Derviþin fikri neyse, zikri odur

Türkiye’nin IÞÝD ve PKK’ya yönelik askeri operasyonlarý, birçok ülkenin içinde tuttuðunu dýþarý çýkarmasýna yol açtý. Ülkeler, fikir beyan ederken hem kendi aralarýndaki temel görüþ farklarýný sergilediler, hem de esas politikalarý hakkýnda epeyce ipucu verdiler.

ABD, Türkiye’nin IÞÝD ile mücadelesinde zaten en yakýn ortak durumunda, dolayýsýyla bu konudaki tutumu gereði zaten operasyonlarý gerekli, meþru ve uluslararasý hukuka uygun bulduðunu açýkladý. Bugüne kadar alýþýk olunmayan ise ABD’nin ayný zamanda PKK eylemlerini de þiddetle kýnamasýydý.

Hem PKK hem de IÞÝD’le olan mücadelenin olumlu bulunmasý, ABD’nin PKK eylemlerini baþlatma emri veren “kesim”i açýkça desteklemediðinin ifadesi oldu. ABD, PKK eylemlerinin ABD-Türkiye ikilisinin Suriye’de etki yaratmamasý için yapýldýðýný anladýðýný ima etti. Diðer bir ifadeyle Obama, Türkiye ile dostane iliþkiler kuran Kürt hareketini desteklediðini söylemiþ oldu.

Söz konusu açýklamanýn bir ucu PKK’ya deðiyorsa, diðer ucunun da HDP, PYD gibi diðer kuruluþlara deðdiði ve uyarý taþýdýðý açýk.

Batý ülkeleri

Almanya’dan gelen açýklamalar ise PKK’ya karþý yürütülen mücadelenin kýnanmasý þeklinde oldu. Bu, Türkiye’nin PKK’yý býrakýp sadece IÞÝD’le mücadele etmesinin istendiðini gösterdi. Ancak diðer bazý açýklamalar, Türkiye’nin IÞÝD’le tek baþýna ya da sadece ABD ile birlikte mücadele etmesinin de o kadar “hayýrlý” görülmediðini ima etti. Zira Almanya, Ýncirlik gibi üslerin tüm koalisyon güçlerine açýlmasýný talep etti.

Söz konusu talep, Almanya’nýn Suriye’ye öyle ya da böyle müdahil olma arzusu anlamýna gelir. PKK konusundaki tutumu belliyken bu iþi Türkiye ile ittifak kurarak yapamayacaðýna göre, elinde koalisyon ya da NATO yolu kalýr. Ancak bu durum ayný zamanda zaten Suriye konusuna bulaþmýþ olan Almanya’nýn ABD-Türkiye denetiminde bir “açýlým” yapabileceði sonucunu da getirir. Belki Obama Almanya’yý bu yolla kanatlarý altýna almayý hesaplamýþtýr.

Fransa ise, týpký Almanya ve AB’den gelen açýklamalarda olduðu gibi, kabaca “PKK’yý býrak, IÞÝD’e bak” diyen cephede yer alýyor. Ancak onlar “Türkiye’nin IÞÝD’le mücadelesini inandýrýcý buluyor musunuz?” türü sorularla anketler yapýp iç kamuoylarýnýn derdine düþtüklerinden büyük politikalarý hakkýnda bilgi sahibi  olamýyoruz. Birleþik Krallýk ise, ABD’yi Kürtler yerine Türkiye ile iþbirliði yapmakla eleþtiriyor; zira bu durumun Britanya’nýn manipülasyon imkanlarýný daraltacaðý ima ediliyor.

Doðu ülkeleri

IÞÝD’le mücadele adýna Irak ve Suriye’de kendisine epeyce alan açan Ýran ise Türkiye’nin IÞÝD’le mücadelesinde aþýrýya kaçmamasý tavsiyesinde bulunuyor. Bu, Ýran’ýn operasyonlardan gayet rahatsýz olduðunu gösteriyor. Zira IÞÝD ile sadece kendisinin mücadele etmesini savunarak o alana Türkiye’nin girmesi halinde etki alanýnýn daralacaðýný biliyor.

Ayrýca Ýran, baþ düþmaný IÞÝD’le Türkiye de mücadele ediyor diye sevineceðine, kýzgýnlýk ifadesi göstererek Esad’ýn yanýnda ancak kendisinin yer alacaðýný, Türkiye ya da baþka oyuncularýn kendisinden rol kapmasýna taraftar olmadýðýný itiraf ediyor.

Esad ise epeyce boyun eðmiþ biçimde ve sanki Ýran’a raðmen, iç savaþý bitirecek ve terörle mücadeleyi kapsayan her türlü görüþmeye açýk olduðunu bildiriyor; böylece içinde Türkiye’nin de olduðu koalisyon güçlerine yaklaþmaya razý olduðunu ifade ediyor. Rusya da PKK’nýn arkasýnda ben yokum dercesine taziyelerini bildiriyor. Bu arada Ermenistan ile Azerbaycan arasýnda yükselen askeri tansiyonla kendisi için önemli olan yerin Kafkasya olduðunu, Suriye ile Ýran arasýna mesafe girmesine fazla itirazý olmadýðýný hatýrlatýyor.