Derebeyler’e ‘son verme’ zamanı gelmedi mi?

Bir süre önce “Türkiye’de ne oda’lar varmış” başlıklı bir yazı kaleme almış ve ‘İstanbul SMMM Odası’ ile ilgili yıllardır süren tartışma ve rapor ile ortaya konan gerçekleri sizlere aktarmıştım... O günden sonra üyelerden “Bizim de itirazımız” var cümlesiyle başlayan yüzlerce mesaj aldım...

Sevgili dostlar, Türkiye’deki ‘oda derebeyliğini’ bir ucundan düzeltmeye başlamamız lazım ve burası ‘mali olanın’ özü de olduğu için adım atılacak ilk yer!

Bir bölümünü paylaşmıştım tespitlerim ve rapora herkesin gerçeklere ulaşması adına devam etmek ve ilk yazımda not düştüğüm bazı önemli detayların altını maddeler halinde yeniden çizmek istiyorum;

İstanbul SMMM Oda yönetimi ile ilgili çok ciddi iddialar var ve bu iddialar DENETÇİ raporlarına yansımış durumda! Detaylar korkunç ve “Türkiye’de zorunlu oda aidatı ile üyelere maddi manevi işkence yapılıyor” tezini savunan beni çok yakından ilgilendiriyor...

Bu Oda çok da ilginç bir yer, sanki uzun yıllardır koltuğunu her ne pahasına olursa olsun kaptırmayan Başkan Yahya Arıkan’ın çiftliği! Meslek adına çok üzücü bir durum!

Rapordan alıntılar yapalım; “...bilanço ve gelir tablolarının ayrıntı içermediği neredeyse tüm giderlerin genel yönetim giderine yansıtıldığı... Mükerrer hesapların kullanıldığı, detay harcamalarda limit oluşturulmadığı, hesapların ayrıntısının olmadığı görülmüştür...”

Bu kadar da değil, ‘çiftlik’ ya harcamalar da limitsiz, yine aynen raporlardan alıntı yapıyorum; “...temsil, ağırlama, akaryakıt, yeme içme ve başka işletme giderlerine başlangıçta limit belirlenmediği görülmüştür...”

İşin bir de ‘AKADEMİ’ detayı ve altındaki korkunç gerçekler var, yine aynen rapordan aktarıyorum; “...İSMMMO Akademi İktisadi İşletmesi’ne ait defter ve bunların dayanağını teşkil eden belgeler talebimize rağmen Denetleme Kurulu’na ibraz edilmemiştir... 30/11/2012 tarihi itibariyle, 132 iştirakten alacaklı olan hesapta bulunan 1.531.429 TL’lik toplamın 622.546 TL’si İSMMO Akademi’ye aittir...”

Sevgili dostlar, ODA’ların nasıl DEREBEYLİK olduğunu gösteren bütün unsurlar burada mevcut. Bakın rapor bu konuda nelere işaret ediyor; “...49 kişilik personel gideri 30/11/2012 itibariyle 5 milyon 166 bin TL’yi geçmiş olup, personel başına aylık maliyet 9585 TL olarak gerçekleşmiştir... Yüksek ücret politikasına rağmen ilginç bir şekilde kıdem tazminatı karşılığı ayrılmadığı görülmüştür... Yönetim Kurulu’na yapılan 11 aylık huzur hakkı gideri 990.594 TL olup, üye sayısı 9 kişidir...”

Raporda daha birçok detay ‘uzun yıllardır’ canıyla tırnağıyla çalışan üyelerin aidatlarının nasıl ‘harcandığını’ net olarak ortaya koyuyor. İnanın ben bazı noktaları yazmaya, burada paylaşmaya utanıyorum... Bu noktada bu Oda’nın üyelerine soruyorum; siz bu kadar rahat yaşıyor musunuz? Yaşamıyorsunuz! O zaman sizin zorla ödediğiniz aidatlarla DEREBEYLİK kuran bu arkadaşlara neden DUR demiyorsunuz! Ve en önemlisi DEMEMEYE devam mı edeceksiniz !

Sonuç: Türkiye’de ODA’ların nasıl üyelerin parasıyla DEREBEYLER yarattığını gösteren bu rapor sadece küçük bir örnek ve ‘11 ayın verileri kullanılarak’ hazırlanmış. Şimdi geriye dönüp SORUMSUZCA üyelerin paralarının harcandığı onlarca yılın hesabını sormak gerekli! Bu da bu mesleğe gönül verip yıllarını adayan ve çocuğundan kesip o Oda’ya aidat ödeyen üyelere düşüyor! YAPIN GEREĞİNİ mesleğinize lütfen sahip çıkın...

Son söz: “Türkiye’de ZORUNLU AİDAT olamaz” tezini yıllardır savunan biri olarak yukarıda ÖRNEK olarak verdiğim ODA’nın bütün gerçek sahiplerine ve canıyla, dişiyle çalışıp bu tip DEREBEYLER beslemek zorunda kalan tüm üyelere sesleniyorum; yıkalım bu DEREBEYLİKLERİ ve hesap soralım bu tip DEREBEYLER’den! Haydi ilk adımı atalım!