Yasa TBMM’den geçti, dershaneler galiba 2015 Eylül’ünde kapanacak ya da dönüþecekler.
Siyaseti asla kötü manada kullanmak istemem ama Türkiye bazý konularda çok fazla ve yersiz siyasallaþtý gibime de gelmiyor deðil.
Bu anlamsýz ve yersiz siyasallaþma konularýnýn baþýnda da muhtemelen dershaneler geliyor.
Dershaneler özünde teknik bir eðitim konusu idi ama siyasi bir itiþmenin alaný oldular.
Artýk bir yasa çýktý, “iyi mi oldu, kötü mü oldu” tartýþmasýný bir kenara býrakýp bundan sonra ne yapýlabilir, bunu tartýþmamýz lazým.
Bu meseleleri yakýndan izlediðimi düþünüyorum ve son yýllarýn popüler ifadesiyle bu yasal deðiþikliðin hayýrlara vesile olmasýný diliyorum.
Olabilir de, þayet bu kararýn makul ve zorunlu sonuçlarýnýn gerekleri de yerine getirilebilir ise.
Aþama aþama gidelim.
1- Bir yasa çýktý, dershaneler kapanýyor.
2- “Liselerde eðitimin kalitesini yükseltelim, o zaman dershanelere zaten gerek kalmaz” düþüncesi (!) gerçekten çok anlamsýz bir ifadedir zira tüm liselerimizi Türkiye’nin en iyi lisesi (hangisi ise) düzeyine de çeksek ortada bir arz-talep meselesi var, bu sefer de yarýþma ve ek okul dýþý destek talebi iyiler arasýnda en iyi olabilmek bazýnda yaþanacak, yani bir anlamda bugünkü üniversite sýnav sistemi deðiþmedikçe yarýþma yani bir dýþ yardým alma talebi sürecek.
3-Üniversite kontenjanlarýný üniversite talebine yaklaþtýrmak hatta kontenjan arzýný talebin de ötesine taþýmak da bir çare hiç deðil zira yarýþ aslýnda bir üniversiteye “kapak atmak” için deðil, iyi bir üniversiteye, mesela ÝTÜ’ye, Boðaziçi’ne, ODTÜ’ye girebilmek, gerçek bir diploma elde edebilmek için oluyor.
ÝTÜ, Boðaziçi, ODTÜ gibi üniversitelerin, kurumlarýn kontenjanlarýný da bugünden yarýna iki milyona çýkaramayacaðýnýza göre mevcut üniversite giriþ sisteminde radikal bir deðiþiklik yapýlmaz ise dershanelerin kapatýlmasý kararý çok ama çok büyük eþitsizliklere, haksýzlýklara neden olabilir, bunu unutmayalým, zira dershanelerin mevcudiyeti Türkiye’de en çok iyi bir lisede okuyamayanlarýn yararýna idi.
4- Gelelim bu çok önemli konunun üniversite ayaðýna. Bu konuya da üniversitelere iliþkin bence vazgeçilmez bir varsayým ile baþlayalým: Kendi öðrencisini seçemeyen üniversiteye üniversite demek çok kolay deðildir. Üniversitelerin performansýnýn yükselebilmesi için kendi öðrencilerini bir biçimde kendilerinin seçebilecekleri bir üniversite giriþ sistemi zorunludur.
5- Peki ama nasýl? Bu soru gerçekten çok ama çok zor bir sorudur. Türkiye’nin insan iliþkileri, kültürü iyi üniversitelerin kendi öðrencilerini kendilerinin ama hakkaniyete, liyakata dayalý bir biçimde seçmesine olanak verecek midir, teknik kapasiteleri yeterli olacak mýdýr, bu soruya olumlu yanýt verebilmek gerçekten de kolay deðildir.
Üniversitelerin kendi öðrencilerini kendi kriterlerine göre kendi seçecekleri bir sistemde, ki üniversite olabilmek için bu koþul kanýmca vazgeçilmezdir, Boðaziçi ya da ODTÜ rektörlerinin, sýnav giriþ komisyon baþkanlarýnýn baþlarýna neler gelir, ne tür ve kimlerden gelecek taleplere muhatap olurlar, düþünemiyorum bile ama yerel kültür kökenli bu sevimsiz durum yine de üniversiteler için en iyiyi aramaktan kimseyi vazgeçirmemeli.
6- Biz de bir eþik puan belirleyecek bir sýnav yapmalýyýz ama her üniversite bu eþik puaný aþan öðrenciler arasýndan seçmeyi yine de kaçýnýlmaz olarak üniversitenin kendisi yapacaktýr, bunu unutmayalým.
7- En iyi çözüm ise bana üniversitenin lisans aþamasýnýn tanýmýný deðiþtirip süreyi üç seneye çekmek, yetki ve sorumluluk veren diploma dallarýný, týp, hukuk, mühendislik, mimarlýk gibi, üç senelik lisans aþamasýnýn sonrasýna sarkýtmak, lise sonrasý üç senelik lisans aþamasýný da, kontenjanlarý çok ama çok arttýrarak, toplumsal bilimler, doða bilimleri ayýrýmý yaparak genel ama saðlam bir formasyona býrakmaktýr.
Üniversiteler kendi öðrencisini kendi kriterlerine göre seçemezler, lisans öðretiminin tanýmý yeniden yapýlmaz, kontenjanlar lisans aþamalarýnda çok arttýrýlamaz, týp, hukuk, mühendislik gibi dallara lise sonrasý girilecek ise dershanelerin kapatýlmasý çok ama çok büyük sorunlara neden olacaktýr, bunu bilelim.
8- Son olarak da, üniversite dendiðinde lisansüstü aþamalarý düþünmeye kendimizi alýþtýrmamýz lazým.