Dersini aldıysan, yediğine üzülme!

Tribünlerde meşale yakmak, İtalyanların sunduğu bir yenilikti. Ama  stadlardaki bu renk, giderek tehlikeli olmaya başladığında; UEFA ve FIFA tarafından yasaklandı. Medeni ülkelerde tarihten silindi. Şimdi maganda olanlar kullanıyor.

Türk seyircisinin İzmir’de sergilediği meşale şovu da, bizim hala vandal duygular içerisinde kaldığımızı belgeliyor. Ne zaman uslanacağız?

Maçın bir süre durması rezaletti.

* * *

Neyse ki maç fena değildi. Bir hazırlık mücadelesinin ötesinde; maç dışında. sanki kazanılması gereken başka bir şey varmış gibi bir hava vardı. Seyircinin yoğun ilgisi, sahadakilerin tribünlere bir şey vermek gerektiği duygusunu tetiklemiş olabilir.

Özellikle Sneijder’in attığı gol, o kadar insanın oraya gelmesine değdi. Gelişine ustaca vurulan sert top, benim diyen bir kalecinin kurtarabileceği bir şey değildi. Böyle vurursan o gol yenilmeye mecbur!

Eski göz ağrısı Schuster’i tekrar bizimle buluşturan Malaga, 1-0 geriye düştükten sonra daha derli-toplu oynasa ve gol atsa da; bu kez Drogba’nın hışmına uğradı. Durumu 2-1’e getiren kafa şutundan önce, Riera’nın usta işi ortesı da, gol kadar güzeldi.

İspanyol ekibi bu golün güzelliğine o denli hayran kaldı ki, o kafa şutunun kopyasını çıkarıp bir tane de kendisi attı. Ne yazık ki arkası da geldi.

* * *

Eğer hazırlık maçından teknik bir yarar bekleniyorsa, o faydayı sağlayacak bir maçtı. Rastgele, keyifsiz (Hatta zoraki) oynanan başka hazırlık maçlarına oranla, Terim bu mücadeleden önemli dersler çıkarmıştır. Boşuna oynanan bir maç değildi.

Mesela, rakip kale üstüne sokulan Amrabat’ın kendi önü kapalı, yandaki arkadaşının önü boş olduğu halde, şut çekmeye çalışması hem açemilikti hem bencillikti. Topun rakibe çarpacağı gün gibi aşikardı. Amrabat en azından bunu öğrenir. Ya da öğretirler.

Bir de, G.Saray gibi bir takım, savunma arkasına bu kadar rahat adam kaçırmaz, kaçırmamalı!