Almanya yatmýþ olduðu kýþ uykusundan uyanmaya, Türkiye’nin kendisi ve AB için olan önemini idrak etmeye baþladý. Görünen o ki Ýrlanda dönem baþkanlýðý sýrasýnda en az bir baþlýk müzakereye açýlacak, Almanya ve Fransa giderek daha az Türkiye’nin üyeliðine engel çýkartacak. Umarýz Merkel’in ziyareti baþka konularda da sorunlarýn aþýlmasýna vesile olur.
Ancak Almanya’nýn AB’nin geleceði konusundaki fikrini deðiþtirmesi baþlý baþýna önemli. Türkiye, bundan sonra önünü daha iyi görebilecek, kendine Þangay Ýþbirliði Örgütü ya da benzeri bir yapýda yer aramaya kalkmayacak. Siyaset AB karþýtlýðý ekseninden çýkacak, AB’nin temsil ettiðine inanýlan deðerler tekrar tedavüle girecek.
***
Alman Baþbakaný’nýn tavrýndaki deðiþimi neye borçlu olduðumuz konusunda çeþitli rivayetler var. Kimi Avrupa’da var olan krize, kimisi Türkiye ekonomisinin performansýna, kimisi de Türkiye’nin bölgesinde artan aðýrlýðýna baðlýyor. Sebep ne olursa olsun deðiþim olumlu ve takdire þayan. Merkel ülkesi için de, bölgesi için de, Türkiye için de önemi olan bir karar verdi.
Eðer Merkel kararýnýn arkasýnda durabilirse, kaþýnýn altýnda gözün var deyip müzakere baþlýklarýnýn açýlmasýna doðrudan ya da dolaylý engel çýkartmazsa, Türkiye bambaþka bir yer olmaya doðru ilerleyecek, AB üyesi ülkeler de bu ilerleyiþinden yararlanacak demektir. Sonunda üye olsa da olmasa da kültürü, dini nedeniyle birlikten dýþlanmamýþ olan bir Türkiye, kendinle daha barýþýk, komþularýyla daha iyi geçinen bir Türkiye olacaktýr.
AB fikrini içselleþtirmiþ olan bir Türkiye’nin Kürt sorununu, Kýbrýs sorununu çözmesi, Ermenistan ile barýþmasý, eskiden olduðu gibi çatýþma çözümünde rol oynamasý çok daha kolay olacaktýr. Þartlar da buna son derece müsaittir. Hafta sonunda BDP heyetinin Öcalan ile gerçekleþtirdikleri görüþmeden sonra yaptýklarý kýsa açýklama dahi sorunun çözümü yolunda ilerlendiðine iþaret etmektedir. Çok yakýnda ateþkesin saðlanmasý, silahsýzlanma yolunda adýmlarýn atýlmasý mümkün görünmektedir.
Güney Kýbrýs’ta hafta sonunda ikinci turu gerçekleþen seçimler sonucunda GKRY Cumhurbaþkanlýðý koltuðuna oturan DISY lideri Anastasiyadis de sorunun her iki tarafý tatmin edecek çözümü için umut vaat etmektedir. Daha önce Annan Planý’ný desteklememiþ olan yeni Cumhurbaþkaný gevþek bir federasyon önermekte, merkezi hükümetin yetkilerini kýsýtlamayý öngörmektedir. Güney Kýbrýs’ýn içinde bulunduðu ekonomik durum zaten böylesi bir çözümü insanlarýn gözünde makul hale getireceðe benzemektedir.
***
Kürt sorununun çözümü Türkiye’nin insan haklarý karnesine yansýyacak, Kýbrýs sorununun çözümü konusunda attýðý her adýmsa AB ile olan iliþkilerinde nitelik sýçramasýna yol açacaktýr. Tarihiyle barýþmýþ, geçmiþinde yapýlmýþ hatalarý kabullenmiþ olan bir Türkiye’nin Fransa ya da herhangi baþka bir ülke parlamentosunun alacaðý karardan çekinmesine gerek kalmayacak, gerekirse hakkýný hukuk çerçevesinde savunabilecektir.
Türkiye’nin AB üyeliði için özel bir þey yapmasýna gerek yoktur. Kendisi için yapacaklarý týpký þimdi olduðu gibi üyelik sürecinin önünü açacak, Türkiye’ye olan talebin artmasýna yardýmcý olacaktýr. Demokratikleþme, eski Türkiye bakiyesi sorunlarýný çözme kendisi için önemlidir. AB üyelik perspektifi sadece sinerji yaratacak, bu sorunlarýn çözümünü kolaylaþtýracaktýr. Bu yüzden Türkiye býkmadan usanmadan ama alttan da almadan AB üyeliðinde ýsrarcý olmak zorundadýr.