Dev aynasýndaki cüce

Golü attýðýmýz ana kadarki ilk yarým saat içinde, durum aynen þuydu... Milli Takýmýmýz rakip alana girmekte zorlanýyor, pozisyon bulamýyor, hatta þut bile atamýyordu. Dünya sýralamasýnýn 204’üncüsü olan arka cep ülkesi Andorra; bize kafa tutuyor, direniyor, (Pozisyon bulamasa da) sýk sokuluyor, neredeyse top bile göstermiyordu.

Hatta bu arada, gözlerime inanamadýðým bir tabloya tanýk oldum... Arda; sahayý ikiye bölen orta çizginin sadece 2 metre kadar ilerisinde, ofsayta yakalandý. Çünkü Arda dýþýndaki tüm takým, kendi yarý sahamýza kapanmýþtý. 10 kiþi birden kime karþý?... Andorra’ya karþý. Öff!

***

Golü attýk da ne oldu? Deðiþtik, geliþtik mi?

Gene hayýr!

Maçý sonradan ekranda yakalayan yabancý birisi; mavi takýmýn Andorra olduðunu bilmese, sahadaki oyunu birbirine denk iki takýmýn mücadelesi olarak görecekti... Onlar bizim kadar iyi deðildi, biz onlar kadar kötüydük.

Artý 46’da gelen son saniye golü ile devrenin 2-0 bitmesi; aradaki kalite farkýný izah eden ya da açýða çýkaran bir gerçek olamadý. Futbolumuz; bu net skora raðmen, kötünün de kötüsüydü.

Biz bu halimizle mi, gruptaki diþli rakipleri yakalayýp öne geçeceðiz?

Yetmez hemþerim! Adama avucunu yalatýrlar.

***

“Rakibi önemsemedik de ondan böyle oldu” derseniz... Özrünüz kabahatinizden büyük olur. Ýþini sýký tutan ve ciddiye alanlar böyle yapmaz. Maç ayýrýrsanýz, baþkalarý gelir elinizi-kolunuzu orta yerinden ayýrýr. Neye uðradýðýnýzý þaþýrýrsýnýz... Profesyonel futbol bilimi ve bilinci; duygu disiplini ister. Andorra’yla oynarsanýz önemsenmesi gereken maçtýr.

Neyse ki; milliler ikinci yarýda akýl ve bilinç tutulmasýndan sýyrýldý. Maçý ciddi anlamda sahiplendi. Buna raðmen iyi veya çok iyi olamadý. Hatta gene kötüydü. Ama o malum Dalgacý Mahmut tiplemesi ile maçý karikatürize etmedi. Vaziyeti kurtardý.

Dün geceki oyun salý günkü Macaristan maçýný kotarýr mý, koparýr mý; derinden þüpheliyim. Gücünün bilincinde ve özgüveninde bir ülke gibi oynamýyoruz.