Dev kanallar, bize en azýndan bir Siyah Pantolon borçluydunuz

TRT Diyanet’te Tuba Kýlýç’ýn sunduðu Yeni Güne Merhaba programý birkaç günlüðüne hepimizin bireysel gündemini deðiþtirdi.

Konuklarý çok sayýda kitap yazmýþ, yüzlerce konferans vermiþ bir eðitmendi. Aliþan Kapaklýkaya.

Aliþan Hoca orada, sonradan toplumsal bilinçaltýmýzda “Siyah Pantolon Hikayesi” olarak kalacak olan bir çocukluk anýsýný anlattý.

Yokluk içinde geçen çocukluklarýný, bir pantolon giymek için günlerce heyecandan uykusuz kalan ama pantolonu giyeceði gün talihsiz bir kaza ile hayata gözlerini yuman kardeþi Rafet’in hikayesini.

Ýnternette ve sosyal aðlarda yayýlmasýnýn dýþýnda whatsapp’dan herhalde milyonlarca telefona gönderildi bu video. Hesaplamak mümkün deðilse de muhtemelen 20 milyon kiþi filan izlemiþ olmalý.

Sorularým var bu noktadan sonra dostlar;

Peki bu gibi hikayelere neden en çok izlenen kanallarda rastlayamýyoruz hiç?

Neden ana kanallarda denk gelmiyor böyle insaný derinden sarsan içerikler?

Sosyal medya olmasaydý nasýl haberdar olacaktýk bu videodan?

Acaba ne güzel içerikler, ne güzel hikayeler anlatýlýyor da baþa güreþmeyen, daha mütevazý reytinglere sahip kanallarda, neler kaçýrýyoruz?

Dahasý, bu videoyu izleyip çok etkilenen milyonlar acaba TRT Diyanet’i yahut Yeni Güne Merhaba programýný izlemeye baþladýlar mý?

Hayýr.

Döndük yeniden o çok sevdiðimiz seri üretim, fabrikasyon kitle zihni imha silahlarýna deðil mi?

Nasýlsa bir baþka güzel içerik bizim bakmadýðýmýz ekranlardan çýkýp da sosyal medya ile önümüze gelmeyi baþarabilirse , yani çölü aþabilirse sosyal medyadan haberleþiriz, whatsapp gruplarýndan önümüze düþer, deðil mi?

Ampüte Milli Takýmýmýzý gördük, tanýdýk, haberleriyle gururlandýk. Öyle deðil mi?

Peki sosyal medyada bu kadar patlamasaydý, yahut patlamadan önceki yüzlerce maçýnda niye haber olmadý bu tek kollu, tek bacaklý kocaman yürekli dev adamlar?

Yahu en çok reklamý alan, en büyük paralarý kazanan kanallar.

Niye bu kadar tembelsiniz siz?

Sosyal medya sizin arkanýzý toplamak zorunda mý?

Kamu hizmeti yaptýðýnýzýn bu denli farkýnda deðilseniz gidip uyuþturucu kaçakçýlýðý falan yapsanýza? Nasýlsa para kazanmak amaç, nasýlsa insanlara ne ulaþtýðýnýn, onlara nasýl etki ettiðinin önemi yok sizde?

Bir gün de bir yiðit çýksa dese ki “Aha da þu kadar reytingden vazgeçiyorum ve günümün þu saatini memleketimin gencecik, sesi soluðu çýkmayan baþarý hikayelerine ayýrýyorum. Bu da benim televizyonculuðumun zekatý.”

Mesela Þýrnak Cizre’de Dünya Kimya Olimpiyatlarýný kazanmýþ bir kýzýmýz var, adý Miryem Bayram.

Duydunuz mu adýný? Duymadýnýz.

Neden? Çünkü çok daha önemli haberleriniz vardý, aldatmalý, entrikalý haberlere saatler ayýrdýnýz.

Mesela Avrupa Þampiyonasý’nda bir genç kadýn sporcumuz kýrýlan bacaðýna raðmen mücadeleyi býrakmayýp kýrýk bacakla Avrupa Þampiyonu oldu. Adý Yeliz Koblay.

Konu ettiniz mi? Hayýr.

Haberiniz var mý? Hayýr.

Çünkü gündeminiz daha önemli.

Çok daha önemli.