2007 yýlýnda 367 garabetiyle ortaya çýkan týkanýklýðý aþmak için cumhurbaþkaný seçiminde deðiþikliðe gitme ihtiyacý hâsýl oldu.
Yapýlan anayasa deðiþikliði ile cumhurbaþkanýnýn doðrudan hak tarafýndan seçilmesi dönemi baþladý.
Sistem böylece fiilen yarý baþkanlýða evrildi.
Ama adý parlamenter olarak kaldý.
Erdoðan gibi karizmatik bir lider cumhurbaþkaný seçilince ve cumhurbaþkanýnýn yetkileri de hayli fazla olunca yürütmede fiilen iki baþlýlýk dönemi baþladý.
Bu fiili durum bir baþbakanýn çekilmesini beraberinde getirdi. Kusur baþbakanda deðil sistemdeydi!
***
Bu sistemin tadil edilmesi gerekiyordu.
Yarýn cumhurbaþkaný ile baþbakanýn partilerinin farklý olmasý halinde ülke 2001 yýlýnda olduðu gibi krizlere hatta bir kosa sürüklenebilirdi.
Bu fiili durumun izalesi gerekiyordu ama AK Parti’nin parlamento gücü gerekli anayasa tadiline yetmiyordu.
Ýþte bu noktada ülkesinin çýkarýný partisinin çýkarýnýn önüne koyabilecek bir devlet adamýna ihtiyaç vardý.
Bu devlet adamý Sayýn Bahçeli oldu.
***
Eðer bu anayasa deðiþikliði gerçekleþirse Devlet Bahçeli beyin bu fedakârca yaklaþýmý ülkenin siyasi istikrarýný garantiye alan müspet bir tavýr olarak tarihe geçecektir.
Bu deðiþiklik gerçekleþirse bundan sonra artýk koalisyonlar dönemi kapanacak ve hükümet kurma ve hükümet etmek bir sorun olmaktan çýkacaktýr.
Seçilen cumhurbaþkaný Erdoðan gibi iþkolik olursa ülke kazanacak, sýradan biri seçilirse en azýndan ülke kaybetmeyecektir.
***
Yalnýz þunu hatýrlamakta fayda var ki AK Parti-MHP mutabakatýyla hazýrlanan ve AK Parti tarafýndan meclise sunulan deðiþiklik yeni bir anayasa deðil hükümet sistemini baþkanlýða çeviren kýsmi bir deðiþikliktir.
Ülkenin hâlâ yeni bir anayasaya ihtiyacý vardýr.
Mevcut anayasa ne kadar deðiþtirilse deðiþtirilsin sadece baþlangýç kýsmýnýn orada kalmasý bile vesayet sisteminin bitmediðini göstermesi için yeterlidir.
Yeni anayasa inþallah yeni meclisler tarafýndan ele alýnýr ve 12 Eylül’ün yamalý bohçaya dönen bu hantal yükünden bir an evvel kurtuluruz.
Sunulan teklifle ilgili yazmaya devam.
***
Þehitlerimize rahmet yaralýlarýmýza acil þifa diliyorum.
Bu yazýyý bitirdikten sonra Kayseri’den hain saldýrý haberi geldi.
Terör bizim gündemimizi ve programlarýmýzý deðiþtirmemeli.
Terörün ipini elinde tutanlar sürekli terör konuþturup yazdýrarak halkýn sinirlerini bozmayý da hedeflediklerini unutmamak lazým.
Milli Seferberlik çaðrýsýnýn gereðini yapmak lazým.
Batý illerine sýçratýlan bu terör eylemleri ile Türk’ü Kürd’e düþman etme sinsi tuzaðýna bilhassa dikkat etmek lazým.
El-Bab’dan sonra hain yuvasýna dönüþen Münbiç, Afrin, Kobani ve Sincar’ý terör örgütlerinden temizlemek lazým!