya çalýþýyorsun?
Bir de þu cümleye bakalým:
“Türkiye’de eylemciler, nasýl giyineceklerinin, kaç çocuk sahibi olacaklarýnýn ve kamusal alanda öpüþüp öpüþmeyeceklerinin, baþbakanlarý ve onun yandaþlarý tarafýndan dikte edilmek istenmesini artýk kaldýramadýklarýný söylüyorlar.”
Spiegel dahil, herkes biliyor ki, ‘Baþbakan ve yandaþlarý’nýn o konularda beyan ettikleri fikir, o fikri beðenmeyenleri baðlamaz.
Yine çok iyi biliyorlar ki, Türkiye’de bir tek fert bile, içeceði içkiden geri kalmýyor.
Hiç kimse, devlet yetkililerinin lafýna bakarak çocuk sayýsýný belirlemiyor.
Der Spiegel, Kazlýçeþme mitinginden de bir resim basmýþ. Resmi görseniz mitingde üç beþ yüz kiþi var sanýrsýnýz. Üstelik resim kalitesiz. ‘Der Spiegel’deki Almanlar resimden anlamýyor’sonucu çýkar mý bundan?
Hikaye devam ediyor. “Müslüman burjuvazi, avrupai görünmemek için neo-osmanlý tarzýnda köþkler inþa ediyor”muþ.
Kimmiþ Müslüman burjuvazi? Haniymiþ neo-osmanlý tarzý köþkler? Bilmiyoruz.
Altan Tan’a soru sormuþ Der Spiegel. Cevabýný da almýþ. ‘Erdoðan, Kemalistler gibi davranýyor’muþ. Der Spiegel, aynen tasdik ediyor Altan Tan’ý.
Yani, çok Avrupai. Söyletiyorsun, sonra da tasdik ediyorsun. Eskiden, Avrupalýlar, söyletir karýþmazlardý, þimdi deðiþmiþler!
Alman mallarýnýn kaliteli olduðu meþhurdur. Ama bu mal bozuk. Kalitesiz.
Maksat aldatmak derseniz baþka. Ama, buna aldanacak kaç ‘fukara’ bulursunuz?
Fukara evet... Akýl fukarasý! Kaç tane bulursunuz?
