Selahaddin E. ÇAKIRGİL
Selahaddin E. ÇAKIRGİL
Tüm Yazıları

Devlet Bahçeli, doğrusu şaşırttı

Önce bir NOT: Almanya’nın en ciddî gazetelerinden Süddeutsche Zeitung’da geçen yıl Tayyip Erdoğan’a ağır hakaretler de içeren karikatürler çizen ve yapılan itirazlara karşı Alman Hükûmeti’nce ‘basın özgürlüğü’ denilerek savunulan Dieter Hanitzsch dün de aynı gazetede, sionist İsrail rejimi başbakanı Netenyahu’yu, elinde bir füze veGelecek yıl Kudüs’de..’  diye bir şarkı söyleyen ve son Eurovizyon Şarkı Yarışması’nda birinci ilân edilen Yahudi kızın kıyafetiyle çizince.. Gazetenin Gn. Yy. Md. Wolfgang Krach özür diledi ve ‘Bay Hanitzsch’le, sadece o karikatüründe değil, ‘antisemit’ (Yahudi düşmanı) klişeler üzerinde de görüş ayrılığımız görülmüştür..’ diyerek gazeteden atıldığını açıkladı.

Birkaç yıl önce de bir ünlü İngiliz gazetesi, 35 yıllık karikatüristini, Netenyahu’yu, ‘Filistinlilerin beden ve kanlarının harç olarak kullandığı bir barış duvarı’ örerken çizdiği için işten atmıştı.

‘Basın Özgürlüğü’lafının nasıl bir silâh olarak kullanıldığını anlamayanlara..

  

*** 

Gelelim asıl konumuza..

Bugünlerde şaşırtıcı sözler geliyor, muhtelif cihetlerden.. Bunlardan en şaşırtıcı olanı, Devlet Bahçeli’den geldi.. 

Ama, önce ötekilere değinelim, kısaca.. 

KK tarafından, otoritesini zoraki kabul ettirmek isteyen bir öğretmenin öğrencisini çağırmaktaki kaba tavrını hatırlatan kaba bir şekilde, ‘Muharrem, gel buraya!..’ diyerek çağrılıp Cumhurbaşkanlığına aday gösterilen Muharrem İnce, Tayyip Erdoğan’ın, ‘seçimi kaybetmesi halinde gider mi?’ şeklindeki bir soruya, Demirel ve Özal nasıl gittiyse, Erdoğan da gidecek’ demiş.. 

Demirel’in vefatında bir anormallik yok.. 

Özal’ın ise, seçim kaybederek değil, bir ‘zehirleme’ sonunda vefat ettiği iddialarının hâlâ da devam ettiğini Muharrem İnce’nin bilmediği düşünülümez.. Anlaşılıyor ki, M. İnce, laflarının nereye gideceğini düşünmeden, gelişi-güzel konuşuyor.

M. İnce’nin bu sözüne gülüp geçilebilir. Ama, gülüp geçilemeyecek bir ‘cinayet davetiyesi’ ile aynı günlere rastlaması ilginç.. 

*** 

Evet, ancak bir psikiatri kliniğinde yatan birisince dile getirilebilecek olan hezeyanvarî sözleri, Pensilvania Şeyhi son günlerde yayımladığı bir video mesajında dile getiriyor ve ‘İki tane canlı bomba.. IŞİD de yapabilir, ‘Boko Haram’ da yapabilir; başkaları, başkaları da.. Şimdiye kadar niçin yapılmamış!. Bağırlarına mızrak mı saplıyacaksın, yoksa bunları kurşuna mı tâbi tutacaksın, neyin nasıl yaptırılması gerekiyorsa, o yapılmalı değil mi?’ diyor. 

Burada bu sözlerin kim için söylendiğini anlamak için kâhin olmaya gerek yok.. Açık olan, umutsuzca bir arayış içinde söylendiği anlaşılan bu lafların bir cinayet teşvikçiliği olduğudur ve o kişide olağanüstü güçler vehmeden çılgınlar da çıkabilir. Emr-i Hak geldiğinde, herkes gidecektir bu dünyadan.. Ama, çareyi birilerinin öldürülmesinde görenler, Selçukluların büyük veziri Nizâm-ül’Mülk’ü öldürten Alamut Kal’ası şeyhi Hasan Sabbah ve Haşhaşîler denilen müridlerinin çağdaş benzerleri ile karşı karşıya olduğumuzu düşündürüyor. 

*** 

Bütün bunlardan daha da şaşırtıcı olan.. Devlet Bahçeli’nin sözleri.. 

Hemen belirtmeliyim ki, tedavi metodu ve kullanılacak ilaçlar konusunda farklı yerlerde olsak bile, ülkenin ve milletin birlik ve bütünlüğünün korunması konusunda birleştiğimiz bir isim Bahçeli..

Tayyip Erdoğan’la, yıllarca, çok sert muhalefet ve mücadelesi olduğu halde, sonunda ülke ve milletin birliğini tehdit eden uluslararası entrikaları bertaraf etmek için bugün onunla birlikte hareket etmek ihtiyacını duymuş olmasını samimî bulduğumu bu sütunda birkaç kez yazmış birisi olarak, son sözleri karşısında şaşırdığımı belirtmeliyim. 

Ancak, onun 16 Mayıs günü, son günlerde ‘af’ konusunda söylediklerine ek olarak, ‘Af çıkmaması halinde seçime bir hafta-10 gün kala, şöyle-şöyle yapsalar, neler olur? (…) Türkiye büyük bir felakete sürüklenebilir.. Gezi Olayları’ndan çok daha korkunç ve çok daha gaddar olur’ diye yeni görüşler serdetmesini mâkul bir zemine oturtmak zor.. 

Bu sözleri bir başkası söyleseydi, bizzat Devlet Bey, ‘felaket tellâllığı’ yapıyor, yani, öyle yapın diye yol gösteriyor’ demez miydi? 

Bu sözler, Bahçeli gibi tecrübeli bir siyasetçiye yakışmadı.