BİR DAMLA YAĞMURDA AFET
Geçen hafta yurdu etkisi altına alan sistem Kocaeli, Rize, Artvin, Giresun’da metrekareye 100 kg’ın üzerinde yağış düşmesine neden oldu. Yurdun neredeyse tamamında görülen sağanak geçişleri, özellikle Trakya, Karadeniz kıyısı ve Güneydoğu Anadolu bölgesinde yoğundu. Fakat yaşanan rakamların hiçbiri bir rekor değil. Devlet Meteoroloji İşleri’nin kayıtlarına göre en çok yağış Rize’de ölçülmüş. Metrekareye 150 kg yağış düşmüş Rize’de. Bir gün yani 24 saatlik dilimde metrekareye düşen 225 kg yağış miktarına alışkın olan Rize için 150 kg’ın lafı bile olmaz normal şartlarda. Tabii bu bahsettiğimiz normal şartlar bizim yapılan yol, köprü, viyadük ve evlerin son 100 yıllık meteorolojik veriler göz önüne alınarak, maksimum yağış miktarlarına bakılarak yapılmış şehirler için geçerli. Bu veriler ışığında yapılan yolda suyun birikmesi, kanalizasyon giderlerinin biriken suyu alamaması, evlerin sular altında kalması gibi bir ihtimali ortadan kaldırıyor. Fakat öylesine yapılan inşaatlar, size bir damla yağmurda bile afeti yaşatabilir tıpkı günümüzde sıklıkla yaşadığımız gibi...
DERE YOLUNU BULMAK ZORUNDA
Kırklareli’de geçen hafta yaşanan sel üç kişinin hayatını kaybetmesine neden oldu. Baktım kayıtlara, metrekareye sadece 31 kg yağış düşmüş Kırklareli’de. Bugüne kadar düşen maksimum yağış miktarı 128 kg Kırklareli’nde. Sadece 31 kg ile can kayıplarının yaşanıyor olmasını nasıl açıklamalıyız bu durumda? Kırklareli’de önümüdeki yıllarda yeniden 130 kg’a yakın yağış yaşanacaktır. 31 kg’da zorlanan Kırklareli 130 kg yağış düştüğünde ne yapacak?
Derenin içine yapılan yol ve evler sel altında kalmaya devam edecek çaresiz. Çünkü dere yolunu bir şekilde bulacaktır. Dünyanın hiçbir yerinde dereler kuruduğunda, yok sayılarak yol yapılmıyor. Doğada hiçbir varlık sabit varlığını sürdürmez. Doğa ve değişim birbirini tamamlayan iki kelime. Biri olmadan bir diğerinin olması mümkün değil. Kışın soğuktan donan göllerin yazın eriyeceğini biliriz ve aksini düşünmeyiz, benzer şekilde her sonbahar düşen yaprakların yerine ilkbaharda yenilerinin çıkması bizi şaşırtmaz. Nehir, dere ve göllerde de durum buna çok benzer. Belli dönemler su seviyeleri azalabilir, hatta bazı yerlerde bazı dönemlerde sulak alanlar kuruyabilir. Fakat mutlaka birgün su ait olduğu yerde ait olduğu şekilde var olmaya devam edecektir.
HATALI PROJELERİN ARTMAMASI İÇİN
Dere yatağı içinde, deresi kurutulmuş yolun yanında yapılaşmış, trilyonlara satılan evlere bir kuruş bile ödemeyin. Bazılarında gerçekler gizlenirken, tüketiciler yanlış yönlendirilirken, bazılarında projenin adı ‘vadi’ ya da ‘dere’ gibi isimler sislenerek pazarlanabiliyor. Bu tarz hatalı projelerin daha da artmaması için öncelikle tüketicilerin bilinçli olması ve derenin içindeki lüks projelere kanmaması, dolayısıyla bu tür dere içi ve çevresi projelerin giderek yok olması gerekiyor. Aksi halde muhtelif zamanlarda seller yaşanmaya devam edecektir. Ve sonuçta canlar acıyacaktır.