Bunca can kaybettik, onlarýn ardýndan konuþtuklarýmýza bir bakýn. Bu mu bizim coðrafyamýzýn deðerlerine yakýþan! Bunlar mý yüreði yanmýþ, ocaklarý sönmüþ insanlara söylenecek sözler! Bu kadar mý kaybettik kendimizi, bu kadar mý koptuk vicdanýmýzdan!
Adýna sosyal medya denilen bataklýkta, insanlar, zerre kadar yüreklerini yakmayan, bir an olsun hissetmedikleri acýlar üzerinden konuþuyorlar.
O mecralarda algý operasyonlarý yürütenlerden bahsetmiyorum. Onlar kim kendilerine hangi tetikçiliði vermiþse onun peþindeler. Ýþlerini yapýyorlar bir bakýma!
Bilmeden, görmeden, yaþamadan ve en kötüsü hissetmeden konuþmak. Yaþadýðýmýz ‘Karanlýk Çað’ýn en belirgin özelliði. Oysa yapýlmasý gereken çok basit. O insanlarýn acýsýný sanal olarak deðil, gerçekten paylaþmak ve elbette hesap sormak.
Her kim, yaþanan bu faciadan dolayý sorumlu olan herkesten; siyasetten, hükümetten, ilgili bürokrasiden, sözkonusu madenin sahibi þirketten, onun arkasýndaki güçlerden hesap sormak istiyorsa, sonuna kadar haklýdýr. Kimin hatasý, kusuru, yanlýþý ve ihmali varsa hesap vermelidir. Hesap sormanýn önünü týkayan herþey, elbette meþru zeminlerde bertaraf edilmelidir.
***
Bir tek sorun var bu noktada. Zaten iþler orada karýþýyor, kimin ne istediði anlaþýlmaz hale geliyor. Soma*nýn hesabýný baþka hesaplara karýþtýrýp, iþi tekrar ve tekrar Tayyip Erdoðan*ý devirme kampanyasýna dönüþtürmek.
Facia anýndan itibaren kurgulananlarý ve onlar üzerinden bize servis edilenleri bir hatýrlayýn. Öfke seline kapýlmýþ bir baþbakan, karþýsýndaki protestocuya her nedense doðrudan uluslararasý iliþkileri içine alan bir tepkiyle karþýlýk veriyor. Hatta yetmiyor bir de tokatlýyor!
Peki sonra? Dayak yediði iddia edilen kiþi, Baþbakan’ýn kendisini korumaya çalýþtýðýný anlatýyor ekranlara. Tabi tüm dünyaya görüntüler ve sözümona haber servis edildikten sonra!
Ýstanbul’da muhtemelen toplasanýz dört ya da beþ muhabir üzerinden dünya medyasýnýn kritik önemdeki kuruluþlarýna servis edilen Türkiye ve Erdoðan portresi bu. Kepazeliði daha da artýrmak için ‘AK Parti’ye oy verdiði için piþman olan madenci eþleri’ pozunda sahtekarlýklar üretiliyor.
***
Ancak, tüm bunlarý birileri bize operasyon yapýyor rahatlýðýnda karþýlamak da gerekmiyor. Çünkü bu sadece Erdoðan’a deðil, doðrudan Türkiye’nin yükseliþine yönelik bir hamle ve adým adým da ilerliyor.
Bu algý operasyonuna neden karþýlýk verilemediði, özellikle Gezi operasyonundan itibaren doðru dürüst tartýþmadýðýmýz bir konu. Bunca yükseliþ, bunca güç ve devam eden seyre raðmen Ankara’nýn uluslararasý zeminlerde neden böyle bir portreyle anýldýðý üzerinde daha soðukkanlý konuþmak için gerçekten çok geç kalýyoruz.
Türkiye’nin yeri geldiðinde en hassas ve dokunulmaz sayýlan bir sorun üzerinde nasýl bir hamle ürettiðini 23 Nisan günü yayýnlanan ve tarihe geçen metinle gördük. Böylece her 24 Nisan’da soykýrým adý altýnda önümüze çýkan duvarý; akýl, vicdan ve ortak gelecek tasavvuru üzerine kurulu bir çýkýþla paramparça ettik.
Demek ki istenildiði takdirde böyle bir devlet aklý devreye girebiliyor. Demek ki biraz soðukkanlý bir duruþla, biraz sabýr ve emekle kendi oyununuzu kurmanýz mümkün. Þu halde bu aklýn acilen Tayyip Erdoðan ve Türkiye üzerinden devam eden büyük operasyon üzerine harekete geçmesi, sadece kend iç kamuoyunu deðil, tüm dünyayý sabýrla ve ýsrarla doðru bilgilendirecek kanallarýn oluþturulmasý gerekiyor.
Acýlarýmýz üzerinden bize operasyon yapýlmasýna izin vermek istemiyorsak, yapmamýz gerekenler çok basit. Hesap sormaktan zerre kadar çekinmemek ve herkesi sabýr ve dikkatle doðru bilgilendirmek.
Þikayet etmek yerine adým atmak. Hepsi bu.