Bir derginin kapaðý ayný zamanda vitrindir; Ýçeriðe dair ipuçlarý verir. Son yýllarda özellikle de edebiyat dergileri ‘kapak konusuna kafa yormaktan uzaklar. Kolaya kaçýp ‘boþ’ kapaklarla çýkýyorlar.
Yabancý haber dergilerine bakýyorsunuz; daha kapaðýndan vuruyor okuru. Bizzat kapaðýn kendisi çok þey anlatýyor, imalarda bulunuyor. Özellikle dýþ politika konularýnda öne çýkan dergiler ‘ön sayfayý’ silah gibi kullanýyor. Hedefe koyduklarý konu, kiþi ya da ülkelerle alakalý ‘mesaj’ dolu politik içerik hazýrlýyorlar.
Bir de edebiyat, sanat dergileri var; asýl dikkat çekmek, üzerinde durmak istediklerim... Çünkü her ay masamdan onlarcasý gelip geçiyor… Ancak ‘tatmin’ etmeyen bir þeyler var!
Elbette, edebiyat dergileri ile haber dergilerini kýyaslamak olmaz, kapak konusunda ayný performansý beklemek de… Çünkü edebiyatýn alýcýsý bellidir. Eðer bir derginin yazarlarýný, duruþunu beðeniyorsanýz, kapaksýz bile olsa sýrf ismi için alýyor olabilirsiniz. Sevdiðiniz derginin tarzý, tutumu, konulara bakýþ açýsý hakkýnda alýþkanlýklarýnýz, fikirleriniz vardýr ve zaten bu size yeterlidir.
Ýþte belki de bunu bildikleri için… Edebiyat dergileri ‘kapak’ tasarýmý konusunda tembelleþip, sýradanlaþtý. Þimdi küçük bir araþtýrma yapsam ve eskinin edebiyat dergileri ile günümüzün dergilerini yan yana koysam, eminim ki, geçmiþte daha özenle hazýrlanmýþ kapaklarla karþýlýþacaðým. Çünkü zaman zaman eski dergi kapaklarýndan oluþan sergileri izlemiþliðim ve çok þey anlattýklarýný görmüþlüðüm vardýr.
Günümüzde yayýnlanan edebiyat dergilerinin kapaklarýný yan yana koyduðumuzda ortaya çýkan manzara genellikle þu olur: Mevsim sonbaharsa ‘bir güz yapraðý’ düþer kapaða... Ýlkbaharsa tomurcuða durmuþ bir aðaç dalý, menekþe, lale, hanýmeli... Hüzün yahut romantizm kokan þekiller vs... Bu mudur? Dergi kapaðý bundan mý ibarettir. Bence olmamalý.
Bu boþvermiþliðin birkaç sebebi olsa gerek; Bir: Dergiler çok kýsýtlý maliyetlerle ve az insanla çýkýyorlar, bu yüzden de kapak en son düþünülecek, hatta düþünülmeyecek bir mevzudur.
Ýki: Bizim adýmýz yeter, kapaða ne hacet kafasý.
Üç: Kendini ve okuru ciddiye almamak hali...
Belki baþka nedenler de sýralanabilir. Ve fakat benim gördüðüm dergilerimizin acil olarak çözmesi gereken bir kapak sorunlarý var.
Birkaç örnek vermek isterim. Ýzdiham dergisi… Bazen etkileyici kapaklarla çýkýyor amma kimi zaman da ‘Manþeti siz atýn’ diyerek kolayýna kaçýp boþ bir kapakla çýkýyor. Havalý olabilir ancak bildiðin boþ kapak iþte. Bedri Baykam’ýn ‘kurumsal sanat’ adý altýnda Ülker grubuna sattýðý boþ çerçeve gibi...
En uzun soluklu edebiyat dergilerimizden Yedi Ýklim’in kapaðýný da uzun zamandýr, yaprak, çiçek vs. kaplýyor. Dergide verimleri olan isimler alt alta ve küçük harflerle sýralanýyor. Sonuç, etkisiz bir tasarým.
Ayný þekilde Ýtibar da öyle… Yaðmur damlasý, çiçek, yaprak vs… Sonuç, etkisizlik, anlamsýzlýk…
Dergah’ýn ise oturmuþ, kalýplaþmýþ bir kapak düzeni var ve yýllardýr deðiþmediði için, farklý bir kapak beklentisi zaten yok. Bu ‘kendinden kapak’, bizzat derginin alameti farikasý olmuþ; Yadýrgamýyorsunuz. Diðer dergilerde sýrýtan þey Dergah’ta iyi duruyor. Yukarýda okur alýþkanlýðý dediðim þey bu olsa gerek.
Türk Edebiyatý dergisi, içeriði kapaktan duyuran dergilerden biri. Mesela bu ay ‘Eðitim’ dosyasýnýn öne çýkarýldýðýný net görüyorsunuz. Bu bakýmdan kabul edilebilir bir ‘kapak’ anlayýþý var.
Örnekler çoðaltýlabilir. derdgiler tek tek incelenebilir ve fakat hepsini ayný çuvala koymak olmaz. Yine de edebiyat dergilerinin kapaklarýna yansýyan genel fotoðraf budur: Sýradanlýk...