Dershanelerin dönüþümü

Dershanelerle ilgili dönüþüm sürecini düzenleyen ve milli eðitime iliþkin bazý kanun ve kararnamelerde düzenleme yapýlmasýný öngören yasa tasarýsý 6 Þubat 2014’te TBMM’ye sunuldu. Tasarýnýn dershanelere iliþkin hükümleri, beklenenin aksine, çok fazla tartýþmaya neden olmadý. Zaten bu düzenlemelerde ciddi bir sürpriz yok. Daha önce Baþbakan Erdoðan ve Milli Eðitim Bakaný Nabi Avcý tarafýndan kamuoyuna açýklanan hedefler ve takvim çerçevesinde bir düzenleme öngörülüyor.

Ancak, tasarýda, 2011 yýlýnda Ömer Dinçer döneminde çýkarýlan KHK’da yapýldýðý gibi, Milli Eðitim Bakanlýðýnýn orta ve üst düzey bütün yöneticilerinin görevden alýnmasý ile okul müdürlerinin atama usulünün deðiþmesi öngörülüyor. Eðitim yöneticilerini ve sendikalarý doðrudan ilgilendiren bu konular o derece tartýþmaya konu oldu ki, dershane konusu ve tasarýda yer alan diðer birçok husus gölgede kaldý. Görünen o ki, bu düzenlemeler daha çok tartýþýlacak.

Baþarýlý olur mu?

Hükümet, dershaneleri dönüþtürme konusunda kararlýlýðýný, tasarýyla bir kez daha ortaya koymuþ oldu. Tasarýda yer alan öðrenci baþýna özel okullara destek verilmesi ve arsa tahsisi ve gibi teþvikler, dönüþümü kolaylaþtýracaktýr. Ek olarak, altý yýl tecrübesi olan dershane öðretmenlerinin, devlet okullarýna KPSS olmaksýzýn alýnmasý da, çoðu yýllardýr iþ hayatýnda olan ve KPSS’ye hazýrlanmasý zor olacak bu öðretmenlere getirilen bir kolaylýk. Bu hususun, bu þartlarý taþýmayan ve halen atama bekleyen adaylarý, memnun etmediðini de belirtelim.

Dönüþümün baþarýlý olup olmamasý, iki hususa baðlý.

Birincisi, mevcut düzenlemelerin ne derece iyi uygulanacaðý. Sözgelimi, Maliye Bakanlýðýnýn da iþin doðal bir paydaþý olduðu düþünüldüðünde, öngörülen teþviklerin ne kadar esnek olacaðý ve yeni özel okul öðretmen ve öðrenci kapasitesi oluþturacaðýný, görmek ve izlemek gerekli. Ayrýca, dershane öðretmenlerinin ne kadarýnýn devlet okullarýna alýnacaðý da, önemli.

Ýkinci husus, dershanelere olan ihtiyacýn ne derece azaltýlacaðý. Bundan dolayý, hükümetin, bazý ek tedbirler almasý lazým. Uzun süredir ýsrarla vurgulamaya çalýþtýðým üzere, sýnavla öðrenci alan lise sayýsý azaltýlmalý. Ayrýca, olasý bir eþitsizlik doðmamasý için, ücretsiz telafi eðitim imkânlarý acilen güçlendirilmelidir. Dahasý, Türkiye’deki nüfus baskýsý ve eðitim talebi dikkate alýnarak, üniversite giriþ sisteminde bazý düzenlemeler yapýlmalýdýr. MEB, YÖK, ÖSYM ve TÜBÝTAK’ýn bu konuda zaten bir çalýþma yaptýklarýný biliyoruz. Açýkça ifade edelim ki, üniversite giriþ sisteminde mucizevi bir deðiþim (ör. herkes için tamamen sýnavsýz bir geçiþ) beklemek gerçekçi deðildir. Ancak, doðru adýmlar atýlýrsa, giriþ sistemi üzerindeki baský önemli ölçüde azaltýlabilir.

Temel yasalar

Yukarýda sayýlan iki hususa ek olarak, özelde özel okullara iliþkin genelde ise bütün eðitim sistemine iliþkin daha özgürlükçü bir yasal çerçeveye ihtiyaç söz konusu. Ancak hem Milli Eðitim Temel Kanunu hem de Yükseköðretim Kanunu gibi eðitim sistemini þekillendiren ve amaçlarýný belirleyen yasalarda köklü bir deðiþim hâlâ yapýlmadý. Zaten farklý talepleri olan ve çoðulcu bir yapý arz eden Türkiye toplumunun eðitime iliþkin talepleri ancak daha çoðulcu ve çeþitlendirilmiþ bir eðitim sistemiyle karþýlanabilir.

Demokratikleþme paketi kapsamýnda gündeme gelen özel okullarda Türkçe dýþýndaki dillerde eðitim olanaðý, pozitif bir adým. Ancak konuya iliþkin yasal düzenleme henüz yapýlmadý. Þayet özel okullara yönelik daha fazla esneklik saðlanýrsa, gerçek anlamda özel okullaþma yani devlet okulundan farklýlaþtýrýlmýþ bir eðitim teþvik edilmiþ olur.