Her iki takým da kazanma adýna maça atak baþladý. Özellikle Fenerbahçe; deplasmanda oynamasýna raðmen ofansif bir oyun anlayýþý ile karþýlaþmaya girdi. Shakhtar’ýn da ayný oyun anlayýþý ile karþýlýk vermesi mücadeleyi keyifli hale getirdi.
Fenerbahçe ilk yarýda özellikle orta sahada ciddi top kayýplarý yaptý. Rakip orta sahada, Teixeira, Tyson ve Fred gibi etkili ayaklarýyla oyunun üstünlüðü eline alarak; devamýnda da güzel bir paslaþma ve Srna’nýn ortasýnda Gladky ile golü buldu.
Fenerbahçe’nin ilk yarýdaki en büyük eksikliði istediði pasý yapamamasý ve 3. bölgede topun kalmamasýydý. Buna baðlý olarak hücumda çoðalamamalarý nedeniyle ilk yarýda istediði oyunu ve skoru elde edemediler.
Sow’un yakaladýðý pozisyonu gol yapmasý gerekirdi. Avrupa arenasýnda bu pozisyonlarý gol yapamazsan nerede yapacaksýn?
Fenerbahçe’de ilk yarýda Kjaer dýþýnda görevini iyi yapan bir oyuncuya rastlamadým.
Ýkinci yarýda farklý bir Fenerbahçe vardý sahada. Çünkü top kendisinde kaldý, Shakhtar geri çekildi. Az pas hatasý yaptý. Oyunu 3. bölgeye daha çabuk taþýdý. Ancak her geçen dakika Fenerbahçe’nin aleyhine geliþti. Ve ani geliþen Shakhtar ataðýnda o ana kadar etkili oynayan Kjaer’in bireysel hatasý, Volkan’ýn da zamanlama hatasý ile birleþince penaltý ile sonuçlandý. 2-0’dan sonra Fenerbahçe daha çok risk aldý ama arkada derin boþluklar býraktý ve korner dönüþünde Teixeira’nýn mükemmel ataðýnda Volkan’ýn da çizgide kalmasý sebebiyle kalesinde 3. golü gördü.
Avrupa’da kendi sahanda girmediðin ölçüde pozisyona girip gole çeviremezsen el oðlu affetmez!
Fenerbahçe’nin göze çarpan en büyük eksikliði takým olma noktasýnda. Pereira, Yýlmaz Vural hocanýn Avrupalý versiyonu. Böyle maçlarda sakin olmalý. Temel eksikler; saha içinde ortak hareket edememe, coþkunun azlýðý ve duygu eksikliði. Türk oyuncu sayýsýnýn az olma sebebi ile takým ruhunu da göremedim.
Sonuçta Fenerbahçe’nin Þampiyonlar Ligi rüyasý bitti, Avrupa Ligi macerasý baþlýyor.