Derdi kýrk yýl çekenler þimdi dert çözecekler...

Tarih: 2000’lerin ilk yýllarý...

Yer: Türkiye’nin en önemli, en çok madalya getiren dövüþ sporlarýndan birinin yönetim kurulu toplantýsý.

Sporcularýn saðlýðý, turnuvalara gidiþ geliþinde yaþadýðý zorluklar konuþulurken federasyon baþkaný purosundan derin bir nefes çektikten sonra þöyle söyleyiverdi.

“Yahu arkadaþlar boþverin, sanki hangimiz kendi çocuðumuza bu sporu yaptýrýyoruz ki?”

Buz gibi bir hava esti ortamda.

Çünkü gerçekten de o upuzun masanýn etrafýndakilerin hiçbiri, yýllardýr yönettiði, her bir imkanýný sonuna kadar kullandýðý o federasyonun temsil ettiði sporu çocuðuna yaptýrmýyordu.

Bir kiþi hariç. O da ömrünü o spora vermiþ, dört çocuðunu o sporda þampiyon yetiþtirmiþ ve yüzlerce sporcu yetiþtirmiþ bir deðerli milli antrenör.

Ona karþý utanmýþtým ben genç yaþýmda. Oysa o da biliyordu bu gerçeði.

Muhtemelen diðerleri çok önemsememiþlerdi. Çünkü herkes sistemin farkýndaydý.

***

Ve yýllar geçti.

Yukarýda anlattýðým hikayenin geçtiði yýllarda bir baþka önemli branþ olan güreþte dünyayý kündeye getiren, asrýn güreþçisi olarak kabul edilen Hamza Yerlikaya bugün Gençlik ve Spor Bakanlýðý’nda Bakan Yardýmcýsý olarak göreve baþladý.

Bir diðer önemli sporcu, Türk basketbolunun en büyük isimlerinden, dünyanýn basketbol zirvesi NBA’da 15 yýl baþarýyla forma giymiþ olan Hidayet Türkoðlu þimdilerde hem Cumhurbaþkaný Baþdanýþmaný, hem de Basketbol Federasyonu’nun baþkaný.

Demem o ki sporu sporcular yönetiyor.

“Az þey mi bu?” desem “E ne olacaktý? Normal” diyeceksiniz. Normal deðil, normalleþiyor. Olmasý gerekene doðru ilerliyoruz.

***

Sadece spor deðil…

Dün gece imzalanan kararname ile Sanayi ve Teknoloji Bakan Yardýmcýlýðýna getirilen isimlerden biri Hasan Büyükdede.

41 yýl önce kurduðu Hidromode Hidrolik Makina þirketinde ileri teknoloji ürünü hidrolik presler üreten Büyükdede ayný zamanda MÜSÝAD, ÝTO, ÝSO gibi özel sektörün amiral gemisi kurumlarda hem kendi sektörünün hem de tüm sektörlerin geliþimi için çalýþýyor.

Sormak lazým Hasan Abi’ye.

Acaba kaç kere Ankara yollarýný arþýnladý. Kaç bürokrata dert anlatmaya çalýþtý. Kaç yöneticiye yapýlmasý gerekenleri söyledi de sözleri aðzýna týkýldý.

Ankara’dan kaç randevu aldý, kaçý ertelendi, kaçý iptal oldu, kaçýnda “Býrak bu iþleri Hasan Bey, dünyada yapýlmýþý var, sen mi kurtaracaksýn memleketi” denildi de geldiðine piþman edildi.

Þimdi o 40 yýldýr devletin farklý kademelerinden gelen, hayatýnda tornavida tutmamýþ, sanayi tozu yutmamýþ, kazara bir imalathaneye denk gelse üstü baþý yaðlanacak diye mendilini hazýrda tutan bürokratlarýn oturduðu koltuklarda o 40 yýlý sanayi için üreterek, çalýþarak, sabahlayarak geçirmiþ bir sanayici var.

Bir diðer bakan yardýmcýsý Mehmet Fatih Kacýr

Türkiye Teknoloji Takýmý Vakfý Baþkaný olarak kýsa sürede binlerce genci yüksek teknoloji ile tanýþtýrdý, eðitimler ve imkanlar verip proje üretme aþamasýna getirdi Fatih Kacýr ve ekibi.

Ama daha da eskisi var.

Çok eskiden tanýdýðým bir isim Fatih Kacýr.

Pek bilinmese de çok baþarýlý bir giriþimci. Teknik yaný olan iþ fikirlerini baþarýyla hayata geçirip uygulamýþ, büyütmüþ, yýllarca sürdürmüþ bir isim.

Yani masanýn diðer tarafýnda olmanýn ne demek olduðunu, genç giriþimcilik tarafýný Türkiye’de en iyi bilen isimlerden biri.

Nihayet…

Bütün gücünü o koltuktan alan, o koltuktan baþka hiçbir geçmiþi ve geleceði olmayan yöneticiler yerine, iþini gücünü býrakarak, fedakarlýk yaparak göreve gelen, göreve ihtiyaç duymayýp görevin ihtiyaç duyduðu insanlar geliyor göreve.

Bu yazýnýn maksadý bu isimleri tanýtmak deðil aslýnda.

Sadece prosedür atamalarý olmadýðýný, çok ince hesaplarla, çok özenle seçilerek görevlendirildiðini bilin.

Ve biliyor musunuz?

Þu deðiþimin önemini 20 yýl sonra anlayacaðýz.

Hayýrlý olsun.