Roberto Mancini’nin Galatassaray’da kalma ihtimali birçok kiþiyi huzursuz etmiþ görünüyor. Birçok taraftar; biraz “Cool” ve çokça þýk görünen Mancini’yi, teknik yetersizlikle de suçlayýp istemiyor.
Bu kafa; ilk yýlýnda sýkça Almanya ya da Ýsviçre’ye giden Jupp Derwall’e “Tatilci” diyen zihniyetle birinci kuþak akrabadýr... “Futbolu bilmiyor” diye alaya bile alýnan Alman hoca; kalmasýna tahammül edenlerin uzak görüþlülüðü sayesinde, önce Galatasaray’ýn sonra da Türk futbolunun kaderini deðiþtirmiþti.
Ayný þekilde Danimarkalý teknik adam Sepp Piontek, milli takýmýn baþýnda (Skorlar açýsýndan) çok baþarýsýz olmasýna karþý; elimizden gittiðinde, Türk futbolunun bakýþ açýsý ve teþkilatlanmasýný ne denli geliþtirdiðini sonradan öðrendik. Bu ülkede Derwall ve Piontek de istenmedi.
***
Elimizdeyken kýymetini bilmediðimiz teknik direktörleri birbirine eklesek buradan köye yol olur. Türkiye, deðerleri önceden tanýma konusunda ne yazýk ki zihin özürlüdür. Ýlk yýlýnda þampiyon olamamýþsa; bize göre hiçbir hoca iyi deðildir.
Ben Roberto Mancini’nin Jupp Derwall ve Sepp Piontek ayarýnda bir teknik adam olduðunu iddia etmiyorum. Ama sezon ortasýnda gelmiþ bir adama; Þampiyonlar Ligi katýlýmý ve Türkiye Kupasý sahipliði kazandýrmýþ olmasýna raðmen “Baþarýsýz” diyemem... En azýndan kalmayý hakediyor.
Her maçta, birbirini hiç tutmayan tamamen ayrý bir kadroyu sahaya sürme inadýný; “Zaaf” olarak deðil “Arayýþ” olarak algýlarým. Bu uygulamasýný, onu takýmdan gönderme adýna malzeme konusu olarak hiç kullanmam.
Mancini, Avrupa’da geleceði olan bir teknik direktör... Göreceksiniz; Galatasaray’dan sonra (Ýtalya Milli Takýmý dahil) birçok ünlü ekibi çalýþtýracak ve baþarýlý olacak... Mancini “Kýymetini bilemedik” dediðimiz isimler arasýna katýlacaktýr.
Avrupa kupasý maçlarý süresince, “Galatasaray’ýn baþýnda kim var?” diye sorulduðunda, cevabýn “Mancini” olmasý, bir marka deðerinin ve saygýnlýðýn iþaretidir.
Kalýrsa (Ki kalacak), Galatasaray doðru bir iþ yapmýþ olur.