Derbi olmak, Harbi olmak!

Ýstatistiklerle gerçekler; birbirini kýskanýr, hatta küstürler... Bu yüzden, birinin söylediðini öbürününki pek tutmaz. Hatta bu konuda ironik ve mizahi bir benzetme yaparlar. Þöyle denir: Ýstatistikler bir gölün ortalama derinliðinin 2 metre olduðunu söylediðinde, 2.20’ilk boyundaki biri, buna kanarak gölü yürüyerek geçmeye çalýþtýðýnda, boðulmuþ... Ýstatistik dedikleri budur.

Fakat F.Bahçe söz konusu olduðunda, istatistiklerin sarý-lacivertli camiaya yalancý çýktýðý pek görülmüyor. Kanarya ne durumda olursa olsun; kendi sahasýnda oynadýðý derbi maçlarý ile ilgili öngörüler, genelde doðru çýkýyor.

Beþiktaþ þu sýralar; takým bütünlüðü, tempo farký, kazanma yüzdesi, pozisyon zenginliði ve sergilenen futbol açýsýndan, F.Bahçe’den uzak ara önde... Ama bunlarýn hepsi, yarýnki maçý kazanmalarýna hiçbir garanti vermiyor. Çünkü, istatistikler ve gerçekler; bu güne kadar hep uyumlu çýktý. Kimseyi yanýltmadý.

***

Yani Beþiktaþ; bugüne kadar ne yapýyorsa, yarýn çok daha fazlasýný yapmak zorunda... Maçý akýþýna býrakýrsa, gene istatistiklere yem olur.

F.Bahçe’nin hücum hattý, yeni transferlerle; çok efektif hale geldi. Tek sorun; orta sahanýn, ilerideki potansiyel beceriye uyum saðlayacak dinamizmde olamamasý... Topun/tüfeðin var ama, hiçbirine mermi süremiyorsun... Tutukluk yapýyor. Karþý taraf sapanla kaþýný yarýyor.

Takýmda, Valbuena’nýn neredeyse tek baþýna yüklenmiþ olduðu “Hýrs patlamasý” eksik... Arttýrýlmýþ tempoya ihtiyaçlarý var.

***

Beþiktaþ’ta Ryan Babel, kariyerine/karizmasýna güvenen ve bu farklýlýðýna abanan biri olarak; savunmayý pas geçen bir yaklaþýmý vardý. Ama bunu üzerinden attý. Literatürde “PrePress” dedikleri, rakip çýkarken ön müdahaleyi yapmaya baþladý. Quaresma faktörü, giderek daha da yýpratýcý oluyor. Caner Erkin eski günlerine dönüþ müjdesi veriyor. “Derbilerin favorisi olmaz” derlerse de, Fenerbahçe de kaybedeni olmuyor... Gel çýk iþin içinden!